Arabanın arkası
Cilvegözü Sınır Kapısında, patlayan arabanın, yönünden giderek akıl yürütmeler oldu.
Araba Suriye’den bu tarafa geliyor diyenler; “Suriye’ye Amerika ile birlikte müdahale edelim” taraftarıydılar.
Araba Türkiye’den Suriye’ye gidiyor diyenler ise; “Suriye’nin iç işlerine karışmayalım” diyenlerdi.
Arabanın yönü ister Türkiye’ye doğru olsun, ister Suriye’ye doğru olsun, isten yerin dibine doğru olsun bomba yüklü araba Türkiye’de patladı.
Patlayan araba değil, siyasi iktidar ve Davutoğlu’nun “Çukur” siyasetiydi.
Türkiye’den Suriye’ye mal ihraç etmek ve ticaret yapmak yerine, terörist ve mühimmat ihraç edenler, bu belanın ülkemize sıçrayacağını biliyorlardı.
Amerika da, siyasi iktidar da biliyordu.
Suriye’de Kurulu devletten, Suriye’nin istikrarından yana olmak varken, Suriye’nin içindeki terörden yana olmak, sonunda bu terörü Türkiye’ye davet etmekti.
Nitekim şimdi, Türkiye Suriye sınırında yaşananlar, Pakistan Afganistan sınırında ki, Veziristan da yaşananların aynısıdır.
Amerika’nın ağzı ile söylersek; Pakistan’ı İslam-i terörden kurtarmak için Veziristan bölgesine yerleşen Amerika’nın yürüttüğü savaşın ağır bedelini Pakistan ödemektedir.
Pakistan esas itibari ile fiilen bölünmüştür.
Veziristan’da Pakistan devletinin hiçbir yetkisi yoktur.
Patriotlar, Maraş, Adana (İncirlik) ve Antep’te Veziristan’dakine benzer görev almak ve Güneydoğuyu bizden koparmak için oradadırlar.
Cilvegözünde patlayan arabanın Antep, Urfa ve Maraş gibi vilayetlerimizde, Alevi/Sünni çatışması olarak karşımıza çıkmayacağını kim söyleyebilir.
Bu kadar çok El Kaide, CIA, MOSAD, Müslüman Kardeşler örgütlerinin cirit attığı yerde, ne olmaz ki?
Bölgenin denetimi, Türk devletinin elinden çıkmak üzeredir.
Eğer Mülteci Kampları kapatılmaz ve sınırlar böyle denetimsiz kalırsa “ Denetimden arınmış bölgeler” oluşur.
Suriye’de Kuzey Irak’ta yürütülen “Çukur” siyasetler ve ABD’nin talepleri, en sonunda, Türkiye’nin ekonomisini bozmakla kalmamış, iç savaş tehdidine dönüşme eğilimine girmiştir.
Türkiye’nin her gün televizyonlardan bas bas bağırarak, psikolojik savaşın kaderine terk ederek, yönetilecek bir ülke olmadığı açıktır.
F-Tipinin bir telden, AKP’nin başka bir telden çaldığı yönetim, hiçbir soruna çare olmadığı gibi, var olan sorunları da derinleştirmekte, gelecek yönetimlere de, yönetilemez bir ülke devretmektedirler.
ABD+AKP+BDP iktidarı, büyük badirelere götürmektedir.
Gidebilecekleri pek bir yer kalmadı.
Bu ülke bu “ucubeyi” mutlaka ortadan kaldıracaktır.
Bir yanıt yazın