Site icon Turkish Forum

SAMİMİYET SÜRECİ

14.2.2013 - kilicdaroglu partisinin grup toplantisinda konustu 111777 5

Fethullah Gülen himayesinde Abant Platformu “Türkiye Üzerine Farklı Bakışlar” konulu toplantılarda yeni anayasada kimlik tartışmalarıyla ilgili “Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı kavramı üzerinde odaklaşılmalıdır” sonucuna varmıştır.
“Terör örgütünün silah bırakması ve Türkiye’den çıkması” hamlesi sürerken, 15 Şubat 1999’da Abdullah Öcalan’ın yakalanmasını uluslararası bir komplo olarak değerlendiren KCK Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan,”Bugün komplo esas olarak kırılmıştır. Fakat Türk devleti ısrarla batının taşeronu olmak için kendisini pazarlıyor ve komplo koşullarını sürekli yeniliyor” diyor.
Deniz Baykal CHP grup toplantısında, Türkiye’nin temel siyasi kimliği ve tarihsel birikiminin çok ciddi bir şekilde sarsıldığını ve çözüldüğünü belirtiyor, “Ulusalcılar, yenilikçiler var sözlerini reddediyorum. Bütün CHP’liler ve milletvekilleri hem ulusalcı hem de yenilikçidir. Ulusalcı olmadan CHP’li olunmaz “diyor…
Bakınız,neler oluyor?

*
Fethullah Gülen, bir süre önce geniş kitleleri etkileyen cemaatinin partilere siyasetleri bazında destek vermesi ve gerekirse bunu geri çekmesi halinin toplumsal sigorta mekanizması gibi düşünülmesini istemiş -bu suretle, cemaatinin hükümet dışındaki güç ya da yeni Türkiye’nin kurucu-kollayıcı iradesi olduğunu söylemeye-getirmiştir.
Laik Türkiye’nin temel siyasi kimliği ve tarihsel birikiminin sarsılmasına ve çözülmesine neden olan türlü konularda önerilerinin tümünün hayata geçirilmesiyle maruf Abant Platformu -şimdi, “Türkiye Üzerine Farklı Bakışlar” konulu toplantıların ardından kimlik tartışmaları, Kürt sorununun çözümü ve yeni anayasa çalışmalarıyla ilgili çözüm önerileri sunuyor.

*
Türkiye’de reelpolitik gerçekler ve idealist taahhütler arasında bir ahengin kurulmasını öngörüyor.
Hiçbir resmi belgede Türk vatandaşlığının sosyolojik tanımlanmasına, devletin herhangi bir üst kimlik tasarlama girişimine tahammül edilmiyor -üstelik,eğitim müfredatının da bu esasları yansıtması öneriliyor.
Bu doğrultuda hükümetin Kürt sorununun barışcıl çözümü girişiminin desteklenmesini ve yeni anayasanın eşit yurttaşlık garantisi ile son genel seçimlerden önce tüm siyasi partilerin söz verdiği şekilde bir daha ki genel seçimler öncesinde çıkarılması isteniyor.
Tümünün perspektifini Arap İsyanı ve Türkiye-Irak-Suriye üçgenindeki bölgesel dinamiğinin oluşturduğu varsayılıyor.
Öyle ki başkanlık sistemi tartışmalarının, yeni bir anayasa için gerekli olan siyasî mutabakatı tehlikeye atmaması ve geciktirmemesi isteniyor.

*
Görüntüde reelpolitik ile Kürt Ulusal hareketi idealizmi arasında ahengin kurulması için elden gelen herşey yapılıyor.
Hem hükümet-dışı gücü temsilen cemaat hem de siyasi iktidar Abdullah Öcalan’ı muhatap alarak ulusal kimliğini hedefleyen Kürt hareketiyle herhangi bir kopma-ayrışma olmaksızın “Öcalan odağında” buluşmuştur.
Devletten bağımsız sürece ağırlık koymak isteyen kontra yapılar yoktur ama herhangi bir muhalefetin oluşturulması zor sanılsa da -siz,aldanmayınız – oh ne güzel,geniş bir toplumsal mutabakat oluşturulmuş görünüyor!

*
Rağmen İmralı sürecinden barışın çıkıp-çıkmayacağını -işte,Murat Karayılan’ın ” Türk devleti ısrarla komplo koşullarını sürekli yeniliyor ” ifadesinde belirttiği çözümü olanaksız şu kaygıların giderilmesine bağlı olduğu anlaşılıyor.
Kürtler kendi ulusal kimliklerini halihazırda bir ulus devletten talep ederken -aslında, Türkiye egemenliğinin güç ve iktidar ilişkilerinden kendi egemenliklerine pay istemektedir.
Hükümet-dışı gücü temsil eden cemaatin ve siyasi iktidarın gücünü ve iktidarını paylaşması olanaklı mıdır?
Ya da Kürtlerin ilişkilerindeki her değişim Türklerin kendi aralarında çekişmeleri sonucunu yaratmaz mı?
Yoksa cemaat ve siyasi iktidar barışa yönlenmeyle -bizzat, ulusal kimliklerini Kürdistan’la pekiştirmeyi hedefleyen Kürt hareketini kendi içinde çekiştirip güç ve iktidar bölünmesine mi sürüklemek istiyor?
Ya da sürecin bir aşamasında ulusal kimlikleriyle Kürtler ve Türkler giderek komşularıyla, müttefikleriyle bölgesel ve küresel ilişkilerini geliştirmeleri halinde bir kapışmadan nasıl kaçınabilirler?
Ya Başkanlık sistemi üzerinden otoriterleşen Türkiye, ulusal kimlikli Kürtlere nasıl bir garanti verebilir?

*
Bu yüzden hükümet dışı cemaatin ve siyasi iktidarın İmralı sürecini ulusal kimliklerini isteyen Kürt hareketini bölüp parçalamak, bu hareket içinde kendine yakın kesimleri asli muhatap haline getirmeye çalıştığını görmek gerekiyor.
Sonra bu asli muhataplar, Türkiye Cumhuriyetine Kürt vatandaşlığı ortak paydasında entegre edilmişlerle, parlamentodan;
Abdullah Öcalan’ın, “Kılıçdaroğlu Baykal’ın yeni bir versiyonu olmak istemiyorsa, Kemalizmi demokratikleştirmek gibi bir misyonu varsa BDP ile diyaloğa açık olmalıdır. CHP ve Kılıçdaroğlu cumhuriyetin demokratikleştirilmesi yönünde bir açılım içine girerse birliktelik gelişebilir” dediği yönde,
Yeni CHP’nin yeni kadrolarını oluşturan Kemalist ilkelerin eskimiş, hesaplaşılması ve aşılması gerekli bir ideoloji olduğu görüşünde sosyal demokratlar, Kemalizmden sosyal demokrasi çıkarma peşinde revizyonistler, amaca giden her yolu mübah gören ve bunun için herşeyi feda edebilen makyevelistler, ulus- devletin yerine halkların iradeleşmesine inanan demokratik konfederalistler,liberaller,sosyalistler vesaire koalisyonuyla tamlanarak, hem “Türk’lüğü” hem “Başkanlık Sistemi”ni dışlayan yeni anayasanın yolunun açılması öngörülüyor.

*
Tam bu noktada Deniz Baykal -son bir gayretle, Türk’ün Türk ile Türk’ün Kürt ile kapışmasını önlemek üzere meclis grubunda konuşmaktadır.
“Türkiye’yi değiştirmenin ilk aşaması CHP’yi değiştirmektir. Onun için CHP’yi savunmak Türkiye’yi savunmaktır. Bunu çok iyi bilin. CHP’ ye muazzam haksızlıklar yapıldı ve yapılmaya da devam ediyor. Bu duruma meydan okumak gerekmektedir. CHP bir karmaşa içinde olan insanların bir yığınağı gibi algılatılmak isteniyor. CHP’nin ne olduğu bellidir. Programı vardır, bir ve bütündür. Ulusalcılar, yenilikçiler var sözlerini reddediyorum. Bütün CHP’liler ve milletvekilleri hem ulusalcı hem de yenilikçidir. Ulusalcı olmadan CHP’li olunmaz. Bu tehditler karşısındaki direnç noktası CHP’dir. Kendi elimizle ayrıştırırsak, ulusalcı yenilikçi olarak, amaçladığımız hedeflerden mahrum oluruz. Biz birbirimize mecburuz. Bu bakış açısını değiştirmek gerekmektedir ” diyor.

*
Ne ki,Kemal Kılıçdaroğlu CHP’yi başkalaştırmıştır.
Ne gam,vakti geldiğinde kendisini süreçten dışlasa da – ya, yeniCHP harcına da katıldığı yeni anayasanın çıkarılmasında ortak olacaktır -ya da, “insaf”; sosyal demokrat, revizyonist, demokratik konfederalist, sosyalist, liberal vesaire yeni CHP milletvekillerinin vicdanına kalacaktır!
Türklük Hukuk’a bir pamuk ipliği ile tutunuyor…

14.2.2013

Exit mobile version