Obama’nın kararı Yahudi ve Ermeni lobilerini kızdırdı, Türkiye’yi sevindirdi. Obama, bir aydır süren karşı kampanyaya rağmen dün Savunma Bakanlığı koltuğunu Cumhuriyetçi Chuck Hagel’a teklif etti. Atatürk hayranı, Türkiye’yi el üstünde tutan Hagel, Ankara için bayram sebebi.
“Atatürk 20’nci yüzyılın en değerli liderlerinden biridir. ABD’deki çocuklar, böylesine büyük bir liderle ilgili hiçbir şey bilmiyorlar. Atatürk okullarda okutulmalı ve tarih kitaplarının bir parçası olmalı.”
Cumhuriyet’in 85’inci yıldönümünü kutlamak için Amerikan Türk Konseyi’nin Washington’da düzenlediği bir toplantıya katılan ve ABD’nin yeni Savunma Bakanı olacak 66 yaşındaki Chuck Hagel’ın dört yıl önceki sözleri. Sadece Atatürk sevgisi de değil. Görevi önümüzdeki ay Savunma Bakanı Leon Panetta’dan devralması beklenen Hagel, her fırsatta Türkiye’nin ABD için stratejik önemine vurgu yapan ve Türkiye’nin nazik meselesi 1915 Olayları’nı da soykırım olarak nitelendirmeyip konunun tarihçilere bırakılmasını isteyen biri. Hillary Clinton’dan sonra Obama’nın ikinci dönem kabinesinde Dışişleri Bakanı olacak John Kerry Türkiye’ye her zaman sıcak yaklaştığı için Ankara’da sevinç yaratmıştı. O zaman Hagel bayram sebebi.
TELEFONLA TEKLİF ETTİ
ABD Başkanı Barack Obama, Aralık ortasından beri Pentagon’un başına geçeceği konuşulan eski Nebraska Senatörü Hagel’a bakanlık teklifini Pazar günü iletti. Beyaz Saray yetkililerinin gazetecilere verdiği bilgiye göre de Hagel kendisine telefonda iletilen öneriyi kabul ettiğini bildirdi.
İSRAİL LOBİSİ KIZGIN
Hagel bir Cumhuriyetçi. Ancak tıpkı Kerry gibi bir Vietnam Gazisi, şeref madalyası var ve Kerry gibi Irak Savaşı’nı eleştirmiş biri. Bir tarihte Washigton’daki İsrail yanlısı çevreleri “Yahudi Lobisi” diye nitelendirdiği için İsrail lobisinin tepkisini çekti. Ve adı Pentagon için gündeme geldiğinden beri de Cumhuriyetçi olmasına rağmen Kongre’de İsrail’e yakın üyelerin eleştirilerine hedef oldu. “Yahudi Lobisi” lafından öte, İran’a karşı sertlik yanlısı olmadığı ve İsrail’e hiçbir zaman aşırı teveccüh göstermediği için. Siyasetin ardından bir dönem cep telefonu şirketi kurmak gibi akçeli işlere girdiği halde yaklaşık bir ay süren geçmiş araştırmasından aklanmasına rağmen ise Obama’dan bakanlık teklifi aldığı saatlerde dahi bu yüzden Senatör Lindsey Graham gibi isimlerin “Hagel çok tartışmalı bir seçim olacak ve oylar nereye gidecek göreceğiz” şeklindeki saldırılarına maruz kalıyordu.
AFGANİSTAN VE BÜTÇE
İran Krizi’nin yanı sıra Obama’nın Hagel’ı seçmesindeki diğer iki önemli konu ise Afganistan ve bütçe. Obama’nın 2014 sonuna göre belirlediği Afganistan’dan çekilme takvimini, Pakistan’la alttan alta süren gerginlik ve Afganistan’da bir türlü kontrol edilemeyen karmaşa nedeniyle 2013’e çekmek istediği biliniyor. Afganistan Devlet Başkanı Hamid Karzai’nin bu hafta Washington’a yapacağı ziyarette de bu konuyu ele almak istediği söyleniyor. Kentin askeri konularda en ağırlıklı düşünce kuruluşlarından olan Atlantik Konseyi’ni yöneten Hagel da, bu doktrini destekleyen nadir uzmanlardan. 2008 krizinden sonra Amerikan ekonomisi üzerinde büyük bir yüke dönüşen Pentagon bütçesinde yapılacak kesintileri de yine savunan birkaç Cumhuriyetçi’den biri.
NASIL REDDECEKLER
Cumhuriyetçilerden İsrail’e olan mesafesi, Demokratlardan ise 14 yıl önce o dönemki başkan Clinton’ın Lüksemburg’a eşcinsel bir büyükelçi atamasına karşı çıktığı için tepki gören Hagel’ın şimdi Amerikan Senatosu’ndan onay alması gerekecek. Ancak Obama’nın, tıpkı Panetta’dan önce bakanlık koltuğunda oturan, önceki başkan Bush’un atadığı Robert Gates’de yaptığı gibi, kabinesinde Pentagon’u bir Cumhuriyetçi’ye emanet etmeyi Senato dengelerini korumak için düşündüğü belirtiliyor. Beyaz Saray yetkilileri de gelen eleştirilere rağmen bu nedenle Hagel’ın eski Cumhuriyetçi arkadaşlarından onay almayı kolayca başaracağına inanıyor.
SONU RICE’A BENZEMEDİ
Obama’nın Dışişleri Bakanlığı için düşündüğü isimlerden, ABD’nin Birleşmiş Milletler Büyükelçisi Susan Rice, Cumhuriyetçi çevrelerden gelen, özelikle Bingazi Olayları’nı ‘spontane’ olarak nitelendirmesinden kaynaklanan eleştiriler sonucu adının adaylıktan çekilmesini istemişti. Hagel da aynı çevrelerden benzer baskılar görünce, Hagel’ın sonunun da Rice’ınkine benzeyebileceği düşünüldü. Ama olmadı. Rice’dan feragat eden Obama, Hagel’ı yedirmedi.
Bir yanıt yazın