Irak Federasyonu’nun en zayıf yanı ABD’nin oluşturduğu yapıda tek bir kimlik etrafında bütünleşmeyi zorlayan etnik-mezhepsel ayrımlardır.
Osmanlı’dan beri ülkenin yönetiminde olan ve ABD işgalinde El Kaide etkisiyle radikalleşen Sünni azınlık,işgal sırasındaki kazanımlarıyla gerekirse ülkenin üçe bölünmesini kabul eden Kürt grupları ile Şii’ler ayrışmıştır.
Irak’ı bir arada tutan iç dinamikler bir-bir tükenirken her bir grup geleceğine dış dinamiklerde arıyor.
*
Uluslararası diplomasi arenasında “Diplomasi Fahişesi” ya da “Fırıldak Celâl”,Türkiye diplomasisinde “Mam Celâl-Celâl Amca” lakablı Irak Cumhurbaşkanı Celâl Talabani geçirdiği beyin kanamasından sonra ciddi sağlık sorunları yaşıyor.
Irak Anayasası cumhurbaşkanının herhangi bir nedenle ülkeyi yönetemez duruma gelmesi halinde yardımcısının görevi devralmasını ve 30 gün içinde yeni cumhurbaşkanının seçilmesini öngörüyor.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık el- Haşimi idam cezalısıdır,Türkiye’de hükümetin sığınmacısıdır.
Üstelik ülkenin içinde bulunduğu siyasi koşullar,Talabani’nin ölümü halinde yeni bir Cumhurbaşkanı seçimi süresinde tüm dengelerin değişeceğini,hatta bir iç savaşın dahi çıkabileceği gösteriyor.
*
Bakınız,Irak Temsilciler Konseyi’nin 325 sandalyesi için yapılan 7 Mart 2010 seçimleri ardından yaşanan siyasi kriz -ancak, 11 Kasım’da yapılan oturumda;
91 sandalye kazanan ve 1.parti olan el-Irakiye İttifakı’ndan BAAS’çı Usame Nuceyfi’nin Meclis Başkanı, 89 sandalye ile 2.olanHukuk Devleti İttifakı lideri şii Nuri el-Maliki’nin Başbakan ve Kürt İttifakı lideri Celâl Talabani’nin Cumhurbaşkanı seçilmesiyle -sözde,sona ermişti- nitekim, hükümetin yapısı ve işlevselliği konusunda belirsizlik o günden bu yana aşılamamıştır…
*
ABD ve Türkiye’nin bölgede İran ve Şii nüfuzu ile Kürt baskısını sınırlamak için Irak’ta Arap kimliğini oluşturmak üzere el-Irakiye İttifakını desteklemesine,
Şiilerin seçimlere iki ayrı ittifakla girme durumunda bırakılmasına,
Kuzey Irak Kürt Bölgesinde yerel seçim yasası konusunda çıkarılan anlaşmazlıklarla Kürdistan İttifakının bütünsellikten uzak bir pozisyonda seçime girmesine,
İyad Allavi’nin ABD’nin işgalden sonra kurduğu geçici Irak hükümetinin başbakanı, askerlerinin çekilmesi ardından en güvenilir kişi olmasına ve Türkiye’ninde desteği ile hem İran hem Kürt nüfuzuna karşı islamcı-sünni Tarık Haşimi ile eski BAAS’çı Usame Nuceyfi ve Salih el-Mutlak’ıda ittifakı çatısı altına almasına -rağmen,
Seçimlerden 1. parti el-Irakiye İttifakı lideri İyad Allavi’ye karşın 2. parti çıkan Hukuk Devleti İttifakı lideri Maliki’nin Başbakan seçilmesi; ABD,Türkiye,Suudi Arabistan,Mısır,Ürdün gibi ülkeler karşısında İran’ın bir zaferi olarak kabul edilmiştir.
*
Ne ki Irak’ta siyasi sürecin ne yerel liderlerin ne de bu ülkeyle ilgili ABD,İran,Türkiye,Suudi Arabistan ve diğer bölge ülkelerinin tek başlarına belirleyici olma durumları bulunmuyor.
Irak gün geçtikçe ilgili ülkelerin oynadığı,çatıştığı ya da işbirliği yaptığı bir ülke görünümü veriyor.
*
Çünkü Irak siyasetini birbiriyle uzlaşmaz bir çok klik oluşturmaktadır.
Bugün Irak Siyasetini; şii sosyolojik tabanına mensup 7 siyasi gruplu Birleşik Irak İttifakı,muhtelif siyasi ve ideolojik görüşlerde Kürt Ulusal talepleri temsilcisi Kürdistan İttifakı,sünni Araplığı temsilen İslami ideolojide Irak Uzlaşma Cephesi,Şii ve Sünni laik siyaseti temsilen İyad Allavi’nin el-Irakiyye Koalisyonu,Laik Şii Ahmed Çelebi Listesi ve Sünni-İslam-Arap Salih el Mutlak listesi,Ulusal İttifak’ta Sadr Grubu belirliyor.
*
Çünkü, işgalin ardından siyasi sürecin hep yanında yeralan ve en az ABD kadar nûfuz kazanan İran -artık, Irak’ın önemli oyuncusudur.
Ya da 2003’te BM Güvenlik Konseyi kararlarına rağmen Irak Savaşını başlatan,o süreçte Almanya ve Fransa’yı karşısına alan, ne BM ne de NATO’yu sürece katmayan ABD -ancak,2006 dan itibaren BM ve Komşu Ülkeler İnisyatifinden yardım istemeye başlamıştır -ki, şimdi bu ülkeler Irak’tan rol kapıyor.
Türkiye,Kuzey Irak’ta özerk yönetim kurulması talebi üzerine doğrudan doğruya Kürt Yönetimi ile temas kurmak kararı almış,Erbil’de konsolosluk açmıştır -şimdi, ekonominin kanallarıyla bölgeyi kontrol etmeye çalışıyor…
O esnada yerel iktidar mücadelesinde ezeli rakipler KYB lideri Celal Talabani ve KDP lideri Mesud Barzani yönetimde olmanın gücüyle Goran,Cemaat-i İslam ve Kürdistan İslam Birliğine karşı-ancak, göreceli bir etkinlik sağlamıştır…
Sünniler giderek siyasi zeminlerini kaybetmiş, Uyanış Konseyleri adıyla önceleri destekledikleri silahlı gruplara karşı savaşan çetelere dönüşmüş bulunuyor.
*
Off,daha bir çok neden Irak’ta etnik ve mezhepsel ayrışmaları keskinleştirmiştir,Celal Talabani’nin rahatsızlığı tuzu-biberi oluyor.
Talabani’nin rahatsızlığı ile birlikte Irak’ta yerine kimin geçeceği,neyin nasıl olacağı birinden diğerine hep farklı algılanacağı bir süreç başlamıştır.
Türkiye,Suriye İç Savaşından başka Irak’ı birlikte tutan unsurların dağılmasıyla oluşacak istikrarsızlığın çevreye yayabileceği çatışma riski ve Kürtlerin konumuyla birinci derecede tehdit altındadır.
*
Çünkü ABD’nin lehinde ve onun peşinde İslam ülkelerini sömürüye açmak,kontrol etmek,baskı kurmak ve güvenlik içinde İsrail’in itikâdi hedeflerine yol açmak üzere “İslamın Birliği” havucuyla ulusal devletlerin aşılması,sınırların anlamsızlaştırılması projesini yürütür ve bu uğurda Suriye, Irak ve İran’ı çitilerken,
Irak,İran,Suriye ve Türkiye coğrafyasının Kürtleri uluslararası-bölgesel güçler ve konjonktürel-stratejik şartlar etkisiyle öncelikle bir parti gibi hareket etme zorluklarına rağmen,bu süreçte yok edilmemek için Kürt kimliği ile muhayyel Kürdistan’da uluslaşma hedefinden vazgeçmemişler,aktivitelerini mütemadiyen arttırmışlardır.
Ortadoğu’da AKP İslamcılığının ortak vatan parolasıyla İslamın Birliği hedefine karşın Kürtler de Kürdistani Yaklaşımda aynı parola ile Büyük Kürdistan hedefini işletiyor.
Öncelikle ne Suriye’den,ne Türkiye,ne Irak’tan şu aşamada kopmak istenmiyor -önce,bulundukları ülkenin kanını emmek,palazlanmak ve güçlenmek öngörülüyor -ki,Türkiye’de,Suriye’de ve Irak’taki performansları çok açık görülüyor.
*
Ya Türkiye?
AKP iktidarı yeni Anayasa hazırlık aşamasında Atatürk Devrim ve inkilaplarından,milliyetçiliğinden,Türklük’ten,Türk Ulusu kavramından kıvırmanın alt yapısını oluşturmaktadırlar-ki, bütün diğer yaptıkları,daha bu baştan ve bu cesaretten kaynaklanıyor.
Böyle bir anayasa çıkmayacaktır ama bir süre sonra bölünmektense Türkiye Federasyonunun yeğ tutulacağı günlere gidiliyor…
22.12.2012
Bir yanıt yazın