Gül-Erdoğan arasaında soğuk rüzgarlar…

 

NECDET BULUZ

 

                                                       Geçenlerde ODTÜ’de, Göktürk-2 uydusunun uzaya gönderilmesi ile ilgili bir tören yapıldı. Bu törene Başbakan Erdoğan, Meclis Başkanı Cemil Çiçek, Bilim Teknoloji ve Sanayi Bakanı Nihat Ergün ve diğer konuklar katıldı. Göktürk-2’nin Çin’den fırlatılması ile ilgili Erdoğan bir konuşma yapıp, bunun TSK’nin istihbarat ihtiyacını karşılayacağını ve daha güçlü bir Türkiye’nin bölgedeki istikrara da hizmet edeceğini söyledi.

                                                        Hiç kuşkusuz, Göktürk-2 uydusunun fırlatılmasını ve vereceği hizmetleri biz de memnuniyetle karşılıyoruz. Bundan gurur uyduğumuzu da belirtmeliyiz. Çünkü böyle bir istihbarat uydusuna ihtiyacımız vardı ve dış güçlerin verdiği istihbaratlarla iş yapılamayacağını sıkça söyleyenlerdeniz.

                                                        GÜL’E DAVET GELMEYİNCE

                                                        Burada, kafalara takılan şu soruyu biz de soralım:

                                                        Türkiye için son derece önemli olan bu törene Başkomutan sıfatı ile Cumhurbaşkanı Abdullah Gül neden davet edilmedi? Köşk kaynakları, Göktürk-2 uydusunun fırlatılma törenine bir davetin gelmediğini de söylediler ve konuya açıklık getirdiler.

                                                        Başbakan bu konuda susuyor, Başbakanlıktan da bir açıklama yapılmadı. Başbakanın çevresinin de Gül’ün davet edilememesi ile ilgili kamuoyunu da tatmin edecek bir açıklama yapılmadı. Görebildiğimiz kadarı ile ikili arasında soğuk rüzgârlar esmeye devam ediyor.

                                                         Konuyu sadece bu törenle sınırlı tutmamak gerekiyor. Köşk ile Başbakanlık arasındaki soğuk savaşın böylece bir kez daha ortaya çıktığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Her ne kadar Cumhurbaşkanı Gül, Başbakan Erdoğan da aralarında hiçbir sorun olmadığını söylüyorlarsa da, aralarındaki çatlağın giderek büyümekte olduğu yaşananlarla açık biçimde görülüyor.

                                                         FARKLI GÖRÜŞLER VAR

                                                         Biraz gerilere gidelim:

                                                         Önümüzde Cumhurbaşkanlığı seçimi var. Bu seçime Gül, isterse yeniden aday olabilecek. Fakat Başbakan da Köşk’e hazırlanıyor ve Gül’ün yeniden aday olmaması için adeta bir baskı uyguluyor. Gül ise, yaptığı açıklamalarda “Daha görevimin başındayım, günü gelince oturur konuşuruz” diyor.

                                                          Eğer, Gül görevini bırakacak olsa, daha açık ve net konuşup “Erdoğan kardeşimdir ve Köşk de artık hakkıdır. Görevim bitince defteri kapatacağım” diyebilirdi, bunu demiyor. Başbakan’ın ve çevresindekilerin baskıları karşısında da bugüne kadar bu konuda geri adımı atmadı. Bu konuyu en yakınları ile bile konuşmaktan kaçınıyor.

                                                          Fazla uzaklara gitmeye, ikil arasında başka şeyler aramaya da gerek yoktur. Bu olay, zaten aradaki çatlağı açıkça ortaya koymuyor mu?

                                                          29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında yaşanan olaydaki ikili arasındaki görüş farklılıkları da önemsenmelidir. Gül, valilere gönderdiği talimatlarda 29 Ekim törenlerinin olaysız geçmesi, barikat kurulmaması konusunda hassasiyetlerini bildirmişti. Başbakan ise, farklı görüş ve düşünce içinde, Ankara’daki göstericilerin önüne barikat çektirerek Gül ile ters düşmemiş miydi? Hatta barikatların kaldırılmasında Gül’ün etkili olduğu da söyleniyordu.

                                                            ORTADA ÇİFT BAŞLILIK MI VAR?

                                                             Dokunulmazlıkların kaldırılması konusunda da Gül ile Erdoğan’ın farklı görüşte olduklarının da altını kalınca çizmek istiyoruz. Cumhurbaşkanı, Hükümet kanadından yapılan bazı uygulamalara karşı tavır alıyor ve bunu da uyguluyor. Her ne kadar çıkan yasaları onaylayarak hükümet doğrultusunda hareket ediyorsa da, Başbakan’a karşı dik duruşundan da taviz vermemeye çalışıyor.

                                                             Daha önce bir başka olayda da Gül’ün devre dışı bırakıldığını gördük. Hürkuş’un hangardan çıkarılış törenine yine Köşk’e davetiye gönderilmemiş, bu törende de Başbakan yine başrol oynamıştı. Gül, bu konuda da suskun kalmayı tercih etmişti.

                                                            Ortada bir çift başlılık var mı? Bu konuda Başbakan daha önce bir açıklama yapmış, devlette çift başlılık olmadığını ve olamayacağını söylemişti. Bu, bir noktada Köşk’e, Gül’e de anlamlı bir mesaj niteliği taşıyordu. Ancak, Gül mümkün olduğu kadar bu tartışmaların içine girmemeye özen gösteriyor. Erdoğan’a yanıt vermemeyi daha uygun buluyor.

e.mail: [email protected]

 

 

 

 

           

  - abdullah gul

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir