Site icon Turkish Forum

Televizyon

Dünya ne hale gelmiş. Gazeteler ve Televizyon yaşadığımız dünyayı o kadar kötü gösteriyorki. Bu günkü Hürriyetin internetteki manşetlerine bakın. 29 Aralık 2012 - kandil

Dünya ne hale gelmiş. Gazeteler ve Televizyon yaşadığımız dünyayı o kadar kötü gösteriyorki. Bu günkü Hürriyetin internetteki manşetlerine bakın. 29 Aralık 2012

1 Buzların arasında ölümüne arayış
2 Uçaklar bebeleri vurdu
3 Zıpkında Koca serbest
4 Beni değil Nazı kurtarın
5 Otobana inen uçak üçe bölündü
6 Öksürük şurubu faciası 36 ölü
7 Otoparkta yaşananlar AVM kamerasında
Ve magazin haberleri.

Maksatları oturun oturduğunuz yerde siz yine iyisiniz şükredin halinize bakın Dünya ne b… tan bir hale gelmiş demek. Bu şekilde haberleri devamlı okursanız sizde karmasar, kötümser ve depresiv oluyorsunuz. Dünyada şu anda binbir türlü güzellik de oluyor. Ama siz sistematik olarak bu karamsarlığa bilinçli bir şekilde itiliyorsunuz.

Onlara göre ekonomik bir durum. Kötü olaylara talep var. Güzelliği kimse seyretmiyor. Reyting olayı. Dallas dizisinin yazarı: her dizi sonunda bilinçli olarak hep kötü sonla bitirdik ki seyirciler hep merak etsin öbür bölümü beklesin diye. Bizim dizilerde hep son sahnede ya biri bıçaklanır, vurulur, yatakta yakalanır yada sonu bir şekilde kötü bitirilir.

Siz kendinizi düşünün. Sabah Hürriyete baktınız kötülük üzerine kötülük. Muhteşem yüz yılı seyrettiniz entrikalar sonucunda kim kimi zehirledi yada ölecek sahnesiyle dizinin o bölümü bitiyor. Sabahtan akşama kadar kötü haber aldınız. Günler, haftalar ve aylarca bu kötü haberler sizide kötümser yapıyor. Kötü oluyorsunuz. Alış veriş yapın iyi hissedersiniz, reklamları unutmayın.

Bir arkadaşımın çocuğuna uçakta refakat ettim. Babasından alıp Türkiye’de ailesine bırakacaktım. Çocuk 5 yaşlarında. Bana uçakta ‘Mete amca biz Türkiye’ye vardığımızda hava alanında askerler bize ateş edermi?’ diye sordu. İşte haberlerin çocuklardaki etkisi.

Bir hükümet çıksa ve deseki herkesten 10 lira vergi alınıyor ama zengin için farketmezken fakir için 10 lira büyük para. Bu yüzden fakirden vergi almayacağız yerine zenginden 20 lira alacağız. Bu mümkün mü sizce? Değil. Çünkü zengin medyayı kontrol ediyor. Sizin için çalışanları vatan haini dinsiz imanız sahtekar diye gösterecek ve siz yine oylarınızı zengine çalışan partiye vereceksiniz. Ben komünist değilim ama olacaklar bu. Sebebi insanların eğitim seviyelerinin düşük olması ve televizyondan duyduklarını Allah’tan yollanan bir ayet gibi kabul etmeleri.

Köy Enstitüleri insanları bilinçlendirdilği için kaldırıldı. Bilinçli köylü olursa ağalık devam edemezdi. Köylü bilinçsiz olunca yönlendirmek daha kolay. Bu herkes için geçerli. Düşmanınızda fakir ve bilinçsiz bir insana seni sömürüyorlar al bu silahı derse ne olacak? Gördük ne olduğunu.

Norveç ve komşu ülkelerinden bir vatandaşı alıp al bu silahı milleti vur deseniz yada canlı bomba ol deseniz yaptırabilirmisiniz? Ekonomik olarak durumu iyi olan ve bilinçli bir insan vatana millete ihanet etmez.

Televizyon gerektiğinde insanları linçe katliama yada haksız bir savaşa itebilir. Haklı savaşmı olur derseniz olur. Çanakkale savaşında vatanı savunduk.

Bir telebizyon programında oylama yapıldı ve İngiliz seyirciler Falklands daki sorunun siyaset yoluyla çözülmesini savundu. Televizyoncu uyanık dediki siyasetle çözemezsek ne olur dedi? O zaman son çare savaşmalıyız dendi. Ertesi gün bilinçsiz halkın en çok okuduğu The Sun gazetesi başlık attı halk savaşı destekliyor. O saatten sonra savunmayanlar vatan haini ilan ediliyor.

6 – 7 olaylarını biliyormusunuz? Neden halk Rumlara saldırıp dükkanlarını yağmalayıp bir sürü Rum vatandaşımızı linç etti.

6 Eylül günü Türkiye Radyoları’nın öğle haberlerinde ve MİT mensubu, DP yanlısı Mithat Perin’in çıkardığı “Ekspres” gazetesinde, Selanik’te Atatürk’ün evinin bombalandığı haberin verilmesi olayların başlamasına sebep oldu. Hürriyet ve Milliyet gazetesi de bu tür yayınlar yaptı.

Oysa ev bombalanmamıştı. Evin bahçesine bir bomba konulmuş ve evin sadece camları kırılmıştı. Üstelik bunu yapan da Rumlar değil Oktay Engin adlı bir Türktü. Engin Yuna-nistan’dan Türkiye’ye kaçtı. Hükümet Engin’i Nevşehir Valisi yaparak ödüllendirdi.

Televizyon yalan makinasıdır. Yalan 40 kere söylenince doğru oluyor. Her ağızdan televizyon, radyo ve gazeteler daha önceden melek dedikleri insanlar hakkında öyle bir organizasyonla yalanlarla bizi inandırıyorlar. Bizde bir günde olmasada 10 sene yada 20 sene sonra artık herkes o insanın kötü olduğuna inanıyor. Ananızı ağlatan insanlarda barış Ödülleri ile bize kardeşlik ve barış üzerine nutuk atıyor ve halkta alkışlıyor.

CIA başkanı açıkça Amerika’daki sözü geçen saygı duyulan yada sevilen televizyoncu yada gazetecilerin nerdeyse tamamıyla gizli anlaşmalar yapılıp bağlandığını söyledi. Dünyadaki tüm gazete, televizyon, radyo, dergi ve benzeri basın yayın organlarının yüzde 90’ı sadece 3 şirket tarafından kontrol ediliyor.

Atatürk ü ele alalım. Heykelleri yıkılmaya başlandı ve ses yada tepki veren yok. Bu bir süreçtir. 40 yıllık bir süreç. Cumhuriyetin yıkılması Altı oktan kopuş ve uygulanan politikalar sonucu oldu. Ama televizyonda yöneten kesimin propaganda aleti olarak bu yönde yavaş yavaş insanları hazırladı. Yarın Cumhuriyet yıkılabilir yerine başka bir sistem gelir. O zaman Atatürk’ün ne kadar kötü olduğu söylenecek ve yazılacak. 40 sene sonra Atatürk kelimesi küfürle alınabilir. Tarihte bu çok oldu. Okumadığımız için ve sadece televizyon seyrediyorsak bizde bu yanlışın bir parçası olmaya mahkümuz.

Ben yahudilere düşman değilim. Bir Arap çocuğu ne kadar seviyorsam Yahudi çocuğuda o kadar severim. Son 40 senedir yahudilerin çektiği filimlerle büyüdüm. Yazık olmuş diye üzüldüm. Ama bir gün Filistin’de olanlarla ilgili bir filim gördünüzmü sinemalarda? Yok. Çünkü flistinlilerin can derdindeyken filim yapacak zamanı yok. Parası olan yabancılar neden yapmıyor. Yok karıyerleri biter. Yapılan filimler var hangi kanal gösterecek? ATV, SHOW, KANAL D yada STAR mı? Siz ne seyrediyorsunuz? Kuzey Güney, Muhteşem Yüzyıl seyretmediğim için isimleri aklıma gelmiyor ama televizyonda belki şu an devam eden 40 dizi var. Bu dizileri seyredip neden fakir olduğunuzu anlamayacaksınız. Neden ezildiğinizi neden şavaşa gittiğinizi neden öldüğünüzü bilmeden hayatınız bitecek. En önemli şey sağlık ve insanlar bu konuyu bile araştırmıyor. Ama Alex neden gitti. Şike olayında Aziz Yıldırım hastanede sağlık durum ne durumda bilenler çok. General tutuklanmış hastanede rahatsızlanmış kimsenin umrunda değil. Hürrem yeni gelen cariye ye ne yaptı İbrahim paşaya ne oldu herkes biliyor. 800 trilyon dolar dikkat edin milyar değil trilyon değerindeki Bor madenleri elimizden gitti. Bu parayla tüm borçlarımızı öder çocuklarımızı okula helikopterle yollayacak lükse kavuşturduk. BOR ne işe yarar kim aldı ne oldu Hürrem kadar değeri yok.

Tavsiyem. Samimi söylüyorum Televizyon seyretmeyin. Bu tavsiyeyi ilk bir seminerde ayda £150.000 den fazla kazanan bir iş adamından duydum. Cep telefonunda eski uzun Nokia. Siyah beyaz ekranı olan fotograf makinası yada internet erişimi olmayan çok eski bir telefon. Ama adam milyoner. Akıllı telefon kullanınca akıllı olunmuyor der gibi. Aslında akıllı telefon müşterilerine zeka testi yapılarak satılmalı bu telefonlar. Gerizekalı biri akıllı telefon alınca akıllı olmuyor. En büyük cehalet bilgiyi reddetmek değil. Bildiğini sanmak.

Sonuç olarak kitap okuyabilir yada ilgi alanınıza hitap eden yazarları takip edebilirsiniz. Arkadaşlarınızla sohbet edip birçok şey öğrenebilirsiniz. Sizede tavsiyem hayatınızdan televizyonu çıkarmanız. Dizilerde sizi bir yere götürmüyor. Tembelleşiyorsunuz. Oturmak insanı geriletiyor. Binlerce yıldır insanlar televizyonsuz yaşadı. Yaşı 40 üzeri olanlar da bilir. Eskiden dışarda bir hayat vardı. Televizyon depresyon demek. Dışarı çıkmak özgürlük.

Bir fıkra var. Padişah milletin sabrını ölmek için vergileri yükseltir. Ses yok. Uzun lafın kısası köprüye iki asker koyar. Gelen geçeni düzerler. Sonra halkı toplar ve şikayet varm der. Ses yok. Şikayet olmazsa hepinizin kellesini keserim der. Yaşlı bir adam dayanamaz. Padişahım hani köprü varya. Üstünde iki asker. Geleni geçeni düzüyor. Şikayetim baya kuyruk oluyor 2 asker daha koysanız rahat rahat bizi düzseler de bizde işimize gitsek nasıl olur demiş.

Hayat kısa. Televizyonla daha da kısaltmayın. Köprüdekiler gibi olmayın.

Son bir soru. Aya ilk kim ayak bastı? Büyük bir ihtimalle bildiğinizi sanıyorsunuz ama yanılıyorsunuz. Google’dan araştırırsanız dünyanın en büyük yalanını bulacaksınız. Ayda unutulan kola şişesi yada taşların üzerinde A B C yazıları, güneşin ışığından oluşması gereken yerde farklı stüdyo ışıkları be gölgeler. Bayrağın yer çekiminden aşağıda durması gibi unutulan bir sürü delil varken NASA nın cevabı ‘biz o çekimleri kaybettik’ oldu.

Ama helal olsun. Milyonlar öyle biliyor. Demekki bir yalanı tekrarlarsanız gerçek oluyor.

Geleceğiniz için bir YATIRIM yapın. Televizyonu kaldırın. Eskiden köyde sohbet ederdik. Masallar anlatılırdı. Oyunlar oynardık. Kitap okuyun tavla oynayın gezin spor yapın. Günde bir saat ayırsanız yeni bir dil öğrenirsiniz. Hayatı bir kere yaşamıyorsunuz. Her gün yaşıyorsunuz bir kere ölüyorsunuz. Başarının sırrı bu gün yaptıklarınızda gizli. En başarılı insanlar televizyon seyrederekmi başarılı oldu? Başarılı olmak bisiklet sürmek gibidir. Ayakta kalmak için ileri gitmek gerekiyor. Başarı harekette gizli. Şimdi anladınızmı neden bulunduğunuz yerdesiniz ve neden karamsarsınız? Günaydın.

Exit mobile version