Türk arkeologlar, Priştine yakınlığındaki Ulpiana antik kentinde yaptıkları kazı çalışmaları sonucu büyük bir buluşa imza attı.
Doç.dr. Haluk Çetinkaya’nın başkanlığındaki Türk arkeologlar, Bizans uygarlığına ait Ulpiana antik kentinin duvarları 1 buçuk metre yükseliğinde olan Vaftizhane’yi gün yüzüne çıkardı.
İstanbul “Mimar Sinan “ Üniversitesi Arkeoloji bölümü öğrencilerinden oluşan ekip ile Mimar Sinan Üniversitesi mezunu Kosovalı arkeolog Elvis Shala ile birlikte, 70 günlük gibi kısa bir süre içinde 250 metrekarelik alanda VI’ıncı yüzyıldan kalan antik kentin önemli bir bölümünü buldu.
Türk arkeologların gün yüzüne çıkardığı tarihi eseri, Kosova Kamu Yönetimi Bakanı Mahir Yağcılar, Türkiye’nin Kosova Büyükelçisi Songül Ozan, Hollanda’nın Kosova Büyükelçisi R.E. Bosch,Kosova Kültür Bakanlığı temsilcileri ile Kosova Müzeleri müdürü ziyaret etti.
1953 yılında başlayan ilk kazı çalışmalarında Ulpiana antik kentinin klisesi, mezarlığı ve sur kapısı bulunmuş, çalışmalar 1956 yılına kadar sürmüş. O yıldan 2006 yılına kadar geniş bir alanda kurulu olduğu tahmin edilen bu antik kent ile ilgili çalışmalar olmamış. 2006 yılında Almanlar,Fransızlar ve Kosovalı arkeologlar, 1953 yılında bulunan bölümlerde çalışmalarını sürdürmüş. Türk arkeologlar ise daha önce antik kentin gün yüzüne çıkarılan bölümlerinden 300 metre uzaklıkta yep yeni bir bölümünü buldu.
Avrupa’da ilk defa kazı çalışmaları yapan Türk arkeologlar, Bizans tarihinde önemli yeri olan Ulpiana antik kentinin Vaftizhanesi’ni ortaya çıkardı.
Kazı çalışmalarını gerçekleştiren ekip başkanı Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Arkeoloji Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Haluk Çetinkaya yaptığı açıklamada, 2 Temmuz itibariyle başlattıkları kazı çalışmaları sonucunda daha önceden tahmin ettikleri yerlerde yapı kalıntılarının çıktığını belirtti. Böylece VI’ıncı yüzyıla ait Vaftizhane’nin ortaya çıktığını kaydeden arkeolog Çetinkaya, “ vaftizhaneler bu bölgede ender bulunur. Dünyada da VI’ıncı yüzyıla ait Vaftizhaneler fazla yoktur” dedi.
“Türkiye’nin Avrupa’da yaptığı ilk kazı çalışmasıdır bu. Bu açıdan çok mühim bir şeydir. Gelecek yıldan itibaren 5 yıllık anlaşma esasınca aynı yerde çalışmalarımıza devam edeceğiz. O yüzdendir ki şimdiye kadar yabancıların çalıştığı arkelojik alanlarda, Türkiye’nin artık yurt dışında danışmanlık hizmeti verecek kadar ileri gittiğini göstermesi açısından bu buluş çok önemlidir” şeklinde konuşan Doç.dr. Haluk Çetinkaya, gözden hiç bir şey kaçırmaksızın çok dikkatli ve hızlı çalıştıklarını anımsattı. Çetinkaya, bu boyutta bir açmayı bu kadar hızlı yapmanın hiç te kolay olmadığını belirterek, büyük bir özveriyle günde 10 saat çalışarak kalıntıları gün yüzüne çıkarmayı başardıklarını söyledi.
İmkanlar dahilinde Kosova’ya daha fazla tarihi kalıntı çıkaracaklarını belirten Çetinkaya, “Türkiye’de 600 kadar antik kent kazılarında çalışmalar yapıldığı için Türk arkeologların diğer ülkelerde kazı yapma çalışmalarına katılma imkanları olmadığını belirterek, “Türkiye uzun süre Avrupalı arkeologların kazı çalışmaları yaptığı ülke konumunda idi. Şimdi ise bizim ne derece ileride olduğumuzu herkes takdir ediyor ki, biz buraya davet ediliyoruz”, ifadelerini kullandı.
Kosova Kamu Yönetimi Bakanı Mahir Yağcılar da yaptığı açıklamada, her devletin tarihi ile ilgili bütün bilgilerin ortaya çıkmasının o devlet için önemli olduğunu belirterek, bu buluşun turizmin geliştirlmesine imkan tanıdığını söyledi. “ Antik şehirler, İlirler, Slavlar, Osmanlılar döneminden kalan eserlerin ortaya çıkması , turizm alanına geniş imkanlar sağlayabilir” şeklinde konuşan Bakan Yağcılar, “Türk arkeologların burada kazı çalışmaları yapması, iki ülke arasındaki işbirliğini daha da güçlendirmektedir. Türkiye’nin arkeoloji çalışmaları alanındaki tecrübeleri bizim açımızdan çok yararlı oldu. Bu çalışmaların turizme hizmet edeceğinden eminiz “ diye belirtti.
Türkiye’nin Priştine Büyükelçisi Songül Ozan’da yaptığı açıklamada, Kosova’nın çok önemli tarihi mekanlarından birisi olan Ulpiana’daki kazı çalışmalarının, Avrupa’da ilk defa bir Türk arkeoloji ekibinin Avrupa’da bir kazıya katılması açısından son derece önemli olduğunu belirtti. Türk arkeoloji ekiplerinin ileride daha fazla kazılara katılmasını beklediklerini kaydeden Büyükelçi Ozan, “ bu çalışmaları, Türkiye ile Kosova arasında her alanda gelişen ilişkilerin güzel bir göstergesi olarak görüyorum” dedi.
Büyükelçi Songül Ozan, “Kosova genç bir ülke, Avrupa’nın en genç ülkesi. Ama Avrupa’nın en eski yerleşim merkezlerinden birinin üstünde kurulmuş olan bir ülke. Bütün ülkelerde gelecek konuşulurken, geçmişe de sahip çıkılmasınınn önemi artık anlaşılmış durumda. Ülkenin sahip olduğu kültürel mirasa sahip çıkılması, o ülkenin gelişmesinde de bir gösterge olarak gösteriliyor. Onun için 500-600 yıl Kosova halkı ile birlikte yaşamış bir ülkenin temsilcisi olarak söylemeliyim ki, Kosova halkı hem Osmanlı Türk mirasına , hem de daha evvelki yüzyılların mirasına sahip çıktıkça, onları korudukça, daha da gelişecek. Uygar ülkelerin arasında hak ettiği yeri bulacak diye düşünüyorum” şeklinde konuştu.
Kazı çalışmalarının yapıldığı mekanı ziyaret etmekten son derece mutlu olduğunu ifade eden Hollanda’nın Priştine Büyükelçisi R.E. Bosch, “müthiş bir buluş. Yeni tekniklerle yapılan kazı çalışmalarının ortaya çıkardırğı eserlerin Kosova’da turizmi ilerleteceğine inanıyorum. Farklı etnisitelerden gençlerin ve öğrencilerin ortak çalışmaları bir hayli sevindirici oluyor. Buraları herkesin gezmesini tavsiye ediyorum” dedi.
Türk arkeologlarının Kosova’ya kazandırdığı tarihi eserin gün yüzüne çıkmasını sağlayan kazı çalışmaları, 25 bin Euro’ya mal olup, Mimar Sinan Üniversitesi tarafından karşılandı. /kosovaport/