NECDET BULUZ
İsrail’de yapılan seçimlerde Netanyahu yeniden seçildi. İsrail Başbakanı, seçim sonrası yaptığı ilk açıklamada da “İlk işimiz İran’ın nükleer silah elde etmesini önlemek olacaktır” dedi. Zaten baştan bu yana İran’ın nükleer silah çalışmalarını izleyen İsrail’in, bu konuda İran’ın nükleer silah üretim merkezlerine saldıracağı bir kez daha belirlenmiş oldu.
Bugün, Ortadoğu’daki duruma baktığımızda, Suriye’deki çatışmaların bahane olduğu, hedefteki ülkenin İran olduğu açık biçimde görülecektir. Suriye, İsrail önünde önemli bir engeldi ve bu engel bu iç çatışmalarla ortadan kaldırılıyor. Türkiye, Suriye’deki Esad rejiminin devrilmesinde önemli bir rol oynayarak aslında İsrail’in önünü açıyor.
İRAN ABLUKAYA ALINIYOR
ABD tarafından Malatya Kürecik’e konuşlandırılan füze kalkanlarının, Suriye’den gelebilecek bir saldırıya karşı kullanılacağı açıklanmıştı. Bu konuda kafalar karışık. Türkiye’ye gelen Rusya Devlet Başkanı Putin, böyle bir tehlikenin söz konusu olmayacağını, bu füze kalkanlarının İran’a karşı konuşlandırıldığını, bundan da büyük rahatsızlık duyduklarını söylemişti.
Bunlar yetmedi, füze kalkanına destek amaçlı şimdi de Patriot füzeleri Türkiye’ye yerleştiriliyor. Almanya, Hollanda ve Amerika’da getirilen bu patriotların konuşlandırılmasına da başlanıldı. Kaldı ki, bu füzelerin giderleri, yabancı askerlerin yükü de Türkiye’nin üzerinde olacak. Tüm bunların maliyetinin de çok yüksek olduğunu vurgulayalım.
Bütün mesele nedir biliyor musunuz? İran’daki nükleer tesislerin imha edilmesi için gün sayılmaktadır. İran’ın geliştirdiği uzun menzilli füzelerin İsrail’e karşı kullanılmasının önüne geçmek için de Türkiye’ye yerleştirilen füze kalkanları ve patriotlar kullanılacaktır. Artık bunları herkes biliyor, herkes dillendiriyor. Olası bir savaşta Türkiye ortada kalacak ve her tarafın hedefi haline gelecektir. İşte bu arada Kuzey Irak’ta bir Bağımsız Kürt Devleti’nin ilan edilmesi de sürpriz olmayacaktır. Barzani, bunun için bölgenin karışmasını bekleyip gün saymaktadır.
HERŞEY İSRAİL’İN GÜVENLİĞİ İÇİN
Nitekim İran bu hazırlıkların kendileri için yapıldığını takip ediyor, biliyor ve sürekli olarak da Türkiye’yi uyarıyor. Bu füzelerden dolayı da Türkiye’nin de hedef ülkelerden biri olabileceğini söylüyor. Bu konuda Türkiye ile İran arasında sert rüzgârların estiğini biliyoruz. Gelecekte, bu gerginliğin daha da artması beklenmelidir.
İsrail için, kendi güvenliğinin ötesinde hiçbir şey önem taşımıyor. İsrail, kendi güvenliği için elinde var olduğu bilinen nükleer silahları bile kullanmaktan kaçınmayacak kadar gözü kara bir devlettir. Bugün, İran’da nükleer silah istemeyenlerin, yarın ellerindeki gücü ve nükleer silahları kullanmayacaklarının garantisi var mı? Başta Amerika ve Rusya olmak üzere birçok Avrupa ülkesinde de nükleer silahlar var. Bunların kullanılmayacağını kim garanti edebilir? Neden, nükleer silah üretimi için çaba gösteren İran hep hedefe oturtuluyor? Eğer, nükleer silahlar bu kadar dünyayı ve ülkeleri tehdit ediyor, rahatsızlık veriyorsa, diğer ülkelerin de ellerindekileri yok etmeleri sağlanmıyor? Öncelikle, tüm nükleer silahların kontrol edilmesi konusunda çalışmaların yapılması gerekiyor.
ARAPLARA GÜVENİLMEZ
Türkiye, bu konuda daha aktif bir siyaset izlemesi gerekirken, ne acıdır ki küresel güçlerin istekleri doğrultusunda hareket ediyor, hem bölgeyi, hem Türkiye’yi tehlikenin göbeğine atıyor. Bugün, yurdun birçok yerinde füze kalkanı ve patriotlar için protesto gösterileri yapılıyorsa bunun en büyük nedenlerinden birisi budur. Bu noktada Türkiye’nin İsrail’in güvenliğinde ara istasyon haline gelmiş olduğunu da söylemeliyiz.
Her şey öylesine hızlı gelişiyor ki, bunları takip etmekte bile zorlanıyoruz. Suriye’de Esad rejiminin düşmesinden sonra hedefteki İran üzerinde kurulan oyunlar sahnelenecektir. Burada, yine Suudi Arabistan ve Katar ön planda hareket edecek, diğer Arap ülkeleri de İran’a karşı Amerika’nın ve İsrail’in yanında yer alacaklardır. Bunun da en önemli nedeni, İran’daki Şii yayılmacılığının Arapları tehdit etmesinin önlenmesidir. Özetleyecek olursak, Araplar koltuklarını sağlama almak için İsrail için bir araya gelmekten kaçınmayacaklardır.
Çok uzaklara gitmeye gerek görmüyoruz. Bugün Suriye’deki Esad rejiminin devrilmesi için Amerika’dan, İsrail’den ve Avrupa ülkelerinden daha fazla çaba gösterenler başta Türkiye, Suudi Arabistan, Katar ve diğer Arap ülkeleri değil mi? Suriye konusu Türkiye’ye ihale edilmedi mi? Bunu Amerikalı resmi ağızlarından da sıkça duyuyoruz. Bugün Suriye’de oynanan oyun, gelecekte İran’da oynanacak. Daha sonrası hedefe kim oturtulacak bunu da ilerleyen zaman içinde bekleyip hep birlikte göreceğiz.
e.mail: [email protected]
Bir yanıt yazın