Başbakan Erdoğan,”Ofisimde böcek bulundu” açıklaması ardından,” Derin devleti sildik,bitirdik,yok ettik iddiası içinde olmam mümkün değil.Her ülkenin derin devleti vardır,bu da virüs gibidir,kazıyabilmek mümkün değil”diyor.
Başbakan Erdoğan 10 yıllık iktidardan sonra yeni bir Ergenekon manipülasyonuna mı yönelmektedir,
*
MHP’de Oktay Vural,”Yahşi Cazibe’deki Simge’yi geçtiniz.Her konuda “Mağdurum da mağdurum”diyorsunuz”,
Enerji Bakanı Taner Yıldız,”Sayın Başbakanımız dinlenmeye çalışılmışsa,bakanlar haydi haydi dinlenmiştir”,
BDP’de Hasip Kaplan,”Başbakan böceklenmiş,ağlıyor-sızlıyor-şikayet ediyor.İnanmayın,dinleniyor ama sadece istirahat anlamında”,
CHP’de Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu,”Dinleyen dinliyor.Gizlimiz saklımız da yok”diyor!
Devlet ve ulus güvenliğinin sorgulanması gerekirken gösterilen lakaydî ve adam-sendeciliği topluma benimsetmiş olmaları nedeniyle Türk siyasetine şapka çıkarmak gerekiyor!
*
Halbuki her çağdaş devlet gibi Türkiye Cumhuriyeti de
*
Einstein,”Öğrenci okuldayken,daha sonraki yıllarda kolayca kurtulamayacağı korkunç önyargılarla beslenmiş olabilir.Sonuçta içine itildiği düşünsel tutsaklıktan kurtulmasının olanakları tümüyle ortadan kalkar”diyor,
Bilim, bu durumda insanın radikal bir özgüven sergilemekte ve sorunu sürekli olarak kendinden uzak tutmakta olduğuna işaret ediyordu.
Ya da İrlanda/ Trinity Üniversitesi’nde Prof.Ian Robertson iktidar duygusunun insanın beyninde ödüllendirme sistemini devreye sokarak bağımlılık yaratan dopamin hormonu seviyesini arttırdığını söylüyor,
Bilim -eğer,iktidar sahibi önyargılı, özgüveni eksik biriyse dopamin hormonu seviyesinin artması, o’nun sabırsız,tatminsiz,acımasız,zorba ve yıkıcı karakterinin baskınlaşmasına yol açar,diyordu!
*
Fethullah Gülen, bir zamanlar Cumhuriyet Başsavcısının iddianamesinde lâik,demokratik ve sosyal hukuk devleti Türkiye Cumhuriyetini sona erdirip yerine İslam devleti kurmak için okullarında beyinlerini yıkadıkları gençlikle oluşturacağı toplumu planlayan kişidir.
Nitekim ABD/İsrail’in ya da CIA/MOSSAD’ın verdiği destekle,yüzyıllık köhne yargılarından zamanla o gençlik yetiştirilmiş, eğitim ve sağlık gibi alanlardan insan kazanıp oluşturulan insan sermayesi ile bunlar arasındaki ilişkilerde sağlanılan güven,duyarlılıklar ve hedefe yöneliş sosyal sermayesi bileşkesinde – bugün,merkezi,yerel, özerk idareler, yargı,siyasi partiler,üniversiteler,medya,islami sermaye ve asker üzerinden Arap İslam ülkelerine genişleme istidadı gösteriliyor.
Elbette bu bileşkenin temelinde yeni Türkiye’nin derin devleti bulunuyor -öyle ki, Fethullah Gülen bu bileşkenin siyasi partilere siyasetleri bazında destek vermesi ve gerekirse bunu geri çekmesinin toplumsal sigorta mekanizması gibi düşünülmesi gerektiğini söylüyor.
*
Başbakan Erdoğan bu hareketin siyasi lideridir, TBMM’nin aşılarak parlamenter demokrasinin,Bakanlık sistemi aşılarak kamu yönetimi örgütlenmesinin by-pass edilmesi,kamu gücü ve kamu yetkileri kullanan özerk kurumlarla halk iradesinin ekonomik işleyişten uzaklaştırılması -o süreçte,yeni Türkiye’den geniş Orta Doğu’ya İslami cemaatlerden devşirilen siyasi partilerle islami-liberal bir birlik ve alternatif bir İslamı hedefliyor.
Dine dayalı köhne yargıları teminen bireysel ve toplumsal hafızayı zayıflatan duygular,arzu ve ihtiraslardan hareketle bireylerin hissen,fikren,fiilen zarar görmelerine yönelik yalan,tezvir,aldatma ve sansasyon içeren bilgi,haber,polemik,sahte hayatlar,oyunlarla bombardıman edilmesinin ve mütemadiyen zayıflatılması sürecinin liderliğini yapıyor.
Eh! Madem bir iktidar sahibi olarak
*
Gülen din’i toplumsal davranış ve sosyal düzeni belirleyen bir sistematik olarak kurgulamakta, Erdoğan bu kurguyu liberalizme monte etmektedir.
Tam bu noktada PKK Kürt Hareketinin ayrılıkçı,”konfederal anayasa,ulus,vatan,siyaset” konsepti Gülen ve Erdoğan iktidarı önünde engel oluşturuyor ve Kürtlerin tasfiyesini gerçekleştirmeden iktidarlarının tamamlanmayacağı düşüncesiyle her iki derin devlet-birbirinden habersiz,Kürtçü KCK derin devletinin siyasal,örgütsel ve ideolojik tasfiyesini yürütüyor.
Mesela,Fethullah Gülen alenen derin devletine geçtiği mesajda TSK’ya,”Otuz senedir dağdaki bir avuç şakînin hakkından gelemiyorsun. Bir avuç eşkıyanın hakkından gelin, lokalize edin, kuşatın onların toplum üzerindeki tesirlerini kırın, topluma emniyet ve güven vaad edin, baskı altında dağa gitmelere meydan vermeyin” talimatı veriyor.
Ne ki derin devlet hengamesinde ne bir başarı sağlanıyor, ne de -mesela,Uludere Katliamı’nın failleri bulunmuyor!
*
Devletin amacı halkı sürprizlerle karşı-karşıya bırakmamaktır -ne ki,ulusal birlik ve beraberliğin yok olduğu, böceklerin istila ettiği bir devletin bu gayeyi başarmasının olanağı bulunmuyor.
*
Efendim,bu çerçevede -afedersiniz, yeni yılınız kutlu olsun diyeceğim ama dilim dönmüyor.
30.12.2012
Bir yanıt yazın