DUN GECEKI CEVIZ KABUGU’NDAN BANA KALANLAR…
SERVET SOMUNCUOGLU
Dün gece Karadeniz tv’de Hulki Cevizoğlu’nun konuğu çok değerli araştırmacı, yazar, TRT’de prodüktör, etno fotoğrafçı Servet Somuncuoğlu idi. Çok doyurucu bir izlenceydi, bitmesini istemedik. Neyse ki sayın Cevizoğlu sözünü aldı, kendi sözünü de verdi ki Mart sonuna dek bir izlence daha yapacaklar ve bu kez canlı olacak..
Servet beyin verdiği bilgiler:
Türkolojinin muazzam bir veri tabanı varmış, ne ki bu bilgiler halka iletilmemiş, kendi çevrelerinde kalmış..Halk, kendi kültürüne yabancı bırakılmış ve sonuçta; bir belgesel çekimi için Van’a gittiklerinde yanlarına yaklaşan bir genç ekibin amacını öğrendiğinde şöyle demiş: “Fakat Van’da zebra yok ki”!
Zebralı, filli, arslanlı belgesellere bağlananların doğal tepkisi…Ne dense, azdır bu sözler karşısında..
Yine Servet beyin verdiği bilgilere göre, küçüklüğümüzde Tom Miks, Teksas okuduk, Batılı’nın tarihini, Batılı’nın çizdiği çerçevede öğrendik…İşin acı tarafı, kendi tarihimizi de çok yakın zamanlara kadar onlardan, onların önümüze sürüp, “alın, sizin tarihiniz bu” dediklerinden öğrendik..Öğrendik zannettik…
Oysa…
Kırgızistan’daki SAYMALITAŞ’ın Türk tarihi açısından önemini anlattı. Ekibiyle birlikte 150 bin km. katederek gitmiş, 3 bin 800 metre yüksekliğe çıkılmış ve 3 bin 500 metre derinliğindeki bir çanağa inilmiş. Sonuç muazzam bir eser; KARLI DAĞLARDAKİ SIR!
Saymalıtaş’ta 100 yıldır çalışılmakta olduğunu da öğrendik, nedense(!) bizlere bu kadar geç ulaşıyor bu bilgiler…Yalnız Saymalıtaş’ta 100 bin kaya resmi olduğunu da..Buranın tek başına bir İskenderiye Kütüphanesi niteliğinde olduğunu da..
Orhun Anıtları üzerindeki yazıların, Türklerin taşa vurdukları ilk yazı değil, son yazıları olduğunu da..
Türkler’in dünyadaki tek millet olduğunu söylüyor Servet bey: Taşı yontup..Üzerine yazılar, resimler yapıp…Buna karşın, o taşa tapmamış olan..Çok ilginç bir özellik..Onlar için GÖK TANRI dini çok önemli.. Her zaman tek tanrılı olmuş Türkler..Ayrıca da hiç bir
zaman bir tanrı çizimi olmamış Türklerde..
Eski Türklerde ölüm kavramı yok, başka bir âleme geçmek var…
Türk kozmolojisi çok zengin..Gökyüzünü iyi bilmek zorunda idi, bu yaşamsal önemdeydi onlar için..
1. Dönem Resimleri: Taşı taşla döverek resim yapma
2. Dönem Resimleri: Taşı âletle kazıyarak resim yapma
3. Dönem Resimleri: Sert maden kullanarak resim yapma
Neye göre “Türk” deniyor?
Taşıdığı kültüre göre..Örneğin, Saymalıtaş’taki bir kaya resmindeki kültür öğesi, birebir Denizli’de bir kilimde karşımıza çıkıyor..İşte oralardan buralara taşınmış, binlerce yıllık bir birliktelik..
ALTIN ELBİSELİ ADAM:
Ortaya çıkarıldıktan sonra 5 tane daha ALTIN ELBİSELİ ADAM bulundu kurganlarda..
Türkler, kendilerine ait alfabeleri olan insanlar…Dünya kültürüne katkıları, tartışılmaz. Bugün bir dizüstü bilgisayardaki bir harfin arkasında, yüzlerce kaya resmi var…
DAMGALARIN GÖÇÜ:
Ankara’nın 70-80 km civarında bulunmuş olan kurganlar, kaya resimleri..Tarihin DNA’sı, mezar taşlarıdır..
Burnumuzun dibindeki bu bulguların farkında olmamış olmak, büyük aymazlık..
Burada bulunanlarla kanıtlanmıştır ki 1071, Türklerin Anadolu’ya Oğuzlar’la son gelişidir…Burası, benzerleri içinde ilk 10’a girer…Parasal açıdan bakılırsa, yılda 100 milyar dolar gelir getirir…
Hulki Cevizoğlu’nun çok önemli bir önerisi oldu. Dedi ki, “Türkiye’de 103 Devlet, 65 Vakıf Üniversitesi var. Bunlara sesleniyorum: Size Fahri Profesörlük ünvanı verilmeli”. Servet bey böyle bir şeyi düşünmediğini, istemediğini söyleyince de, ekledi “Siz de ölümlüsünüz, herkes de. Bu bilgilerin hem yayılması gerek, hem de bizlerden sonrakileri meraklandırmak,çalışmalarını sağlamak. Onun için bu, şart” dedi ama bu konuda etkili olacak (etkili konumda olan) bir kişi bile var mıydı acaba bu çok değerli izlenceyi izlemekte olan? Kuşkuluyum.
Servet Somuncuoğlu’nun anlattığı her bilgi çok ilginç, çok iç açıcı idi fakat bir iki kez kullandığı bir cümle vardı ki işte o çok can yakıcı idi…İç karartıcı…
“Allah, dostlarıma zeval vermesin” dedi..
Çünkü onun bu çalışmalarına maddi, manevi destek olanlar dostları idi…Ülkesinin kurumları değil..
Acaba hiç olmazsa ülkesinin insanları Somuncuoğlu’nun bu devâsâ eserlerine sahip çıkarak kendi evlatlarına miras olarak bırakabilecekleri bu eşsiz kitaplardan edinmekteler mi?
Dün geceki izlenceden bende kalanlar, bunlar…
Lâle Gurman
==========================================
SERVET SOMUNCUOĞLU
Aslen Giresun Eynesil’li olup,1964’te Bursa / Karacabey’de doğdu. Arifiye Öğretmen Lisesi, Erzurum Atatürk Üniversitesi Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi bölümlerinden mezun oldu. 1988 / 2004 arası TRT İstanbul Radyosu’nda prodüktör olarak çalıştı ve Günle Gelen, Günün İçinden, Müzikli Edebiyat, Yeni Bakışlar, Türkülerle Yaşamak, Aşkın Has Bahçesinde, Tarihte Yolculuk ve Tarihin Büyük İhanetleri programlarını hazırladı. Türk Edebiyatı, Türk Dünyası Tarih Kültür Dergisi ve Atlas dergilerinde yazmaktadır. 2005 yılı temmuz ayında “Saymalı Taş- Türklerin Bilinçaltı” çalışmasını Kırgızistan’da tamamladı ve Atlas Dergisinin Aralık 2005 sayısında yayınladı, 2007 yılının aralık ve 2008 yılı Ocak Atlas sayılarında “Taştaki Türkler” konusunu yazdı ve fotoğraf çekimlerini gerçekleştirdi. 1740 – 1962 yılları arasında Türkiye’de yaşayan ve 1962 yılında Rusya’ya göç eden Manyas-Akşehir Kazakları ve Kars Malakanları’nın göç hikayesini anlatan “Don Kazakları”, Darüşşafaka Cemiyeti Başkanı Çetin Berkmen’le yaptığı söyleşiler “Adanmış Bir Ömür” adı altında kitap olarak yayımlandı. “Gallemit” adlı eseri Bilgeoğuz Yayınları’ndan çıktı. Fotoğraf çalışmalarına kesintisiz olarak devam etmekte olan Somuncuoğlu; Rusya, Çin, Moğolistan, Kazakistan, Kırgızistan, Azerbaycan, Kosova, Macaristan, Avusturya ve Kanada’da çekimler yapmıştır. Türk tarihinin antik döneminin belgeleri olan kaya resimleriyle ilgili çalışmalarını sürdürmektedir. Dört yıllık bir emek sonucunda, 150 bin km, yol kat edilip, 138 gün saha çalışması ile ortaya çıkan, TRT tarafından yayınlanan ve TÜRKSAV 12. Türk Dünyası Hizmet Ödülünü alan “Karlı Dağlardaki Sır” adlı belgeselin Yapım-Yönetim ve Metin yazarlığını yapan Servet Somuncuoğlu, A-Z İnşaat’ın desteğiyle yayınladığı “Sibirya’dan Anadolu’ya Taştaki Türkler” kitabı ile 2008 yılı TGC Sedat Simavi Sosyal Bilimler Araştırma Ödülüne layık görüldü. 2009 yılında merkezi Denizli’de bulunan Aysiad (Avrasya Sanayici ve İşadamları Derneği) tarafından yılın “kültür adamı” ödülü ile ödüllendirildi.2011 yılında “Saymalıtaş – Gökyüzü Atları” kitabı AC YAPI katkılarıyla yayınlandı. Yine 2011 yılında, Yapımcı – Yönetmen ve Metin Yazarlığını yaptığı “Damgaların Göçü” ve “Zamana Karşı – Kazdağı Koşuburnu Türkmenleri” adlı iki belgesel çalışması, TRT Belgesel kanalında yayınlandı. İlk fotoğraf sergisi “TAŞTAKİ TÜRKLER”i Brezilya’nın Sao Paulo şehrinde “Ses – Sergi ve Görüntü Müzesi”nde 11 – 23 Ekim 2011 tarihleri arasında açtı. Halen TRT İstanbul Televizyonunda prodüktör olarak çalışmaktadır
|
Bir yanıt yazın