ÇATOM bir terör veya da bir yeraltı örgütü değil.
Tam tersine, kırsal kesimin kalkınmasına yönelik müthiş bir program.
ÇATOM’un açılımı “Çok Amaçlı Toplum Merkezleri.” Türkiye’deki kuruluş tarihi de 1995.
Ben ÇATOM’la 2008 yılındaki GAP bölgesine yaptığım ziyarette tanışmıştım. T.C. Başbakanlığına bağlı GAP projesi kapsamında, T.C. Lefkoşa Büyükelçiliği’nin KKTC Basın mensupları için düzenlediği tanıtım gezisinde, önce Diyarbakır’da, sonra da Mardin’de gördüm ÇATOM’u.
ÇATOM’larda Eğitim, Sağlık, İstihdam, Girişimciliği Destekleme, Meslek Kazandırma, Satış ve Elektronik Tanıtım olmak üzere yedi ana başlık altında programlar uygulanmakta.
ÇATOM’un bölge başkanı gencecik bir kızımız “Seylan”dı. Enerjisi, çalışkanlığı ve gayretiyle bölgenin umudu olmuştu Mardinli Seylan.
Mardin ÇATOM binası içinde gitar çalan kızlı erkekli bir grubu, bilgisayar faaliyetlerini sürdüren bir başka aynı kompozisyondaki grubu, tiyatro çalışmaları yapan gençleri görmek çok güzel ve etkileyici idi. Asıl etkileyici olan da yemek yediğimiz restorandı. Garsonları ve ahçıları orta yaş grubuna dahil kadınlardı ve yemekler de tamamen ev yapımı idi. Azıcık bir soruşturmadan sonra öğrendim ki, restoranı ev kadınları çalıştırmaktaydı ve elde ettikleri geliri ile de ailelerini ve de özellikle kendilerini ayakta tutmaktaydılar. Kadınları ekonomik hayatın içine sokan bu projeyi takdir etmemek elde değildi.
Mardin ÇATOM bana göre tam bir başarıydı. Sonra Diyarbakır ÇATOM ile tanıştım.
Dünde Dipkarpaz’da ÇATOM olduğunu öğrendim.
Takdirle andığım ve her fırsatta dile getirdiğim bu projenin KKTC’nin Dipkarpaz bölgesinde de yine aynı adla faaliyete geçmesi inanılmaz mutluluk verici bir gelişme. Bunu başlatan kişi Sayın Arzu Pürtül. Dipkarpaz Belediyesi Mali İşler memuru olan Pürtül aynı zamanda Dipkarpaz ÇATOM projesinin fahri yürütücüsü.
Dipkarpaz, Kaleburnu, Kuruova ve Avtepe köyü hanımlarının katılımıyla faaliyet gösteriyor Dipkarpaz ÇATOM. Katılımcı hanımlara ücretsiz olarak imalat malzemesi (kumaş, deri, ip, boncuk, boya vs) temin ediliyor ve bu materyallerden “Kıbrıs El Sanatları” ağırlıklı olacak şekilde hediyelik eşyalar üretiliyor. Satılan bu hediyeliklerin karşılığı da hediyeliklerin üreticisi olan, el emeğini, göz nurunu esirgemeyen bu yetenekli hanımlara veriliyor.
Bence KKTC’mizin hangi bölgesinde olursa olsun hediyelik eşya satan, “souvenir” satan dükkan sahipleri, Çin’den ithal edilen malların yerine veya da bunların yanında Dipkarpaz ÇATOM’da kendi insanımız tarafından üretilen bu hediyelikleri satmalı, satışını da öncelik vermeli. Arzu Pürtül hanıma Dipkarpaz Belediyesi telefonundan ulaşılabilir ve sipariş verilebilir. Satılan her bir parça, Dipkarpaz bölgesinde ikamet eden, yaşayan insanlarımıza büyük bir katkı olacak.
Ağızbirliği etmişcesine herkes “Aman Karpaz’da -ve de özellikle Dipkarpaz’da- yapılaşma olmasın, doğayı koruyalım” der ama orada yaşayan insanlarımızın nasıl geçinebileceklerine kafa yormaz. İstedikleri kendileri fırsat bulup Karpaz burnuna keyif çatmaya gittiklerinde, havayı bol oksienli, çevreyi temiz ve yemyeşil görmek ister ama bunun nasıl korunabileceğini ve oradaki insanların nasıl yaşamlarını sürdürecekleri konusunu akıllarına getirmezler. Sadece istemeyi bilirler, yaptıkları mitingler ve şovlar da cabası. Ben hiç bir eylemde Karpaz’da yaşayan insanların yaşamlarnı nasıl sürdürebileceklerine dair bir öneri duymadım.
Şimdi artık fırsat var. Karpaz’ın doğal halini saklamak isteyen “Yeşilciler” Dipkarpaz ÇATOM’u kayıtsız koşulsuz desteklemek ve bu destek olanaklarını da yaratmak zorunda. Lafla, gösteriyle, şovla hiç bir şey olmuyor.
Bütün halkımızı ve işadamlarımızı, otellerimizi, hatıra/hediyelik eşya satan işyerlerini Dipkarpaz ÇATOM’una destek vermeye davet ediyorum.
Ata ATUN
e-mail: [email protected]
21 Aralık 2012
Bir yanıt yazın