Rıfat Serdaroğlu (d. 1948,)
İzmir İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi Maliye Bölümünü bitirdi. Bergama Belediye Başkanlığı, 19.,20., ve 21. Dönem İzmir milletvekilliği ile Sağlık ve Devlet Bakanlıkları yaptı. Evli ve 2 çocuk babasıdır. Babası Kemal Serdaroğlu da bir dönem Bergama Belediye Başkanlığı ve aynı zamanda milletvekilliği yapmış, ayrıca Devrim Arabalarının yapımında rol oynamıştır.
Bu yazacaklarım, tamamen ismi geçen kişilerin beyanlarıdır.
Hala AKP’ye oy vermeyi düşünen vatandaşlarımız iyi okusunlar. Vicdanlarına,
Çağdaş Türkiye’ye bunları yakıştırıyorlar ve çocuklarına bırakacakları geleceğin böyle olmasını istiyorlarsa, AKP ile yola devam etsinler.
Allah, kimseye taşıyamayacağı yük vermez. Kabahat bizim hamallığımızdadır. Fakat insanlar kendi kendilerine zulmetmek isterlerse kimsenin yapabileceği bir şey yoktur.
Amerika’nın Ankara Büyükelçiliğinin bombalanması olayı çok üzücüdür.
Eşbaşkanların ikisinin de dış politika ve terör konularındaki yanlış tercihleri, hırsları terörü Türkiye’nin başkentine oturttu.
Birinci Eşbaşkan Obama’nın şahsında ABD, başta El-Kaide olmak üzere
“İslami Terör Örgütlerini” yarattı-destekledi- kullandı. Şimdi terör silahı ülkesine döndü. Önce Libya da, şimdi de Türkiye’de terör ABD Elçiliklerini vurdu.
İkinci Eşbaşkan Erdoğan ise, hala biriz-dik durmalıyız- beraber olmalıyız diye Türk Milletini uyutmaya çalışıyor.
Türkiyeli Eşbaşkan Erdoğan;
Ülkemizdeki Büyükelçilikler- Konsolosluklar Türkiye’nin teminatı altındadır. Patlatılan bomba ABD Büyükelçiliğinden önce Hükümetinizin kafasında patlamıştır. Terörle mücadeleyi bırakıp, eli silahlı çetelerle müzakere ederseniz, El-Kaide militanlarının Suriye’deki faaliyetlerine izin verirseniz, terörle mücadele eden kahramanların sahte delilerle hapse attırılmasına göz yumup, İmralı canisi ile halvet olursanız, başımıza daha çok bela gelecektir.
Bakan Binali Yıldırım;
Üniversite sınavlarından sonra, tercihler konusunda arada kaldığını belirten Yıldırım,
“Ya Boğaziçi Üniversitesi’ne ya da İstanbul Teknik Üniversitesine girecektim. Önce Boğaziçi Üniversitesi’ni ziyaret ettim. Bir baktım farklı bir dünya.
Değişik binalar, surlarla çevrilmiş alan.
Sonra bahçesinde gençler KIZLI-ERKEKLİ OTURUYORLAR. Ben çok şaşırdım.
Burada YOLDAN ÇIKARIM dedim. Ondan sonra Teknik Üniversiteyi seçtim…”
Emine Erdoğan;
Gerçek Demokrasilerde ve Hukuk Devletlerinde “Başbakan Eşi” , “Bakan Eşi” , “Vali Eşi” diye bir makam yoktur, olamaz. Geçmişte bunun en çirkin örneğini Özer Çiller’in Devlet işlerine karışmasıyla yaşamıştık.
Kadın-Erkek, Başbakan-Bakan-Vali eşleri sıradan vatandaşlardır. Bunların temsil hakları yoktur.
Devlet gücünü yetkisi olmadığı halde kullanan ve buna izin veren eşleri suç işlemiş olurlar. Sadece Padişahlık Dönemlerinde-Dikta Yönetimlerinde ve
Çadır Devletlerinde böyle saçmalıklar olur.
“Her Vali eşi şehirlerde en az Valiler kadar sorumluluk taşır. Geçmişte Valiler, Devletin sert yüzü olarak görülürlerdi. Yeni Türkiye’de Valiler artık tek başlarına değil, eşleriyle birlikte Devletin gülümseyen, şefkatli yüzü olarak görülecektir…”
İçişleri Bakanı Güler’in eşi, Emine Erdoğan’a Vali eşleri adına hediye verdi!…
Emine Şenlikoğlu;
İncil’den-Kuran-ı Kerime geçiş yapan, türban savunucusu yazar, Först Leydiler Emine ve Hayrünnisa Hanımların kıyafetlerini beğenmedi. Çarşaf kullanan Emine Şenlikoğlu, türban takıp dar kıyafet giyen, ayak bilekleri görünen, yerli ve yabancı erkeklerle el sıkışan Först Leydilere çok kızdı.
İsmailağa Cemaati;
Türkiyeli Başbakan Erdoğan’ın da çok yakın olduğu, Belediye Başkanı iken sık-sık ziyaret ettiği Nakşibendî İsmailağa Cemaati, müritlerine bir genelge yayınladı;
“Tesettürlü bayanların özellikle çarşaflı hanım kardeşlerimizin rüzgârlı havalarda yollara, çarşı-pazara çıkmaması gerekiyor. Rüzgârlı havalarda giyilen çarşaf yapışıyor ve bir mana ifade etmiyor.
Rahmet yerine, zahmete dönüşüyor.”
31 Ocak 2013 Yeniçağ Gazetesi;
AKP İktidarının “Piyasa hareketlensin” diye ardına kadar açtığı kredi muslukları, dar gelirli vatandaşların hayatını söndürdü. Yeni yılın ilk ayında Adana-İzmir-Kocaeli-Iğdır ve Samsun’da işsizlik ile borç batağı yüzünden meydana gelen intihar ve cinnet olaylarında 11 vatandaş can verdi.
Vatandaşların bankalara olan borçlarının tutarı 264 Katrilyon liraya ulaştı.
11 yıldır AKP tek başına iktidardadır. Bu süre, şimdiye kadar bir partiye verilen en uzun zaman dilimidir. Geldiğimiz bu günde;
*“Türk Milleti” kavramından nefret eden, azmış, ülkeyi bölmeye kararlı terör örgütü ve onunla pazarlık masasına oturan Türkiyeli Eşbaşkan Erdoğan’ın, kişisel siyasi hesapları uğruna ülkenin geleceğini harcamaktan çekinmeyeceğini görüyoruz.
*Kadın ve Erkeğin bir arada eğitim görmesini “Bozulma sebebi” sayan Ortaçağdan kalan bir zihniyetin Bakan yapıldığı ve bu kişinin AKP İzmir Belediye Başkan Adayı yapılacağını hayretle izliyoruz.
*Hiçbir resmi sıfatı olmadığı halde, Başbakan-Bakan-Vali eşlerinin demokrasiyi paspas yapmalarını şaşkınlıkla seyrediyoruz.
*İran’ın bile uzaya canlı gönderdiği bu çağda hala örtüyle-çarşafla uğraşıp,
kadını yok sayıp eve kapatmakla övünen cemaat ve tarikatların, iktidarı doğrudan etkilemelerini, bakanlıkların ve devlet kadrolarının bu illegal dini örgütler tarafından paylaşılmasını tiksinerek öğreniyoruz.
11 yılda AKP’nin Türkiye’yi getirdiği nokta bu.
Anlı şanlı İş Adamları, aydın diye geçinen Üniversite mensupları, sendikalar, sivil toplum örgütleri, çocuklarınızın İran-Suudi Arabistan gibi bir ülkede yaşamasını istemiyorsanız ayağa kalkın.
Çare var, çare sizsiniz, çare Türk Milleti. Kimse ıvır-kıvır edip “Tamam, AKP’den bıktık ama, kime oy verelim, oy verecek parti yok” diye lafı dolandırmasın.
Siz karar verin bir haftada tüm Türk Milletini kucaklayacak parti kurulur.
Ya çağdaş Türkiye Cumhuriyetinden yana olacaksınız, ya da çocuklarınız bölünmüş-parçalanmış bir vatanda, “Anadolu İslam Cumhuriyeti” bayrağı altında şeriat düzeninde yaşamasından yana olacaksınız. Başka yol yok.
Sağlık ve başarı dileklerimle 02 Şubat 2013
Bir yanıt yazın