NECDET BULUZ
Milli Eğitim Bakanlığı’nın ilk ve orta öğretimde kıyafet serbestliğinin gelecekte çok önemli kargaşalara ve tartışmalara neden olacağını daha önceki yazılarımızda dile getirdik. Bugüne baktığımızda, be endişemizin yerinde olduğunu görüyoruz. Birçok bölücü ve tehlikeli örgütlerin bu konuyu istismar etmeye başlayacağının da ayak seslerini duyuyoruz.
Öncelikle şunu vurgulayalım:
İlk ve orta öğretimde kılık kıyafetin serbest bırakılmasına velilerin çok önemli bir bölümünün karşı olduğunu gördük. Konu ile ilgili yapılan bir kamuoyu araştırmasında, serbest giyime velilerin yüzde 67’sinin karşı olduğu görüldü. İlk ve orta öğretime giden çocuklar, gelecekte Türkiye’yi nasıl bir tehlikenin beklediğini göremedikleri için, sevinç çığlıkları atabilirler. Bu yanıltıcı olmasın.
PEŞMERGE KIYAFETİ GİYDİRDİLER
Bize de maillerle ulaşan birçok aile, bu konudaki şikâyetlerini ve sıkıntılarını sıralıyorlar. Geç de olsa bugün kısaca bu konuya değinmek istiyoruz.
Birçok gelişmiş ülkede belki kılık-kıyafet serbestliği vardır. Bu onların iç işleridir. Her ülkenin yapısı aynı olmadığı için, kılık-kıyafet serbestliğinin bizim bünyemize göre olmadığı görülmeye başlanmıştır. Gelecekte, bu konunun çok daha baş ağrıtacağını da şimdiden söyleyelim.
Şimdi şu yazacaklarımıza iyi kulak verin:
İlk ve orta öğretimde kılık-kıyafet serbestliğinden sonra özellikle Doğu ve Güneydoğu’da bölücü PKK örgütü, hemen hareketlendi. Çocukların peşmerge kıyafetleri ile okullara gönderilmeye başlandığını görüyoruz. Bu nasıl bir iştir? Bunun sonu nereye varır? Çünkü PKK’nın her yerde baskıya baskıya başladığı ve ailelerin çocuklarını peşmerge kıyafetleri ile okula göndermesini istediği haberleri geliyor. Bunu bugünkü AKP Hükümeti nasıl önleyecektir? Bu karar alınırken, bu tehlike görülmemiş midir?
CEMAATLER DE HAREKETE GEÇTİ
Konu bu kadarla da sınırlı kalmayacak:
Diğer örgütlere de gün doğdu. Hizbullah örgütü, hemen hareketlendi. Şeriatı da savunan Mustazaf-Der, Dıyarbakır’da çocuklara kara çarşaf, şalvar, sarıkla okullara gönderilmesi çalışmaları yapıyor. Bu konuda çok yönlü çalışmaların yapıldığı da ilgili birimlerce dile getiriliyor. Mustazaf-Der, geniş halk kitlelerini arkasına alabilen, yaptığı mitinglerde 100 bin kişiyi toplayabilen bir örgüttür. Bu kargaşa yaratmayacak mıdır? Böyle bir ayrımcılık tehlikeli olmayacak mıdır? Gelecekte böyle tehlikeler ve dayatmalar başlarsa bunların önüne nasıl ve ne şekilde geçilecektir?
Birçok tarikat ve cemaat var. Hepsinin giyim tarzları da çok farklı. Gelecekte bu cemaat ve tarikatlar, kendi özel giysileri ile çocuklarını okullara göndermeye kalkarlarsa bunun önüne nasıl geçilebilir? Bu giyim tarzları bir dayatma haline gelmeyecek mi?
Eğer bu kararlar bilinçli alındıysa durum daha da tehlikelidir. Hükümet olanlar, cemaat ve tarikatlardan aldığı oyları korumak amacıyla ve PKK ile yapılan pazarlıklar sonunda böyle bir uygulamayı hayata geçirmiş olabilirler mi, bu da ayrıca düşünülmesi gereken bir başka konudur.
ÇAĞDAŞ TÜRKİYE NE HALDE?
Dikkat ediniz, Atatürk’ün çağdaş Türkiye’sini eğitim alanında ne hale getiriyorlar. Bu, bugün saydıklarımızla da sınırlı kalmayabilir. Gün geçtikçe daha nelerle karşılaşacağımızı şimdiden tahmin etmemiz mümkün değildir.
Daha açık ifade edelim: Eğitim gibi saygın bir kurumda, eğer siz birliği sağlayamazsanız, bu ülkede bütünlüğü nasıl koruyacaksınız, biz bunu merak ediyoruz. Bütün bu gelişmelerde, AKP’nin Meclis’te bulunan tüm milletvekilleri sorumludur. Bu sorumluluktan da kaçmaları mümkün değildir. İlk ve orta öğretimde serbest kıyafet, oldu-bittiye getirilmiş, bu kararla veliler ve öğrenciler şok olmuşlardır. Hâlbuki böylesine önemli konularda geniş bir araştırma yapılması, hatta halk oylamasına gidilip, kararın daha sonra verilmesi gerekirdi.
Bizim dokumuza ve coğrafi sistemimize uygun olmayan kılık-kıyafet serbestliği ayrıca çocukların psikolojisini de bozacaktır. Hesapsız-kitapsız yapılan bu uygulamadan en fazla zararı bu ülkenin gelecek nesilleri hali ile çağdaş Türkiye görecektir. Bizden yeniden uyarması..
e.mail: [email protected]
Bir yanıt yazın