N İ F A K

Başkan Barack Obama’nın ikinci dönem görevini,”Asya’dan Afrika’ya,Amerika’dan Yakın Doğu’ya kadar demokrasiyi desteklemeye devam edeceğiz” ifadesi belirliyor.
Başbakan Erdoğan’ın daha önce bir TV kanalında açıkladığı, Rusya Devlet Başkanı V.Putin’le paylaştığı,”Bizi Şanghay Beşlisine alın,biz de AB’yi gözden çıkaralım” latifesini,Cuma günü aynı kanalda bir söyleşi de tekrarlaması konunun şaka değil,ciddi bir fikir ve niyet olduğunu gösteriyor.
Öte yanda Jandarma Genel Komutanlığının Azerbaycan,Kırgızistan ve Mogolistan jandarmaları ile Avrasya Askeri Statülü Kolluk Kuvvetleri Teşkilatını oluşturduğu bildiriliyor.
Vay Canına,Turan Ordusu mu kuruluyor? Neler oluyor?

*
Kısa bir geçmişi -şöyle,kısaca fakat özüyle geçmek gerekiyor.
İnsanlar önce din’in özel bir mesele olduğu düşüncesiyle yalnızca mahrem inançlara ve vicdana ilişkin olduklarında dini sorunlar karşısında taraf olmamak düşüncesinde yetkinleşmişti.
Oluşan vicdan özgürlüğüyle inananların inanmayanlar aleyhine sahip oldukları tüm kamusal ayrıcalıklar kaldırıldı, Kilise’nin devlet içinde egemen güç haline gelmesi reddedildi.
Fransız Devrimi ertesinde modern devletin kanun çıkarmasının günahkâr insanın işi olduğu kabul edildi -o yüzden,Tanrı’nın devlet hayatında ortaya çıkan tarafsız ve görünür iradesine saygı kalktı, akıl ve vicdan özgürleşti…

*
Batının özgür akıl ve vicdanın düşünsel türevi lâik temele dayandırarak ulaştığı uygarlık,Atatürkçü Türkiye’nin de biricik hedefi oldu.
Laik cumhuriyet din’in toplumsal bir bağ ve ortak duyarlık yarattığını kabulle birlikte dinin toplumsal davranışı, sosyal düzeni belirleyen bir sistematik olarak düşünülmesinin yanlış olduğunu değerlendirdi.
Egemenliğin kutsallığa değil millete, milletin huzur ve refahının da toplumun temel kurumu devletin rejimi ve işleyişini oluşturan sistematikte millete ve insanlığa adanmış özgür bireylerle sağlanmasının metod ve yöntemleri oluşturuldu.

*
Bir süredir ABD, ABD Siyonizmi; Türk,Arap ve İslam ülkelerinin bulunduğu Afrika, Orta Doğu, Balkanlar, Kafkasya ve Orta Asya’dan maksimum kâr ve o alanda öngördüğü usullerde istikrar ve güvenliği sağlamak üzere siyasal,ekonomik ve askeri etki gücünü kullanıyor.
İslam’ın siyasal sistem dışına itilmiş olması halinin toplumsal istikrarı sağlamadığına,otoriter yönetimlerin varlıklarını sürdürmek için ülke dinamiklerini tükettiğine ve Batı’ya dayanmak zorunda kaldıklarının vesvesesini işletiyor.
İslam ılımlılaştırılıyor,toplumların direncini kırıyor, ülkelerin ekonomik ve sosyo-politik değişkenleriyle oynanırken çok daha otoriter yönetimlerle etnik ve mezhepsel ayrışmalar sağlanıyor.

*
Mesela,Türkiye’de Başbakan Erdoğan Laik cumhuriyetçi felsefenin ümmeti bölen ve belli bir kavmiyeti herkese dayatan siyasetine karşı mücadele etmenin müslüman bireyin ve ümmetin biricik vazifesi olduğu inanışını parlatıyor.
Eşbaşkan Erdoğan bunu İslam dininin yaşandığı sosyal ve ekonomik alanda sosyal gruplar ya da cemaatlerin varlığını güçlendirerek,halkların egemenliğini kutsallığa bağlayarak sağlıyor -bu suretle,dini cemaatler siyasi alanda rol alırken,insanın akıl ve vicdanı tutuklanıyor, modernite aşınıyor …vay,vay,vay “Anasır-ı İslam” beliriyor!

*
Anasır-ı İslam’ın ekonomik,siyasi bir güç olması hayali ile ABD’nin Afrika,Ortadoğu,Balkanlar,Kafkasya ve Orta Asya’da Türk ve Arap İslam ülkelerinden maksimum kâr sağlama öngörüsü ötüşüyor.
ABD öngörüsünü nasıl olursa olsun küresel olaylara karşılık verme yeteneği düşmanlarla savaşıp savaşmamaya değil,bunun nasıl yapılacağı ile ilgilidir özetindeki stratejisiyle karşılıyor.
NATO bu stratejiyi makul savunma sistemine,güne özgün niteliklere, esnekliğe ve etkili partnerliğe uygun buluyor.
Çoktandır mali kriz,yetersiz rekabet, beraberinde tasarruf önlemleriyle ulusal savunma yatırımlarının azalacağı öngörülmüştür -fakat, bu durumun ABD/NATO’nun caydırma kapasitesini riske atacak düzeyde etkilemesi de istenmiyor.

*
O nedenle -mesela, NATO’cu TSK,Jandarma Genel Komutanlığı ile Avrupa ve Akdeniz Jandarmalar ve Askeri Statülü Kolluk Kuvvetleri(FIEP) ,Deniz Kuvvetleri Komutanlığı ile Karadeniz’de BLACKSEAFOR uluslararası askeri organizasyonlarından sonra-şimdi, Avrasya Askeri Statülü Kolluk Kuvvetleri Teşkilatındadır.
NATO endirekt olarak genişletiliyor.
İnsani külfet,ekonomik ve siyasi külfet de askeri güçler üzerinden Anasır-ı İslam’la ortaklaştırılıyor -işte,Akdeniz,Karadeniz coğrafyalarında sonra Kafkasya’dan Mogolistan’a Arama-Kurtarma harekatı,İnsani Yardım Harekatı,Mayınlara Karşı Tedbirler Harekatı,Çevre Koruma Harekatı ve sair görevlerle,
Orta Asya’da Türk ve İslam ülkelerinde ekonomik,siyasi ve askeri etki güc haline gelen Şanghay Beşlisi’ne niyet edilen ortaklıkla,
Anasır-ı İslam’ın öncü ülkesi Türkiye, o halkların mezheplerine, etnisitelerine dühul etmek -esasen, Başkan Obama’nın “Asya’dan Afrika’ya,Amerika’dan Yakın Doğu’ya kadar demokrasiyi desteklemeye devam edeceğiz”hedefini de desteklemeye yöneliyor.

*
Fakat bölgesel pazarlarla çeşitlenmeye yönelen dünyada Rusya ve Çin geleneksel siyasetleri,yaşanan ekonomik krizden de yararlanarak sağladıkları ekonomileri ve askeri güçleri etkisiyle küresel barış,istikrar ve gelişmeye katkı sağlayacakları öngörüsündedirler.
Teminen hukukun üstünlüğünde Birleşmiş Milletler Teşkilatı’nın merkez rolünü destekliyorlar.

*
Devlet Başkanı V.Putin federal bölgelerin temsilcilerine,”Rusya’da uluslararası uyumu sürdürmemiz gerekir. Son yıllardaki olaylar, her türden ve mezhepten dini radikallerin etkinliğini artırdığını gösteriyor.Geleneksel İslam taraftarlarına karşı neredeyse terör savaşı ilan edilmiş durumdadır. Yüzsüzler din adamlarımızı sindirmeye, cemaatle konuşmak hakkından mahrum bırakmaya çalışıyor ya da tam tersi, insanlara, geleneksel İslam’la ilgisi olmayan yanlış bilgiler dayatılıyor” diyor.

*
Nifak tohumları yeşeriyor,yeşeriyor,yeşeriyor.

31.1.2013

Mustafa Kemal Atatürk

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir