Geçen hafta bu köşede yayınlanan yazımın ikinci başlığı “Sözde Ermeni Soykırımı Fransa’nın Yeniden Gündeminde” idi.
Fransa’da Marsilya Milletvekili Valerie Boyer, Anayasa Mahkemesi tarafından Şubat 2012’de iptal edilen, 1915 olaylarıyla ilgili Ermeni iddialarının inkarına ceza öngören yasa için Fransız Meclisine yeniden teklif sunduğunu, Fransa’nın yasayla veya uluslararası bir sözleşme aracılığıyla tanıdığı soykırımları inkarın, hapis ve para cezasına çarptırılması talep ettiğine değinmiş idim.
Ayrıca, Fransa’da yapılmakta olan sözde Ermeni soykırımı anketine tüm okurlarımın katılmasını önermiştim. ()
Türkiye Cumhuriyeti’nde 1923 yılından üç yıl önce Atatürk’ün Ruslara (Çiçerin’e) gönderdiği resmi protesto notası hariç Dışişleri Bakanlığı 1915’den bu yana Ermeni soykırımı yasası çıkarmış hiçbir ülkeye nota vermemiştir.
Sözde Ermeni soykırımı yasası çıkaran ülke sayısı 22’dir. ABD’de de 43 eylalette bu konuda 164 hukuki düzenleme yapılmıştır.
Sözde Ermeni soykırımı anıtı diken ülke sayısı 30’dur. Dünya’da ise toplam 132 anıt vardır. Bu anıtların resimlerini www.lobisav.org sitesinde görmek mümkündür.
Bu defa sözde Ermeni soykırımı yasaları çıkarmış ve sözde Ermeni soykırımı anıtları dikmiş ülkelere protesto kampanyasına sizleri katılmaya davet ediyorum. Lütfen tıklayınız ve kampanyaya katılınız.
Avrupa Parlamentosu, büyük Önder Atatürk’ün Philadelphia’da yayınlanan Public Ledger adlı gazetenin yönelttiği sorulara karşılık olarak 25 Şubat 1921‘de yaptığı açıklamayı, Atatürk’ün soykırımı kabul ettiği şeklinde yorumlamaktadır ama bu bir yalandır. Açıklama aşağıdadır:
“İslam ve İslam olmayan Türk yurttaşları arasında hiçbir ayırım yapmıyoruz. Böylece Rumların ve Ermenilerin düşmanla birlikte yurt hainliği yapmadıkları sürece kaygılanacakları bir durum yoktur. Düşmanca iftira atanların büyük abartmaları dışında, Ermenilerin tehciri işi kesinlikle şu gerçeğe dayanmaktadır: Rus ordusu, 1915’de bize karşı büyük saldırısını başlattığı sırada, çarlık güdümünde bulunan Taşnak Ermeni komitesi, savaşan birliklerimizin gerisindeki Ermenileri ayaklandırmıştı. Düşmanın sayı ve araç üstünlüğü karşısında çekilmek zorunda kaldığımız için, kendimizi iki ateş arasında kalmış görüyorduk. Lojistik (ikmal) ve yardım konvoylarımız acımasızca öldürülüyor, yollar bozuluyor ve Türk köylerinde terör sürdürülüyordu. Bu cinayetleri işletenler ve yanlarına eli silah tutabilen bütün Ermenileri alan çeteler, silah, cephane ve yiyecek sağlanmasını, büyük devletlerin barış döneminde kendilerine kapitülasyonların kazandırdığı imtiyazlardan yararlanarak bu amaç doğrultusunda, Ermeni köylerinde oluşturdukları büyük stoklardan yaparlardı. İngiltere’nin barış döneminde ve savaş alanından uzak İrlanda’ya uygun gördüğü uygulamaya ilgi göstermeyen dünya kamuoyu, Ermeni halkın tehciri konusunda almak zorunda kaldığımız karar için bize karşı tutarlı bir suçlamada bulunamaz.
Mustafa Kemal-TBMM Başkanı ”
Bir yanıt yazın