Maya uygarlığı Kolomb öncesi Meksika,Honduras,El Salvador ve Guatemala’yı kapsayan bir bölgedeydi.
Astroloji’de güneş ve ay tutulmasını,yeryüzünün dönüş hızındaki değişimleri,gök cisimlerinin hareketlerini zamanın senkronizasyonu,idraki ve kaydedilmesi konularında yetkinleştiler,bulguları -bugünün,Astronomi bilimine tam uyum gösterdi.
O nedenle Haab takviminin 21 Aralık 2012’de sona ermesi milyonlarca insanda zamanın sonuna mı gelindiği paniği oluşturdu.
Neyse ki,Guatemala’nın yağmur ormanlarında antik Maya kenti Xultun’da,21 Aralık 2012’de sona eren Haab takviminin sonrası tarihlere işaret eden bir nüsha daha bulundu da korkular dağılır gibi oldu!
*
Uzmanlar Haab takviminde 21 Aralık 2012’nin Samanyolu Galaksisinde
Böylece öncelikle bilimcilerin önünde -aslında, bu kuvvetlerin aynı şeyin farklı görünümleri olduğu bilimsel iddiası olan Birleşik Alan Teorisinin gözlemlenmesinin süreci açılıyor.
İnsanlık Albert Einstein’ın İzafiyet ve Genel Görelilik teorileri modundan,”Tanrı’nın zihnini okuma”moduna geçiyor-yoksa, bu perspektif “Bilgi’nin Efendisi Hızır“ın yeryüzüne gelişi anlamına mı geliyor?
Elbette bu değişimin ruhsal formdan işleyerek giderek insanı, toplumu ve dünyayı etkileyeceğini ummak gerekiyor -ki, bu dünyanın dönüşeceği anlamına geliyor…
*
O halde -geliniz,dönüşümü biri enerji,diğeri insan odağında gözleyelim.
Uluslararası Enerji Ajansı üyelerinin enerji -bilhassa, hidrokarbon kaynakları ile ilgili sorunlarına çözüm getirmektedir.
Ajansın
Öncelikle 2035’e kadar fosil yakıtların öneminde değişiklik beklenmiyor -iki ülke, birincisi ABD enerjinin pahalılaşacağı bu süreçte en çok ve büyük petrol kaynaklarını doğrudan ya da dolaylı kontrol edebilme kudreti, sonra Rusya en büyük doğal gaz kaynaklarına sahip olması kudretiyle öne çıkıyor.
2035 yılına kadar Irak’ın küresel petrol üretimindeki artışın yüzde 45’ini tek başına sağlayacağı varsayılıyor ardından Suudi Arabistan,İran,Kanada,Kazakistan’ın en büyük tedarikçiler olacağı anlaşılıyor.
Avrupa’nın enerji gereksiniminde ciddi bir artış beklenmemektedir -ama, Orta Doğu hidrokarbonlarının yüzde 90’ı Çin’e ve diğer büyük Asya ekonomilerine yöneliyor.
Bu tablo küresel ya da bölgesel anlamda enerji kaynakları ve nakil yollarının paylaşımında ne denli zor mücadelelerin sergileneceğini gösteriyor.
Küresel sistemde enerji maliyetleri ve ekonomi dinamiklerinin kökten değişimiyle birlikte ülkelerin ve bölgelerin önemlerinde çok sert ve çok derin dönüşümler yaşanacağı açıkça görülüyor.
*
Aslında bir süredir dünya dönüşümünün ayak sesleri,insanın internetin dünya çapında ağı, siber uzay ve siber kültürle yerelinden küreselleşmesinde ve denetimsiz,açık entellektüel sermayenin giderek bütün üretim faktörlerinin önüne geçmesi durumunda da hissedilmektedir.
Her yerde dönüşümden yararlanamayanlar mali sistemin iyileştirilmesi,servet dağılımındaki eşitsizlik ve sınıflar arasındaki büyük uçurumların ortadan kaldırılması talebi ile neoliberal mali politikaları,yolsuzluk ve yoksulluğu ve bütçe kısıtlamalarını protesto ediyor.
Zenginin anti toplumsal devrimine karşı hak talebini yükselten kesimler ise küresel-birleşik bir planlama ile bağımsız örgütlenme çatısı altında etkili bir mücadele ile yanıt vermeyi kurguluyor.
Birçok devlet adamı hükümetlerin küresel rekabeti tutmak ya da rekabetten düşenleri tamamen kapatmak için sermaye sahipleriyle birlik olunan ve trilyonlarca euro’yu zenginlere kazandıran politikanın yanlış olduğunu,işleri ve ücretleri kesme sonucunda Avrupa’nın devrim eşiğinde olduğu uyarısında bulunuyor.
Dönüşüm sürecinde kendini hakça kurtaranların beherinin “Mehdi” olduğu günler yaşanıyor.
Bir yanıt yazın