Milliyet’te Sami Kohen,Suriye’de iç savaşın ve insanlık dramının,uluslararası toplumun geniş bir kesimi ile Rusya arasında,”çözüm Esad’la mı,Esad’sız mı olmalı” farklılığı yüzünden devam ettiğini,bu pürüzün giderilmesi halinde 22 aylık krizin sona ereceğini yazıyor.
Beşşar el Esad, neden uluslararası bir ayrışmanın merkezi konumunda bulunuyor?
*
ABD,Rusya ve Çin gerek ekonomik gerekse siyasi alanda hem bölgelerinde hem de küresel bazda artan güçleri beraberinde yeni askeri ve ekonomik birliktelikleri ortaya çıkarıyor.
Tek kutuplu siyasi sistemin çok kutupluluğa dönüşmeye-yazmasıyla küresel dengeler sarsılıyor.
Mesela,dolar yerine ortak dünya dövizi kullanmak ya da altın standardına geri dönüş ya da IMF’nin aktarma haklarının uluslararası döviz haline getirilmesi alternatiflerinin oluşturulmasına dünya rezerv parasının sahibi ABD razı gelmiyor.
*
Ya da Rusya yaşam standartlarının oluşturulmasında ekonomisi ve geleceğini, lider ve bütün Avrasya’nın çekim merkezi olma yeteneğine bağlamıştır.
NATO’nun Füze Savunma sistemleriyle sınırları dibine yaklaşmasını ulusal güvenliğine tehdit kabul ediyor.
Fakat ne ABD ne de Rusya anlaşmazlığı çözemiyor, Rusya ABD’nin tek kutuplu dünya düzenine karşı çıkmada uzak çevreyi kapsar yeni askeri doktrinini küresel savaş sınırında işletiyor.
*
Ya da Doğu Çin Denizinde bir asırdan gelen Japonların Senkaku,Çinlilerin Diaoyu dediği 5 ada ile 3 kaya parçasının egemenliği Japonya ile Çin arasında giderek büyüyen ihtilafa dönüşmüştür.
Küresel hegomonyası gittikçe zayıflayan ABD, Çin ve Japonya’nın ada ihtilafı üzerinden pozisyonunu korumayı ve konsolide etmeyi öngörmekte, dünyanın en güçlü ekonomilerini oluşturan iki ülkenin toprak temelli bir siyasi çatışmaya sürüklenmesinden yarar çıkarmayı ummaktadır.
Dışişleri Bakanı H.Clinton’ın adalardaki Japon idaresine engel olabilecek tek taraflı eylemlere ABD’nin karşı olduğu açıklamasına, Çin Dışişleri Bakanlığı,”ABD açıklamaları hak ile yalanı ayırt etmeden gerçekleri değiştirmeye yöneliktir.Çin bu duruma kararlı protestosunu bildiriyor” açıklaması yapıyor.
Küresel bir savaşın sınırında üzerinde insan yaşamayan adaların kime ait olduğu tartışılıyor.
*
Ya da -işte, ABD ve Rusya arasında “Esad’la mı,Esad’sız mı olmalı” çözüm tartışmasıyla süren Suriye İç Savaşı küresel savaş tehditi olmaya devam ediyor.
Beşşar el-Esad’ın,”Suriye’de olanlar on yıllardır bölge için planlananların bir bölümünü oluşturuyor.Siyonist düşmana benzeri görülmemiş ve makul olmayan bu nezaket ve Suriye’ye karşı gösterilen kararlılık ve baskı nasıl açıklanabilir”itirazlarına,
On yıllardır bölgeyi planlayanların Eşbaşkanı Tayyip Erdoğan’dan,Gaziantep’te,”Suriye’deki eli kanlı diktatörün,eli kanlı caninin o koltukta daha fazla oturabilmesi artık imkansız hale gelmiştir” yanıtı geliyor.
Bu bileşkede Türkiye’nin desteklenen terörist çeteler Şanlıurfa/ Ceylanpınar ilçesi karşısında Rasulayn ilçesine -buradan,Halep yolunun muhaliflere açılmasını teminen yeni bir kanlı saldırı daha başlatıyor.
*
Bu örnekler ABD,Rusya,Çin öncülüğünde ülkelerin birbirleriyle ilişkilerini çoğulcu parametreler çerçevesinde yeniden yapılandırması, uluslararası sistem ağlarını değiştirmelerinin sırasının geldiğini gösteriyor.
Özellikle,Rusya ve Çin’in küresel değişim talebi o denli güçlüdür -ki,bugün ülkelerin birbirleriyle ilişkilerinde yeni denge arayışları ve çoğulcu parametriklerin uluslararası sistem ağlarına yansıması küresel savaşın tam sınırında halledilmeye çalışılıyor.
*
Uluslararası sistem ağını hukuk ve teammüller çerçevesinde oluşturulan devlet dışı aktörler -yani, Uluslararası Hükümetler Arası Örgütler, Uluslararası Hükümet Dışı Örgütler ve Çokuluslu Şirketler gibi organize işbirliklerinin yasal teşkilatlanmaları oluşturuyor.
Birleşmiş Milletler Teşkilatı,Uluslararası Para Fonu,Dünya Bankası,Ekonomik İşbirliği Teşkilatı,Uluslararası Ceza Mahkemesi gibi.
*
Yeni denge arayışlarının uluslararası sistem ağlarına kendi lehlerinde yansımasını teminen hem ABD,Çin ve Rusya’nın, hem de destekleyici ülkelerin türlü vesileyi bu yönde kullandığı görülüyor.
Mesela Türkiye Dışişleri Bakanlığı “Gerçek ve herkesi kapsayan bir küresel düzene ihtiyaç var” teziyle bir ABD dünyası özlemindedir, Suriye krizinde BM Güvenlik Konseyinde Rusya ve Çin’in veto oyları kullanmalarından hareketle ve küresel düzende adaletin siyasi açıdan kilit kavramının katılım olduğunu belirterek,”Karar alma süreçlerine adil katılım sağlanmalıdır. Eğer BM uluslararası toplumu temsil ediyorsa,BM’nin karar alma süreçlerinin,dünyadaki yeni güç yapısını yansıtacak şekilde değiştirilmesi gerekir” teklifini mütemadiyen yineliyor.
*
Ya da Fransa,İngiltere,Avustralya ve 50’den fazla ülke Suriye’de devam eden iç savaşta işlenen suçlarla ilgili yegane payın Esad’a,yönetimine ve müttefiklerine ait olduğu savunusundadır,suçluların Uluslararası Ceza Mahkemesine gönderilmesi önerisiyle BM Güvenlik Konseyine başvuruluyor.
Rusya Suriye krizi komplikasyonların ancak siyasi müzakerelerde çözümleneceğinden yanadır,Güvenlik Konseyi’ne sunulan öneriyi reddediyor.
Esad yönetimi de Türkiye’nin Suriye’de eylemde bulunmaları için Selefi ve Vahhabi aşırılık yanlısı grupları desteklediği iddiasıyla BM Güvenlik Konseyine bir çok başvuruda bulunmuştur.
Bu kez,Türkiye’den Halep’teki fabrikaların yağmalanmasında rolü olduğu gerekçesiyle tazminat talebini iletiyor.
*
Uluslararası hukukun lâyıkiyle uygulanması talebiyle Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde,Uluslararası Para Fonu ve Dünya Bankasında değişiklikler yapılması ve bunun tüm küresel ağı kapsaması ihtiyacı büyüyor.
Doğu Çin Denizinde Senkaku ya da Diao adaları için derinleşen siyasi krizin,uluslararası hukukun adilliği çerçevesinde Japonya ve Çin’in egemenlik haklarının belirlenmesini-o sırada, çoğulcu parametrelerle uluslararası sistem ağlarına yansıyarak değişimi yönünde siyasi müzakereler gerektiriyor.
Suriye İç Savaşında Cumhurbaşkanı Esad’ın Uluslararası Ceza Mahkemesine sevkedilmesine karşılık Başbakan Erdoğan iktidarında Türkiye’nin de bu suça iştirakte olduğu iddiası da -benzer şekilde,çoğulcu parametrelerin uluslararası sistem ağına yansıması talebidir.
*
Dünyanın bu tarafında Suriye krizinin çözümünün “Esad’la mı,Esad’sız mı olmalı” tartışması bu yüzdendir.
Esad’sız çözüm tek kutuplu dünyadır,Esad’lı çözüm çok kutupluluktur;ya müzakere, ya savaş!
21.1.2013
Bir yanıt yazın