NECDET BULUZ
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın, pek de tutarlı olmayan açıklamalarla dikkatleri üzerine çekmesine bir yenisi eklendi. Arınç, gençliğinde işkence gördüğünü, bu işkence görenlerin bazılarının da dağa çıktığını söyleyen bir Bayan BDP Milletvekili olan Gülden Kışınak’ın bu sözlerini değerlendirirken, “Aynısını ben de görmüş olsaydım, dağa çıkardım” demiştir. Başbakan Yardımcısının bu sözleri şimdi tartışılıyor, daha uzun süre de tartışılacaktır.
Arınç’ın söyledikleri ve tartışılacak sözleri bu kadarla da sınırlı değil. Başbakan Yardımcısını yakından tanıyanlardanız. Hukukçu olması nedeni ile de ne konuştuğunu, nasıl mesaj vereceğini iyi hesaplayan biridir. Ağzından çıkanları da ölçüp, biçer. İmralı canisi Öcalan için söylediklerini, “Ben de dağa çıkardım” söylemleri ile birleştirdiğimizde ortada bir oyun oynanmakta olduğunu görüyoruz. Çünkü gündemde İmralı canisini ev hapsine alıp, bırakmanın yolları aranıyor.
ÖCALAN’I AKLAMAYA ÇALIŞIYORLAR
Bülent Arınç, İmralı canisini temize çıkarmak, ortamı yumuşatmak, kamuoyunun gazını almak için “Abdullah Öcalan da belki bu karanlığın kurbanı olarak bu yollara götürülmüş” diyor. Yetmiyor” Namuslu ve inançlıydı” diyerek sözlerini güçlendiriyor. Bu da yetmiyor, “Öcalan gençlik hayalleri olan, namaz kılan biriydi” diyerek zemini iyice güçlendirmeye çalışıyor. Biz, bütün bunların planlı ve bilinçli şekilde yapıldığı görüşündeyiz.
Şimdi, işleyen sürece baktığımızda, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın dağa filan çıkmasına gerek olmadığını da görüyoruz. Çünkü zaten dağa çıkanlarla elele tutuşmuşlar, teröristlere meydanı bırakmışlar, başka hesaplar içine girmişlerdir. Kapalı kapılar ardında yapılan gizli pazarlıklar ortaya çıkmış, teröre ve teröristlere nasıl teslim oldukları açıkça görülmüştür. Bunlara da kısaca göz atalım:
TERÖRİSTLER ŞIMARTILDI
Kürtçe TV’yi kuranlar kimlerdir? Kaldı ki, bu Anayasaya da aykırıdır. Kürtçe eğitim ve öğretimin yolunu bunlar açmadı mı? Kürtçe savunma gibi bir saçmalığı yasa haline getirenler başkaları mıydı? Doğu ve Güneydoğu’da bölünmeyi hızlandıracak olan Büyükşehir Yasası’nı bütün tepkilere rağmen yürürlüğe sokanlar bunlar değil mi? Açılım saçmalığı ile dağdaki teröristleri kapılarda karşılayıp şehitlerimizin kemiklerini başkaları mı sızlattı? Daha başka neyi sayalım?
Bu ülkeyi yönetenlerin görevi, terörle mücadeleyi kurallarına göre yapmayı sağlamak, teröre ve teröristlere meydanı bırakmamaktır. Arınç, yaptığı bu açıklamalarla teröristlerin dağa çıkmasını, polise, askere saldırmasını, araç yakmasını, vurup, kırmasını normal karşılamış oluyor, çünkü buna başka bir ad bulamıyoruz. Sıfır terörle devraldıkları ülke, bakınız bugün kan gölü haline gelmiştir ve bunun da en büyük sorumlusu hiç kuşkusuz bugünkü AKP Hükümeti ve Arınç gibi düşünenlerdir. Bugünkü Hükümet PKK terörü ile mücadele başarılı olamamıştır.
Başbakan bir yandan terörle sonuna kadar mücadele edileceğini ve en küçük bir taviz verilmeyeceğini söylüyor. Bunlar sadece sözlerde kalıyor. Hiç de söyledikleri gibi hareket etmedikler geçen süre içinde ortaya çıkıyor ve görülüyor.
PKK SİLAHI NASIL BIRAKACAK?
Burada ince hesaplar yapılıyor.
İşin içine şimdi de Amerika girecek. ABD’den yapılan açıklamalarda “PKK’ya silah bıraktıracağız” deniliyor. Peki, ama bu iş nasıl olacak? PKK silah bırakacaksa bunun karşılığında ne alacak? Zaten terör örgütünün istekleri ortada ve bugünkü hükümet de bunları adım adım yerine getiriyor. Şimdi ise, İmralı canisini masum, dindan ve insancıl gösterip ev hapsine almak, sonrasında serbest bırakıp, siyasete sokma planları yapılıyor.
Yıllardır, PKK elebaşı Öcalan ile gizli pazarlıkların yapıldığı ortaya çıktı. Bu pazarlıklar içinde terör örgütünün birçok isteği yerine getirildi. Şimdi ise, Öcalan’ın serbest bırakılması için bastırılıyor. Eninde sonunda bunu da yapacaklar. Ama önce kamuoyunu buna hazırlamaları gerekiyor. İşte Arınç ve onun gibi düşünenler İmralı canisini masum bir kişilik gibi göstermeye çalışıyor. Devleti ne hale getirdiler bundan utanç duyuyoruz.
Hedef bellidir: Öcalan’ın serbest bırakılması, ileride bölgemizde Bağımsız bir Kürt Devleti’nin kurulmasıdır. BOP çerçevesinde bunlar yıllar öncesinde planlandı, şimdi adım adım yerine getiriliyor. AKP Hükümeti’nin bunun karşısında direnmesini de mümkün görmüyoruz.
e.mail: [email protected]
Bir yanıt yazın