Kocaeli Büyük Şehir Belediyesi tarafından Azerbaycan Kültür Evi’nde Soykırım Müzesi ve Haydar Aliyev kütüphanesinin açılış töreni geçen hafta yapılmıştır.
Törene TBMM Başkanvekili Meral Akşener, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, Azerbaycan Cumhurbaşkanlığı Sosyal Politik Sorunlar Müdürü Prof. Dr. Ali Hasanov, Diasporadan Sorumlu Devlet Bakanı Nazım İbrahimov, Azerbaycan Parlamentosu üyeleri, AKP milletvekilleri Fikri Işık, Aziza Sibel Gönül, Hacı Bayram Türkoğlu, MHP milletvekili Atilla Kaya, Sinan Oğan, CHP’li milletvekili Ensar Öğüt, eski Turizm Bakanı İlhan Aküzüm, Eskişehir Valisi Dr. Kadir Koçdemir, Kocaeli Valisi Ercan Topaca, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu, diplomatlar ve sivil toplum örgütleri Kocaeli Seka Azerbaycan Kültür Evi’nde oluşturulan Soykırım Müzesi ve Haydar Aliyev Kütüphanesi’nin açılış törenine katılmıştır.
Törende Eskişehir 2013 Türk Dünyası Kültür Başkenti Ajansı’nın stant açarak konuklara armağan ettiği Yunus Emre Divanı büyük ilgi görmüştür.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, “Bugün burada Hazar’la Marmara’yı birleştiriyoruz. Asya ile Avrupa’yı birleştiriyoruz. Ortak medeniyeti, ortak tarihimizi, ortak dilimizi, ortak inancımızı birleştiriyoruz. ‘Biz beraberiz’ diyoruz.” demiştir.
Hazar’la Marmara’nın birleştiği yerde bulunan Eskişehir, 2013 yılında Türk Dünyası Kültür Başkenti olma yolunda hızla ilerlemektedir.
Eskişehir’in gelecek yıl Türk Dünyası’nın Kültür Başkenti olması sebebiyle bu köşede 27 Şubat 2012 ve 28 Mayıs 2012 tarihlerinde yayınlanan yazımlarında dile getirdiğim bir konuya değinmek istiyorum.
“Başta Fransa olmak üzere bazı Avrupa ülkelerinde Ermeniler sözde Ermeni soykırım anıtları dikmektedirler . Bunların en önemlisi Paris’in Sevr banliyösündeki sözde Ermeni Soykırım anıtıdır.
Fransa, Osmanlı İmparatorluğunu tarihe gömen Sevr (Sevres) Anlaşması’nın imzalandığı Paris’in Sevr banliyösündeki seramik müzesinin önüne Ermeniler tarafından 8 Mart 2001 tarihinde Ermeni soykırım anıtı açılmasına izin vermiştir. Anıtın üzerinde “1915’te Jön Türk Hükümeti tarafından Birinci Dünya Savaşı’nda soykırıma uğratılan 1.5 milyon Ermenin anısına” yazılıdır.
Müze’nin önüne sözde Ermeni soykırım anıtı dikilmesinin sebebi şudur: “Biz Ermeniler Türkiye Cumhuriyetini kuran Lozan Anlaşmasını tanımıyoruz. Bizler Sevr Anlaşması’nın halen yürürlükte olduğunu kabul ediyoruz. Çünkü Sevr’de büyük Ermenistan vardır.”
Bakü’de bir sanat eseri olan Hocalı Soykırım Anıtı yapılmıştır. Bu anıtın bir benzerinin (aynısının) Türk Dünyası Kültür Başkenti etkinlikleri kapsamında Eskişehir’de Sıhhiye Meydanı’na dikilmesini öneriyorum.
Meydanın ortasına anıtın dikilmesi, Eskişehir’in bir Türk Dünyası Kültür Başkenti olmasına katkı sağlayacaktır. Meydanın 100 metre ilerisinde de Kırım Türklerinin 18 Mayıs Kırım Sürgün Anıtı vardır.
Tarihte soykırıma ve sürgüne uğramış iki Türk kavminin anıtlarının aynı mekanlarda bulunması çok anlamlı olacaktır.
Eskişehir’de Kırım Türklerinin Kırım’dan sürgün edilişini anmak için Dr. Tacettin Sarıoğlu’nun Tepebaşı Belediye Başkanlığı döneminde 2007 yılında temelini attığı Tunalı Parkı’nda polyester malzeme kullanılmadan yapılan Kırım Sürgün Anıtı’na komşu Hocalı Soykırım Anıtı’nın dikilmesi, Türk Dünyası Kültür Başkenti
olan Eskişehir’e çok yakışır.
Bir Kırım Türkü, Kırım Gelişim Vakfı kurucu üyesi ve Eskişehir Kırım Derneği’nin eski başkanı olarak Kırım Sürgün Anıtı’nın açılması için girişimde bulunan biri olarak, Eskişehir’e bir de Hocalı Soykırım Anıtı açılması için Eskişehirlilerden destek bekliyorum.
Bakü’deki Hocalı Soykırım Anıtı’nın bir benzerinin Eskişehir’e 2013 yılında kazandırılması için Bakü’de yaşayan ve bir Azeri Şirketi’nde üst seviyede yönetici olan öğrencim Reşat Ahmedov, heykel yapım giderlerinin yarısını, ulaşım giderlerinin ise tamamını karşılayabileceklerini bana ifade etmiştir.
Hocalı soykırımından sonra Azerbaycan’da ve diğer ülkelerde Hocalı soykırım anıtları açılmaya başlamıştır. Bu anıtların ilki Hollanda’nın başkenti Lahey’de (Den Haag) inşa edilmiştir. 2008 yılında Budapeşte’de Hocalı soykırım anıtı yapılmıştır. 24 Şubat 2012 tarihinde de Bosna-Hersek’in Başkenti Saraybosna’da Hocalı Katliamı Anıtı açılmıştır.
Türkiye‘de ilk Hocalı Soykırımı Anıtı Ankara‘nın Keçiören Belediyesi tarafından 2005 yılında dikilmiş, daha sonra diğer kentlerde de soykırım anıtları yapılmıştır.
Başta TBMM Milli Eğitim Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Nabi Avcı olmak üzere tüm Eskişehir Milletvekilleri ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından desteklenen Eskişehir 2013 Türk Dünyası Kültür Başkenti projesi kapsamında Eskişehir’de Hocalı Soykırım Anıtı’nın inşa edilmesi, Türkiye ve Azerbaycan’ı birbirine daha da yaklaştıracak, Türk Dünyası’na da örnek olacaktır.
1990-1992 yılları arasında Türk Cumhuriyetlerinden sorumlu olarak Başbakanlık Başmüşavirliği’nde görev yaparken Orta Asya Türk Cumhuriyetlerinin başkentlerine gittiğimde gördüğüm sosyalist liderlerinin abartılı heykelleri artık bu coğrafyada yoktur.
Komünist yönetimler işbaşından gittikten sonra bu anıtların büyük bir kısmı sökülmüş, bunların yerlerine Türk Dünyası’nın önde gelenlerinin ve de soykırıma uğrayan Türk halklarının anısına heykeller yapılmıştır.
Bunlardan biri Taşkent’teki Ali Şir Nevai Anıtı, (Farsça’nın resmi dil olduğu, Türk aydınlarının bu dille eser vermeyi hüner kabul ettiği bir zamanda Nevai, Çağatay Türkçesinin Farsçadan üstün bir dil olduğunu savunmuştur) diğeri ise Bakü’deki Hocalı Soykırım Anıtı’dır.
Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Anadolu Üniversitesi’nin ortaklaşa düzenlediği İşbirliği Çalıştay’ında Bakanlık Müsteşarı Özgür Özaslan’a Eskişehir’de Hocalı Soykırım Anıtı yapılması konusunu ilettim ve Bakanlığın bu konuya sıcak bakabileceği cevabını kendisinden aldım.
Hiçbir mali külfet yüklemeden gerçekleştirilecek ve Eskişehir’e yakışır bir soykırım anıtının dikilmesine sıcak yaklaşılmamasının sebebini de anlamış değilim.”
Unutulmamalıdır ki Eskişehir’de yaşan Kırım Türkleri, Türk tarihinde soykırıma uğramış Türk boylarından en önemlilerindendir.
18 Mayıs 1944, hem Eskişehir ve hem de Türk tarihi açısından önemlidir. Çünkü Eskişehir nüfusunun önemli bir kısmını oluşturan Kırım Türklerini Sovyet diktatörü Stalin, tıpkı Hitler gibi bir gecede sürgüne göndererek 150 bin Kırım Türkünün yollarda ölmesine sebep olmuştur.
Tıpkı, Hocalı’da Rus destekli Ermeni ordusunun yaptığı soykırım gibi.
Türk Dünyası Kültür Başkenti’ne hem Kırım Sürgün Anıtı ve hem de Hocalı Soykırım Anıtı çok yakışır. Böylece gelecek nesillere 2013 yılından kalıcı bir eser bırakılmış olur.
Bir önemli not. Bakü’deki Anıt, polyester malzemeden değil, gerçek mermer ve tunçtan yapılmıştır.
Altıncı Türk Dünyası Edebiyat Dergileri Kongresi Türk Dünyası Kültür Başkenti Eskişehir’de Yapılacak
Beşinci Türk Dünyası Edebiyat Dergileri Kongresi, TÜRKSOY ve Avrasya Yazarlar Birliği’nin işbirliği; TİKA, L. Gumilov Avrasya Ulusal Üniversitesi ve Yunus Emre Türk Kültür Merkezi’nin katkılarıyla 21-24 Kasım 2012 tarihlerinde Kazakistan’ın başkenti Astana’da yapılmıştır.
14 ülkeden 38 önde gelen edebiyat dergisinin genel yayın yönetmeni veya temsilcilerinin katıldığı Kongre’de, çeviri ve edebiyat, edebiyat ve dil gibi başlıkların yanı sıra Türk dünyasında edebiyat dergileri arasındaki işbirliği imkanları ele alınmıştır.
Kongre çalışmaları sırasında vefat haberi alınan tüm ömrünü Türk dünyasının birliği, yakınlaşması ve dayanışması uğrunda vakfeden, Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı’nın değerli Başkanı, Türk dünyasının dört bir yanına açtığı okullar ve üniversite ile on binlerce öğrencinin yetişmesini sağlayan, kıymetli dostum Prof. Dr. Turan Yazgan için Kongre adına taziye mesajı yayınlanmıştır.
Yedinci madde de gelecek Kongre’nin Türk Dünyası Kültür Başkenti Eskişehir’de toplanmasına karar verilmiştir.
Ayrıca, 19-21 Haziran 2013 tarihlerinde Anadolu Üniversitesi’nde yapılacak olan EconAnadolu 2013 Economics Conference’nda da bir oturum, Türk dünyasından iktisatçıların katılımıyla gerçekleştirilecektir.
Astana: Türk Dünyası Kültür Başkentliğinden EXPO 2017’ye
Uluslararası Fuar Federasyonu’nun (BIE) organize ettiği en büyük fuar olan EXPO 2017 için 22 Kasım 2012’de EXPO 2017 Fuarının düzenleneceği şehir, 161 ülkenin oluşturduğu Uluslararası Sergiler Bürosu tarafından Paris’te yapılan gizli oylamada Astana olarak belirlenmiştir.
Brezilya, Kanada, Rusya ve Türkiye gibi ülkelerin adaylıkları kabul görmezken, finale kalan Kazakistan ve Belçika için yapılan gizli oylamada 44 ülke Liege şehri ve 103 ülke de Astana şehri için oy kullanmıştır.
Astana böylece Orta Asya’da ve BDT ülkelerinde düzenlenen ilk büyük fuara ev sahibi yapacak kent olarak tarihe geçecektir.
Astana, bu yıl başında kültür başkentliğini Eskişehir’e devredecektir. Bu kapsamda Eskişehir Valisi Dr. Koçdemir başkanlığındaki bir heyet Astana’da bugünlerde temaslarda bulunmaktadır.
Astana’yı ilk defa başkent olduğu yıl ziyaret ettim. Daha sonra 26-28 Haziran 2008’de yapılan I. Astana Ekonomi Forumu’na, 11-12 Mart 2009 da ise II. Astana Ekonomi Forumu’na katılmak için Astana`ya gittim.
Kazakistan Cumhurbaşkanı Sayın Nazarbayev’in himayelerinde düzenlenen I. Astana Ekonomi Forumu’na Türkiye`den Kazakistan Hükümeti’nin davetlisi olarak katılan tek Türk iktisatçı olmam beni çok duygulandırmıştı.
O tarihten bu yana Astana Ekonomi Forumu’nun üyesiyim.
Astana’nın başkent olmasını rahmetle Turgut Özal Kazakistan Cumhurbaşkanına önermiş ve Nazarbayev de uzak görüşlülükle bu fikri fiiliyata geçirmiştir.
Kazakistan’ın 2017 yılına kadar Latin alfabesine geçmesi beklenmektedir.
Bilindiği gibi İzmir, EXPO 2015 adaylığı için çok iyi hazırlanıp tanıtım için de 15 milyon Euro harcamasına rağmen Milano’ya karşı kaybetmiştir. Şimdi, 2020 yılı için adaydır.
Filistin BM’de Üye Olmayan Gözlemci Devlet Statüsünü Kazandı
Filistin, 29 Kasım’da BM’de tıpkı Vatikan gibi Üye Olmayan Gözlemci Devlet statüsü elde etmiştir. BM Genel Kurulu’nda yapılan oylamada, Filistin’in talebi için 138 ülke evet, 9 ülke hayır oyu kulanınken 41 ülke çekimser kalmıştır.
Filistin’in başvurusu, ABD’nin karşı koymasına rağmen kabul edilmiştir.
Böylece Filistin, İsrail işgalini ve illegal yerleşimleri Uluslararası Ceza Mahkemesi‘ne taşıyabilecektir. Geçen yıl tam üyelik başvurusu yapan Filistin’in bu talebi Güvenlik Konseyi‘nde engellenmiş, ancak UNESCO tarafından kabul edilmişti.
17 Kasım 2012 tarihinde Anadolu Ajansı’na vermiş olduğum demeçte “İsrail’in Gazze kıyı şeridine son saldırısı, Filistin’in BM Genel Kurulu’nda bu ayın 29’unda yapacağı yeni statü talebi çalışmalarını gölgede bırakmaya yönelik uluslararası hukuku yok sayan bir tecavüzüdür” diyerek 29 Kasım tarihine dikkati çekmiştim.
Bir yanıt yazın