UEFA Genel Sekreteri Gianni Infantino, bugün yaptıkları yönetim kurulu toplantısında, Türkiye’nin de adaylığını düşündüğü 2020 Avrupa Futbol Şampiyonası’nın birçok ülkeyi kapsayacak şekilde yapılmasına karar verdiklerini açıkladı.
Türkiye’nin tek başına aday olma ihtimalinin de bulunduğu organizasyonda maçların yapılacağı şehirlerin İstanbul, Londra, Paris, Madrid, Roma, Berlin, Atina, Moskova, Kiev, Amsterdam, Brüksel, Basel ve Zagreb olması bekleniyor.
Öte yandan kesin olmayan bilgilere göre 2020 Avrupa Futbol Şampiyonası finalinin İstanbul’da yapılacağı da iddialar arasında…
Fakat bu ayrıntıların arka planında daha enteresan bir soru işareti var. O da adu Euro 2020 olan, yani adında bile Avrupa Futbol Şampiyonası sıfatını taşıyan bir organizasyonu izlemek isteyen Türkler dev bir vize ticaretinin tam ortasına mı düşecek.
Çok ilginçtir ki, bu yıl yapılan Euro 2012’de, organizasyonu üstlenen AB üyesi Polonya ileortaklaşa üstlenen Ukrayna da aynı soruyu sormuştu ve bu haksızlığa karşı yaptığı baskıların sonucunu çok kısa sürede aldı. Ukrayna vatandaşları Polonya’ya turnuva boyunca bedava Schengen vizesi hakkını elde etti. Sonuç ise Polonya’ya Schengen başvurusu yapan Ukraynalı sayısının tüm Avrupa ülkelerinden daha fazla olmasıydı.
Şimdi eğer beklentiler gerçekleşir ve turnuva İstanbul’un da dahil olduğu 13 şehirde aynı anda gerçekleşirse aynı soruyu sorma hakkına Türkiye de sahip olacak.
Bu durumda Türkiye’nin Avrupa’ya 1 aylık (turnuva süresince) bedava Schengen baskısı yapma ihtimali ortaya çıkıyor. Yani Türkler’in bu 1 aylık dönemde iç güveysinden Schengen piyangosu kazanma şansı oluşacak.
Euro 2012’den bazı çıkarımlar yapılabilir. Euro 2012’nin Polonya ekonomisine getiri tahminlerin de üzerinde oldu. 677 bin kişin 4 polnya şehrine maç izlemek için akın ettiği turnuvanın zaten sıkıntıda olan Polonya ekonomisine bıraktığı para, tahmin edilenden yüzde 33 daha fazla, yani 341 milyon dolardı.
Fakat yine de bu rakam Polonya’nın turnuva hazırlığı için yaptığı 345 milyon dolarlık harcamayı karşılayamadı.
Polonya şimdi, elinde kalan paranın şaşkınlığıyla, uzun vadede ne kazanabileceğinin hayalini kuruyor. Yılda 3 milyon turistin ziyaret ettiği Polonya’ya 2020 yılına kadar her yıl 766 bin ekstra turist geleceği hesaplanıyor. Yani kaba hesapla ülke, bugün elde ettiği yıllık turizm gelirini dörtte bir oranında artıracak.
Polonya’nın marka değerinde bu turnuvayla birlikte yaşanan artışın ise yüzde 75 olduğu tahmin ediliyor.
Fakat burada dikkat edilmesi gereken asıl ülke turnuvanın diğer ortağı olan Ukrayna. Polonya zaten yıllardır kullandığı Avrupa altyapı fonları sayesinde altyapısı Ukrayna’ya göre tartışılmayacak derecede kurulu bir ülkeydi. Fakat Ukrayna için aynı şeyi söylemek pek mümkün değil. 2009 yılında turnuvanın Polonya ve Ukrayna’ya verildiğinin açıklanmasıyla birlikte düğmeye basan Ukrayna, turnuvaya hazırlık projelerine devlet hazinesinden 6.6 milyar dolar para akıttı.
Otel yapımları ve diğer özel sektör harcamalarıyla bu hazırlığın maliyeti yaklaşık 13 milyar doları buldu.
Otel fiyatları turnuva ayında bazı şehirlerse yüzde 1000, bazılarında se rivayete göre yüzde 8000 arttı.
Fakat tüm bu heyecanın ve yatırımların karşılığı, ülkeye gelen 1 milyon futbol fanatiği turist, Ukrayna’ya bırkatığı ise devletin verdiği bilgiye göre sadece 1.5 milyar dolardı.
Şimdi Euro 2020’ye Türkiye açısından bakar ve bu iki ülkenin tecrübesiyle bir kıyaslarsak…
Bu büyük turnuvaya Türkiye’nin 7-8 şehriyle katılmaktansa en hazır şehri olan ve nitelikli stadyum sıkıntısı bulunmayan İstanbul ile katılması, aslında Türkiye’yi büyük altyapı yatırımlarından kurtarabilecek. Üstelik İstanbul Türkiye’de en az otel sıkıntısı çekebilecek şehirlerden biri ve her geçen yıl şehre zaten muhtemelen bir turnuvadan bağımsız şekilde her yıldız kategorisinden otel yatırımları yapılıyor.
Bir diğer önemli ayrıntı ise Euro 2020’nin final maçının İstanbul’a verilebileceği dedikodusu.
İşte asıl vurucu nokta da bu. Kim ne derse desin Avrupa Futbol Şampiyonası bir pastaysa bu pastanın çileği final maçıdır ve dünyada bu final maçını izleyen kişi sayısı olarak 250 milyon tahmini yapıldı. Final maçı için gelecek zengin Avrupalı turiste İstanbul’da en az bir gece geçirtmenin ve 250 milyon futbol fanatiğine Avrupa futbolunun finalini İstanbul’dan izletmenin sağlayacağı tanıtım ve gelir tüm turnuva maçlarının üzerinde bir değer taşıyor.
Yani aslında Türkiye için eğer bu final maçı İstanbul’a verilirse tüm turnuvayı üstlenip ağır yatırımlar yapmaktansa turnuvada 31 maçtan biri final olmak üzere 3 maç düşmesi, Türkiye açısından en düşük maliyetle en kârlı yatırım anlamına gelebilir.
(Kaynak:Paralimani.com)