TIRI-VIRI MISIR ORDUSU İBRET OLSUN


Mısır’ın Müslüman Kardeşler Örgütünden Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi,
 Başbakan Erdoğan’ın imdada yetişerek telefonda diyalog çağrısı -yani “Takiyye yap”demesi üzerine yeni anayasal kararnameyi kabul etti.
Bu suretle yeni anayasa taslağı ile  cumhurbaşkanına kararlarında dokunulmazlık getiren 2.madde ile milli güvenlik ve 25 Ocak Devrimi’ni tehdit eden bir ortam oluşması halinde karar alma yetkisini Cumhurbaşkanına devreden 6.madde nedeniyle ülkede ağır siyasi krize neden olan eski kararname iptal edilmiştir -ancak,anayasa referandumu yine 15 Aralık’ta yapılacaktır!

*
Mısır’ın bugünü 1948’de İngiltere ve Fransa’nın Orta Doğu dizaynı ile İsrail devleti,petrol egemenliği ve güvenliklerinin sağlanması düşüncesinden gelişiyor.
Onlar Arap ülkelerinde yöneticileri belirlediler,kimine müdahale ederek kiminde birbirlerine düşmanlıkla halkların tepkisini  kırdılar.
Özgür akıla dayanmayan lâikliği benimsettiler ve  gerektiğinde birinin diğerine karşı koyması için Şii ve Sünni hareketlere yol verdiler.

*
Sonra ABD mümkün olduğunca askeri yöntemler kullanmaksızın,İsrail’in güvenliği ve petrol egemenliğine tehdit unsuru olarak saydığı farklı etnik,mezhepsel veya ideolojik gruplara karşı Orta Doğu’nun ortak vatan yapılması düşüncesini geliştirdi.
Arap halkları ülkelerindeki ordunun desteği ile otoriter Arap yönetimlerinin toplumsal istikrarı sağlayamadıkları, ülke dinamiklerini tükettikleri ve Batı’ya dayanmak zorunda kaldıkları yönünde ajite edildiler.

*
Arap Ordularının desteği?
Arap orduları -işte,en güçlüsü Mısır ordusudur -ki,Firavunlar döneminden beri meşruiyete bağlılık,ülkeyi ve halkı düşmandan korumak ve halkın ordusu olmak geleneğinden geliyor.
Ne ki modern çağda İngiltere-Fransa ve İsrail ile yapılan 1979 Barış Anlaşması ardından ABD’nin yöneliminde giderek artan oranda iktisadi faaliyetlere bulandırılıyor,özgün strateji-taktik kapasitesi,eğitimi,teknolojik kapasitesi ve vizyonu yokediliyor.
Bugün şatafatlı üniformalarına rağmen bir ordu vasfını taşımaktan çok otomobil üretimi, kıyafet, yol yapım çalışmaları, otobanların ve köprülerin inşası, tencere, tava gibi mutfak malzemelerinin üretimi ile Mısır ekonomisinin üçte birini yöneten dev bir holding görünümündedir.
Ekonomik ilişkileri yüzünden karar mekanizmalarına kolay ulaşıyor ama kurumsal şeffaflığını kaybetmiştir- nitekim, askerin ticari faaliyet aşkı uğrunda hem Mısır’ın savunma gücü hem ekonomisi gerilemiş bulunuyor.

*
Teknoloji alanlarında sağlanan ilerlemelerin kendini – bilhassa,öncelikle silahlı kuvvetlere yansıması Orduları toplumlarının dönüşümünde,modernleşmesinde öncü rol almasının nedenidir.
Fakat Mısır’da ordunun ivmelediği tüketici ağırlıklı ekonomi giderek  Ordu’nun ülkesinde öncü olmak rolünü ve halkın ordusu olmak idealini yok etmiş bulunuyor.
Mısır ordusu ülkesinde istikrarı teminen liberalizmin hızlı ve hep daha fazla kâr için geliştirdiği değişim ve geçicilik karakteri ile -ne pahasına olursa olsun, halkının ve ülkesinin ABD piyasalarına bağımlılıklarını geliştirme zorunluluğuna sıkışmış bulunuyor.

*
Bu gerçeğinde Mısır’da  İslam’ın demokrasi ile bağdaşmayacağı çok açık olmasına rağmen, Müslüman Kardeşlerin 15 Aralık’ta referanduma sunulacak yeni Anayasa taslağıyla,
Rejimin siyasi ve hukukî kimliğini,halkın yüzde seksenden fazlasının Müslüman olmasından hareketle,lâikliğin yeni sistemde olmayacağı İslami düzene-şeriata değiştiriliyor.

*
Devletin temel ilkeleri başlığında 2.madde,”Devletin dini İslam’dır.Resmi Dil Arapçadır,Yasamanın ana kaynağı İslam şeriatının ilkeleridir ” diyor.
Bu ilkelerin yorumlanmasında son kademe,ana amacı Mısır’dan tüm İslam dünyasında ve Türkiye’de Ümmetin Birliğini oluşturmak olan Ezher-i Şerif’tir..
Türkiye’de  Ezher Üniversitesi onaylı Kuran-ı Kerim tefsirleri,Hadis-i Şerifler ve her türlü İslami yayın makbul,bu kitapları yazanlar ehl-i sünnet alimi sayılıyor!
Böylece İslam dini Mısır’da bir kurumdaki ruhani liderlere bağlanıyor!


*
219. madde İslam hukuku konusunda sadece Sünni anlayışın geçerliliği belirtiliyor.
Mezhepçilikte Sünnilik İslami geleneğin öncelikli kaynağı olarak tanımlıyor-bu suretle, Sünni mezhep korunurken -mesela Şiilere yönelik ciddi bir tehdit oluşuyor!

*
5.madde Ulusal Birliği ve  Hakimiyet ile ilgilidir.
Buna göre Ulusal birliği Anayasa ile belirlenen çerçeve ya da  “Hâkimiyet yalnız Allah’ındır.Allah halka bunu kullanma hakkı vermiştir ve bu doğrultuda kullanır. Yetkilerin dayanağı halktır.” ifadesi belirliyor.
Allah’ın şeriatının belirlediği sınırların gözetilmesinin Ezher-i Şerif’e ya da dini liderlere bırakılması sonucunda,halkın kullanacağı yetkiler ya da yöneticileri belirleme ve denetleme haklarının  gerçekliğinin olmadığı anlaşılıyor!

*
Yeni Anayasa kadınların eşitliği ile ilgili açık bir ifadeyi de öngörmüyor.
10.madde kadını yalnızca aile birliğinin bir unsuru olarak tanımlıyor ve devletin,kadınların işleri ve aileleriyle ilgili görevlerinde uyum sağlayıcı konumda olduğu belirtiyor.
Aile din,ahlak ve yurtseverliğin oluşturulduğu toplumun temeli sayılmaktadır -fakat,Mısır kadını anne olmak ve çocuklarına din,ahlak ve yurtseverliği belleten olma noktasına indirgeniyor.
Ya çocuklar? Çocuk Hakları Sözleşmesinde çocuk tanımını belirleyen 18 yaş altı kâale alınmamıştır-yerine, 70.madde ile ilköğretim çocuklarının çalışmasına izin veriliyor,erken evlensinler ve çok üresinler isteniyor.

*
Nihayet 48.madde Basın Özgürlüğü ile ilgilidir,Anayasa’da “Milli seferberlik” tanımlanmamış ve pek çok durumun bu kapsama sığdırılabilecek olmasına rağmen savaş ve seferberlik hali dışında basına sansür yasaktır,deniyor.


*
ABD Arap ülkelerinde orduları vasıtasıyla yasal siyaset ve toplumsal sorumlulukların genişletilmesiyle oluşacak rekabetin küresel istikrarı sağlayacağını,
Rekabetin ortak dilini ise muamelat kısmının olmadığı İslam ya da protestan-ılımlı İslam olmasını istemiştir.
Ne ki Müslüman Kardeşler örgütü karşıtı milyonlarca Mısır’lı da demokrasi, seçim hukuku, temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alınması,azınlık hakları, azınlıkların korunması ve saygı görmesinin anayasal güvenceleri gibi birçok konuda yetişmiştir.
Temel hak ve özgürlüklerden yararlanmada kanun önünde eşitlik,düşünce özgürlüğü, toplanma ve örgütlenme özgürlüğü, kültürel çoğulculuk ve ekonomik ve kültürel hakların güvence altına alınmasında yüksek talebi bulunuyor.
Müslüman Kardeşler Örgütü ve Cumhurbaşkanı Mursi’yi ,Mısır’ı daha fazla bölünmeye ve çatışmaya sürüklemekle suçluyorlar.
Kurucu meclis üyelerinin kusurlu ve tartışmalı bir taslağını referandum oylamasına sunmasının çok vahim sonuçlara yol açacağını güçlü protestolarla bildirilyorlar.

*
Parasal çıkarlarla süngüsü düşmüş Mısır Ordusu “yukarı tükürse bıyık,aşağıya tükürse sakal vardır” konumunda şaşkındır.
Mısır ülkesi ve halkını türlü düşmandan korumaktan acizdir, halkın ordusu olmak idealiyle alakası bulunmuyor.

Bugün Mısır Hava Kuvvetlerinin  F-16 uçaklarıyla Kahire’de Tahrir Meydanında protestocuların üzerinde alçak irtifada yaptığı tatbikatın ordunun savaş yeteneğini korumak için yapıldığı açıklaması,”Gâfile kelâm,nafile kelâm” olmaktan ileri gitmiyor.
Zavallı Mısır!

10.12.2012 

10.12.2012  - 105846

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir