ABD Başkanı Barack Obama Washington Kongre binası önündeki yemin töreniyle göreve başladı.
Etik ve insani değerlerde inşa ettiği konuşmasında dünya güncelini,”Asya’dan Afrika’ya,Amerika’dan Yakın Doğu’ya kadar demokrasiyi desteklemeye devam edeceğiz” ifadesiyle belirledi.
Irak ve Afganistan askeri müdahalelerinden hareketle “Savaş yılları bitti” dedi!
*
Obama’nın demokrasiyi destekleme vizyonu Mayıs 2012 tarihli ABD’nin Ulusal Strateji Belgesidir.
Belge Amerikan vatandaşlarının güvenliklerini ekonomik,siyasi,askeri ve etki sağlamaya yönelik gücüyle noksanlıkları olan uluslararası sisteme rağmen küresel işbirliği sayesinde yaratılacak barışçıl ve istikrarlı dünya ile sağlanacağına,bu dünyanın da sadece askeri değil yetki devri,yeniden yapılanma gibi insan odaklı yöntemlerle kurulacağını beyan ediyor.
*
Ne ki 2008 seçimlerini “Değişim” sloganıyla kazanan Barack Obama’nın ikinci kez başkanlığına akan süreçte dünya -ya, yeniden Amerikan toplumundaki değişimin dünyaya yansıması hali olan evrensel tek bir pazarın oluşturulması -ya da, gittikçe bölgesel pazarlarla çeşitlenmeye yönelen keskin bir sınırda bulunuyor.
*
Bölgesel pazarlarla çeşitlenmeye yönelen dünyanın bir yanında Çin,yaşanan ekonomik krizden de yararlanarak sağladığı kalkınmasıyla etkisinin ve gücünün dünyaya katkı sağlayacağı öngörüsündedir.
Dışarı açılmayı temel alan sosyalist hukuk düzeni,kültür ve sosyalist piyasa ekonomisinin dinamizmi ile hızlı gelişimi, bilimsel gelişmesi, ekonomik kalkınması,hedefi ve stratejisiyle giderek dünya ile daha sıkı bir şekilde birbirine bağlanıyor ve ayrılmaz hale geliyor.
İddiasını Asya-Pasifik’te süper deniz gücüyle pekiştiriyor.
2.dönem başkanlığında Obama’nın birinci konusunu oluşturuyor.
*
Türkiye’nin bulunduğu Yakın Doğu güncelini ise Rusya’nın ABD’nin demokrasiyi destekleme vizyonuna karşı ileri sürdüğü diplomatik tezler oluşturuyor
Tezler üzerinde müzakereler -ya, Orta Doğu’da kurgulanmış dehşeti dünyaya ihraç etmenin tetikleyicisidir ya da uluslararası sistem ağlarının değişimini sağlayacaktır.
*
Birinci tez; güvenlik alanında birbirlerine ortak ve birbirlerini dengeleyen güçler olma stratejik işbirliğinde dünyanın iki büyük oyuncusu ABD ve Rusya’nın Füze Savunma Sistemleri anlaşmazlığıdır.
Başkan Obama ABD’nin evrensel tek bir pazar oluşturulması iddiasını teminen İran’ın ve Kuzey Kore’nin nükleer programından hareketle Füze Savunma Sistemleriyle Rusya’yı kuşatıyor.
Rusya;ABD ile Nükleer Silahların Azaltılması Anlaşması’ndan yeterli tecrübe edinildiği savında,NATO vasıtasıyla Füze Savar Sistemleriyle askeri güç kullanma olasılığını ulusal tehdit sayıyor.
Füze saldırılarına karşı küresel savunma yükümlülüğünde ortak olmaya hazır olduğunu ya da füze savunma sistemlerinin egemen olduğu toprakları algılamaması talebindedir.
O yüzden ABD’den Füze Savunma Sisteminin nükleer altyapısına karşı olmayacağına dair doğru stratejik bir seviyede,eşit şartlarda,içişlerine karışmadan ve karşılıklı çıkarlara saygı çerçevesinde garanti istiyor.
Aksi halde yılların birikimi,güçlükleri deneyimiyle sağlanmış saldırı ve savunma silahları dengesinin küresel ölçekte bozulacağını öngörüyor.
ABD ise İran tehditinin nasıl gelişeceğinin bilinmediği bir ortamda askeri gücünden iskontada bulunamayacağından hareketle Füze Savar Sistemlerinin Rusya’ya karşı kullanılmayacağına dair bir garanti vermiyor.
Şimdi Başkan Obama’nın Füze Savunma Sistemleri konusunda soğuk savaşın kalıntılarından uzaklaşarak Rusya ile ortak alan ve temas noktaları bulması gerekiyor -ya da?
*
İkinci tezi, Rusya’nın Yakın Doğu’nun en büyük tehditini oluşturduğu varsayılan İran’ın uranyum zenginleştirilmesiyle ilgili teklifi oluşturuyor.
Buna göre İran nükleer sorununun dünya toplumunda uyandırdığı tedirginliğin düzeyini düşürmek üzere barışçıl nükleer programı için yüzde 20 oranında zenginleştirilmiş uranyum sevkinin yapılması halinde esnek tutum alacaktır.
Karşılığında güveni sağlamlaştırmak amacı ile gerçekleştireceği her adıma karşı kendisine uygulanan yaptırımlardan birinin kaldırılmasını öngörülüyor.
Başkan Obama’nın İran’ın nükleer programıyla ilgili BM Güvenlik Konseyi 5 Daimi üyesi ile Almanya’nın müzakerelerinin yolunu açması gerekiyor – ya da?
*
Üçüncü tez, küresel güvenliği tehdit eder durumdaki Suriye İç Savaşının barışçıl çözümünde BM ve Cenevre’de tüm tarafların desteklediği hükümetin ve silahlı muhalefetin ağır silahları kullanmaktan vazgeçmesi, tarafların katılımıyla geçiş hükümeti kurulması ve barışçıl müzakereleri öngören planın Esad’la mı,Esad’sız mı gerçekleştirileceğidir -ki;
Bilhassa Esad noktasında bu tezin diplomatik müzakerelerine kapı açılmasıyla geriye dönüşlü diğer tezlerde taraflar arasında küresel barışı sağlanacaktır..
ABD ve Rusya çıkarlarının optimumunda Yakın Doğu ülkelerinin birbirleriyle ilişkilerini çoğulcu parametreler çerçevesinde yeniden yapılandırırken uluslararası sistem ağlarının değişimi sağlanabilecektir -ya da?
*
ABD İran’ın bomba yapacak saflıkta uranyum elde etmesi teknik kapasitesine 2014’te ulaşacağını varsayıyor.
İran rejimine yaptırımlar üzerinden yoğun baskı uyguluyor ve bomba yapma ihtimaline karşı çevreleme siyaseti yürütüyor.
Şii İran’a karşı Sünni eksen ülkelerinde Müslüman Kardeşler Örgütü ve benzerlerinin iktidarları kurulmuştur.
Yeni iktidarlarıyla ülkeler -hem, süreçte oluşan ekonomik, sosyo-politik istikrarsızlıkta ABD’ye tam bağımlı edilmişler -hem, İsrail Müslüman Kardeşler Örgütü ve benzerlerinin radikalizminden kurtarılmış – hem de, İslam toplumunda Şii İran’a cephe oluşturulmuştur.
İsrail Filistin’de HAMAS’a düzenlediği askeri operasyonla hem örgütün etkili ve koordineli bir şekilde savaşmasına engel olmuş,hem de Demir Kubbe adıyla anılan Hava Savunma Sistemini tamamlamak üzere eksiklerini test etmiştir.
Türkiye; İsrail’i İran’dan savunmaya yönelik ABD/NATO’nun Füze Savunma Sistemi radarını ve sisteminin parçaları Patriot füze savunma sistemlerini topraklarına yerleştirmiş,ABD’den 117 adet tüm donatımıyla birlikte havadan havaya Sidewinder saldırı füzeleri satın alma girişiminde -iken,İsrail’in NATO etkinliklerine katılması önünde vetosunu da kaldırmıştır!
*
Şimdi Başkan Obama, Dışişleri Bakanı John Kerry’i ilk yurtdışı temasına Şubat’ta Türkiye’ye gönderiyor.
Yeni Bakan’ın Türkiye ile Suriye,Irak,İran ve İmralı süreci çerçevesinde İran’ın çevrelenmesi siyasetini görüşeceği sanılıyor.
ABD’nin görüşmeler ardından Rusya’nın önerdiği 3 diplomatik teze dönmemesi hali toleransların tükenmesidir.
O noktada -ya, İran vurulma aşamasına gelmiştir -ya da, Türkiye savaşa çekilmiş, Başbakan Erdoğan’ın gözlerinin karası parlamaktadır…
*
Başkan Barack Obama’yı zor bir 2013 bekliyor.
Türkiye eşsiz Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile her durumunda kayıptır -bu, güzel günleri iyi kullanınız…
23.1.2013
Bir yanıt yazın