Hep yazıyorum:Türkiye ABD’den el alan Gülen cemaati ve AKP iktidarıyla yalnızca anayasası eksik 2.cumhuriyete dönüştürülmüştür.
Demokratikleşmeyi öngören ABD,Kürt Sorununun çözülmesini öngören İsrail,TSK’ya strateji belirleyen NATO, cemaat ve işbirlikçi unsurlarca el-ele Milli İstihbarat Teşkilatı merkezinden yönetiliyor.
İrrasyonel bir düşünce olan ve yeni Osmanlı adıyla takdim edilen İslam Birliği hedefleniyor.
1.Cumhuriyetin ulus devlet politikasının antiemperyalist, bağımsızlıkçı, çağdaş çerçevesi ve sosyal yapısını oluşturan milliyetçilik: devletin elit kadrolarını oluşturan merkezi,yerel,özerk idarelerden,yargıdan,CHP, TSK,Üniversiteler ve medyadan külliyen silinmiştir.
*
Bu çerçevede TBMM Genel Kurulu’nda CHP’li Birgül Ayman Güler, anadilde savunma düzenlenmesi görüşmelerinde,”Türk ulusuyla Kürt milliyetini bana eşit gördüremezsiniz. Kürt milliyetçiliğini bana ilericilik ve bağımsızcılık diye yutturamazsınız. AKP ve BDP işbirliğinin yaptığı şey, tektir.Türkiye’de Kürt sorunu yoktur.Türkiye’de siz sorunu Türk sorunu yaptınız. Bundan sonra biz savunmadayız, bundan sonra meşru müdafaa hakkı için saldırıdayız ”diyor.
Vay Efendim,o günden beri -işte,yalnızca AKP ve BDP işbirliğinin değil CHP’den de şimşekleri üzerine çekiyor.
2. cumhuriyet anayasasının çıkarılmasında BDP/PKK terör örgütü desteğinin bir komplikasyonu olarak Ulus Devlet tartışması başlıyor.
*
Kemal Kılıçdaroğlu “Hepimiz bu coğrafyada bu topraklarda beraber yaşayacağız.Düşüncelerimiz ayrı olabilir, farklı düşünebiliriz ama bir ortak paydamız, ortak söylemimiz olmalı.Etnik kimlik üzerinden siyaset yapılmasına parti olarak karşıyız”diyor.
Neden ayrı düşüncelerde milyonları birlikte yaşatacak ortak paydanın,ortak söylemin Türk Ulusu olduğunu söylemiyor?
Doğrusu Birgül Ayman Güler’in de sonradan açıkladığı üzere ,”Türk bir ulusun,Kürt bir milliyetin adıdır” ifadesinde geçen,
Millet’in din,dil,kültür,duygu ve düşüncenin bireyden bireye farklılık gösterdiği toplum, Halk’ın yalnızca bir etnik grubun farklılaşması ve Ulus’un bir milletin tek başına farklılaşmasıyla oluştuğunu ya bilmiyor ya da işine gelmiyor…
*
Halbuki dünya nereden dönerse dönsün,CHP: Kemalizmin halk ve ulus özdeşliğinde – o nedenle,aklın ve bilimin düşünsel türevi lâikliğe dayanan -sonra bu noktadan, uygarlığa yükselmek ve -eğer isteniyorsa, çıkılan o sınırsız uygarlık çizgisinden hamd etmek inanç ve kararlılığını sürdüren bir siyasi gelenektir.
Ne ki,bu felsefe ve geleneği Kemal Kılıçdaroğlu’nun adam satmacılıkla kendini gösteren reddedişi ve konjonktürel oportunist bir sosyal demokrat harekete yönelmesi sonucu;
Atatürkçü Düşünce Sisteminden gelen, ilişkilerinde yazısız kurallar ve geleneklerde yapısallaşmış ve kurumlaşmış,Kemalist tutarlılıkta davranış birliği içinde katılımcı,özgür milyonlarca insanın -bırakınız, CHP’nin İl ve İlçe örgütlerini,politikanın tüm alanlarından uzaklaştırılarak Türk Ulus Devletinin 2.cumhuriyete dönüşmesine karşı çıkma ve engel olma muktedirliklerinin önüne geçilmiştir.
*
ABD’de Carnegie Uluslararası Barış Vakfında uluslar arasında anlayışı arttırarak olası çatışmaları engellemek amacıyla, dört temel ölçütte,”Devlet,tüm toprakları üzerinde kontrole sahip midir,Hükümetin siyasi başarısı toplumun büyük bir kesimince sorgulanıyor mu,Devlet vatandaşlarının güvenliğini sağlayabiliyor mu,Devlet güç kullanımını tekelinde mi tutuyor” soruları üzerinden devletlerin başarısı tesbit ediliyor.
Rağmen Kılıçdaroğlu liderliğinde CHP bu kriterleri didikleyip devletin politik düşünce özgürlüğüne yol açıp-açmadığını, rant yaratma-dağıtma- kollama gayretinde olup-olmadığını,ülkenin geleceğine dair politik miyopluğunun bulunup-bulunmadığını,hizmet kayırmacılığı yapıp-yapmadığını,politik şeffaflığın olup-olmadığını ve benzer konuları -zaten,bu konulardan müşteki Türk halkının önünden kaçırıyor. 2.Cumhuriyet Devletinin başarısızlığına karşı örgütünü zayıf tutuyor, insanların var olmak mücadelesini parlatmıyor,coşku vermiyor -sanki, halkın var olan potansiyelini söndürüyor.
Carnegie Uluslararası Barış Vakfı devlet başarı sıralamasında Türkiye 82.dir.
*
Mesela, 2012/Kasım’da üçte ikisi özel sektörün olmak üzere 2.Cumhuriyet devletinin toplam dış borç tutarı 332 milyar dolara erişmiştir.
Kamu ve özel sektör AKP döneminde dış borcun 200 milyar dolarını ve bu tutarda 80 milyar dolarlık kısa vadeli borç takmıştır.
Merkez Bankası 2013’te Türkiye’nin 143 milyar dolarlık kısa vadeli ve vadesi gelen borç ödemesi yapacağını bildiriyor.
O da ne? 2.Cumhuriyet devletinin 101 milyar dolarlık döviz ve 20 milyar dolarlık altın rezervi toplamı dahi 2013’te ödenecek borçları karşılamıyor!
Halbuki 75 milyonluk Türkiye’de 30 milyon kişi milli gelirin yüzde 16’sını, üst gelir grubunun 30 milyon kişisi yüzde 80’ini alıyor.
Ya da 75 milyon nufusun en üst gelir grubunda 15 milyon kişi tasarruf yapıyor,30 milyon kişinin hiç tasarrufu yoktur ancak geçim sağlıyor.
10 yıllık AKP’nin -şimdilerde,2.Cumhuriyet devletinin toplumun ekonomik gelişimine,refahına ve güvenliğine hiç bir hayrı bulunmuyor,halkın mütemadiyen iflahı kesiliyor.
Rağmen,Kılıçdaroğlu liderliğinde CHP, 2.Cumhuriyet Devletinin ekonomik başarısızlığına karşı toplumu örgütlemiyor, onların var olmak mücadelesini parlatmıyor,coşku vermiyor -sanki, halkın var olan potansiyelini söndürüyor.
*
Neden Türkiye dış politikası çıkmazdadır ya da neden TSK ulusal kimliğinden uzaklaştırılmış ve zayıflatılmıştır?
Hangi cüretle dindar ve kindar bir nesil yetiştirmek üzere yeni eğitim sistemine geçildi?
Uluslararası hukukta hangi madde, Arap Baharı sürecinde Tunus’ta,Libya’da,Mısır’da,Yemen’de rejimlerin düşürülmesine siyasi,ekonomik,askeri destek verilmesini ya da Suriye’de,Irak’ta rejimi zayıflatmak üzere İç Savaş teşvikçiliğini özendiriyor?
İslamcı teröristlerle hemhal olmak yakışıyor mu?
Ya 2.Cumhuriyet devletinin Kuzey Irak bölgesel özerkliği örneğiyle Barzani’nin Kuzey Suriye’de benzer bir yapı oluşturmaya yönlendirmesindeki fütursuzluğu?
Neden Kürtçü hareketin taleplerine yönelik bir anayasa girişiminde bulunuluyor,neden yakın bir vadede ayrılıkçılığa göz yumuluyor,neden teröre karşı büyük bir devlete yaraşır güç kullanılamıyor?
*
Neden ,neden,neden? Türk halkı benzer sorularla -bırakınız,refahını,istikrarını ve güvenliğini -şimdi, Ulus Devletinden olmakla karşı-karşıyadır.
Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun rolü gereği ve usulen salıdan-salıya kimsenin ilgi göstermediği grup toplantılarında havayı sağ elinin iki parmağı ile pandiklemesi ya da orada-burada otobüs üstünde meraklı 1000-1500 kişiye yaptığı birbirinin kopyası stand-up’ları;
CHP’nin siyaseti ve geleneğini arkalayarak 2.Cumhuriyet Devleti adına Türk halkının uyutulmasını ve onların bir güç olarak politikada belirmesinin ve gerektiğinde duruma el koymasının engellenmesine yol açıyor.
İşte -şimdi,”Hepimiz bu coğrafyada bu topraklarda beraber yaşayacağız.Düşüncelerimiz ayrı olabilir, farklı düşünebiliriz ama bir ortak paydamız, ortak söylemimiz olmalı” gibi birşeyler mırın-kırın ediyor.
*
Birgül Ayman Güler,”Acınacak bir bilgi ve duyarlılık eksikliği içinde ne dediğini bilmeden, yalnızca Türk ulusu ve Türk vatandaşlığı sistemini savunduğum için şahsımı ırkçılık, faşistlikle damgalamaya girişmiş her kişi ve kurumdan, hem şahsım hem partim hem de haksız yere aldatılarak incitilen tüm yurttaşlarım adına özür bekliyorum”diyor.
Bendeniz, o özür’e,”Türk Ulusunun, Kılıçdaroğlu takiyyelerine daha fazla feda edilmemesi ve emanetin bizzat halkın özgür akıl ve vicdanına devredilmesi gereğini” ekliyorum.
Şapka düşsün,kel görünsün…
29.1.2013
Bir yanıt yazın