Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu’nun açıklamaları ortalığı kasıp kavurdu. Sırada yeni tezler var. Prof. Salim Cöhce’nin tezleri de Halaçoğlu’nu doğruluyor.
Türkiye günlerdir garip bir ‘etnik’ tartışmanın içinde. Üç beş gün sonra sabun köpüğü gibi sona erecek bir tartışmaya da benzemiyor bu; muhtemelen önümüzdeki dönemlerde yepyeni tartışmaları da beraberinde getireceğinin sinyallerini veriyor. Türk Tarih Kurumu (TTK) Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu’nun Kayseri’de bir sempozyumda yaptığı konuşma bütün bu tartışmaları başlatan kıvılcım oldu.
“Müslümanlığı kabul etmiş ve kendisini Türk olarak kabul etmiş insanlar gelip Anadolu’ya yerleşmiştir. Dolayısıyla bunları bir mozaik olarak kabul etmek farkına varmadan ülke içerisinde de birtakım gruplaşmalara neden olmaktadır. Bu konuda özellikle siyasetçilerin çok dikkatli olması gerekir. Araştırmalarımızda Kürt diye bildiğimiz insanların aslında yapısal olarak ‘Türkmen asıllı’ olduğunu ‘Kürt-Alevi’ olarak bilinen vatandaşların ise ‘Ermeni kökenli’ olduğunu gördük. Ülkeyi bölmeye çalışan TİKKO ve PKK terör örgütlerinin içinde yer alan insanların birçoğu Ermeni dönmesi Kürtlerden oluşuyor. TİKKO ve PKK hareketi bizim bildiğimiz gibi Kürt hareketi değildir.”
*Ermeni kökenli bakanlar *
Türkiye Haftası dolayısıyla Paris’te yapılan TÜSİAD toplantısına katılan Devlet Bakanı Kürşat Tüzmen, sözde Ermeni Soykırımı hakkında bir soruyu cevaplandırırken;
“Biz, Ermeniler konusunda çocuklarımıza asla onların kötü bir millet olduğu şeklinde bilgilendirme yapmıyoruz. Çocuklarımızın annelerimizden, babalarımızdan ve dedelerimizden gördüğümüz şekliyle barış yanlısı olarak yetişmelerini sağlıyoruz. Ayrıca Bakanlar Kurulu’na bakarsanız, Ermeni kökenli iki bakan olduğunu görürsünüz. Soykırım gibi bir hadise olsa zaten burada bu bakanların bir devamlılığı söz konusu olamaz. Kaldı ki biz, Ermenileri ‘Millet-i Sadıka’ olarak adlandırmışızdır, Yani Sadık Millet anlamında. Ermeniler, Osmanlı yıllarından beri devletin her kademesinde görev yapmışlardır”
diye konuştu. Bakan Tüzmen, kabinede olan iki bakan hakkında ayrıntılı bilgi vermedi. Bakan Tüzmen’in açıklamasına göre; Fransa’da ve dünyanın bir çok ülkesinde Ermeniler tarafından yapılan lobi faaliyetleriyle “Ermeni soykırımı yoktur” demek suç haline getirilirken, Türkiye Cumhuriyeti’nde Ermeni kökenli iki vatandaşımız Bakanlar Kurulu’nda bakan olarak görev yapıyor. AK Parti tarafından kurulan ve Başbakanlığını Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı 59. Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinde ki Ermeni kökenli bakanların kim olduğu büyük merak uyandırdı. Tayyip Erdoğan geçen sene memleketi Rize’nin Güneysu Beldesi’ne gittiğinde hemşerileri Tayyib’i ‘POTAMYA’YA HOŞGELDİN’ pankartıyla karşıladı. Medya bu pankart üzerinde hiç durmadı. Potamya ne demekti? Güneysu beldesinin Rumca ismi Potamya’dır. Bu beldenin ahalisinin bir kısmı sonradan Müslüman olmuş Rum’dur. Hala beldenin Rumca adını kullandıklarına göre Türklüğü içlerine tam sindirememişler demektir. Tayyip Erdoğan bu pankarttan rahatsız olmadı. İhtimal ki kendisi de Rum kökenlidir. Yine geçen sene Tayyip Erdoğan Gürcistan Devlet Başkanı’yla görüşmesinde kendisinin de Gürcü olduğunu bizzat söyledi. Kısacası Tayyip Erdoğan Türk kökenli değildir. Zaten Türklük şuuru da taşımamaktadır. Zorunlu olmadıkça Türk sözünü kullanmaz. Türklüğü ve Türk milliyetçiliğini ayrımcılık olarak değerlendirdiğini çok kere vurgulamıştır. Başbakan olduğundan beri ağzından bir kez bile “Türk milleti” sözü çıkmamıştır. Hep Türkiye halkı der.
TBMM Başkanı Bülent Arınç:
Manisa doğumlu, Manisa milletvekili olduğu için ve Türkçe’yi de güzel kullanmasından ötürü halk tarafından Manisalı bir Türk olduğu sanılmaktadır. Halbuki Bülent Arınç’ın kökeni Tunceli’ye dayanmaktadır. Yıllar önce Manisa’ya göç etmiş bir Kürt ailesinin torunudur. [Editörün Notu: İşin doğrusu; Kubilay’ın başını bağ testeresi ile kesen Menemen isyancısı babadan Girit Rum’u, anadan Mısırlı Arap olan Giritli Derviş Mehmet denen mürteci zat eski Meclis başkanı, bugün Başbakan Yardımcılığı yapan Bülent ARINÇ’ın dedesidir. ARINÇ (Menemen- Sümbüller Köyü) ikinci eşinden torunudur… ARINÇIN DEDESİ sözde mehdi Giritli Derviş Mehmet, Yüzbaşı Fahri’ye “Ben mehdiyim, şeriatı ilan ediyorum. Bana kimse mukavemet edemez.!”]
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül:
Kayseri doğumlu ve Kayseri milletvekili olan Abdullah Gül, baba tarafından çok eskiden Kayseri’ye yerleşen Siirt kökenli bir ailenin oğludur. Baba tarafından Arap ana tarafından sonradan Müslüman olmuş Ermeni kökenlidir.
İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu:
Diyarbakır doğumlu olan Abdülkadir Aksu Kürt’tür. Göreve geldiğinden sonra Emniyet teşkilatındaki Fethullahçı Kürt kadrolaşma inanılmaz artmıştır. Emniyette Kürtçü kadrolaşmayı sağladı. İstanbul’daki Kürt kökenli PKK’ya yardım sağlayan mafyayı temizleyen polisleri açığa aldı veya pasif görevlere surdu.
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik:
Vanlı olan Hüseyin Çelik Kürt-Arap melezidir. Kürtçe şarkılarla eğitim – öğretim sezonu açılışı yapılması ilk kez Hüseyin Çelik’in bakanlığı döneminde görülmüştür. Türkiye sadece Türklere mi ait iddiasını ortaya attı. Başbakan Yardımcısı Dengir Fırat :Hükümette en kilit kişi olarak gösterilen Başbakan Yardımcısı Dengir Fırat 1925 yılında idam edilen Kürt isyancı Şeyh Sait’in torunudur. Mersin milletvekili olan Fırat, Mersin’deki Kürt nüfus hareketini yönlendiren kişilerin başındadır. Dengir Fırat, 2 Ağustos 2002 Cuma günü Meclis’te, sinir oynatan ses tonuyla, Abdullah Öcalan’ı kast ederek “Asamadınız! Asamazsınız! Asamayacaksınız!” diye bağırmıştır.
Bayındırlık ve İskân Bakanı Zeki Ergezen:
Kürt kökenli olan Zeki Ergezen, bir de ayrıca Nakşibendi Tarikatının Tillo koluna mensuptur.
Başbakanın Danışmanları :
1. Danışman: 1994 yılında PKK’ya maddi yardım yaptığı için öldürülen Kürt işadamının yeğeni bugün Tayyip Erdoğan’ın danışmanı. 10 Aralık 2002 tarihinde, Beyaz Saray’da ABD Başkanı Bush ile o dönem Başbakan olmayıp AKP Genel Başkanı olan R.T Erdoğan’ın yaptığı toplantıya katılan birkaç isimden biri. Babası milletvekili. Babası bir dönem insan hakları meseleleriyle çok yakından ilgiliydi; dernek başkanıydı. Fırsat buldukça da İstanbul-Ankara belediyelerinin köprü, yol ihalelerini alırdı. Ailece S-300 Mercedes’lere biniyorlar. Danışmanın üniversite mezunu bile olmadığı söyleniyor. Başbakan Erdoğan’ın bu danışmana özel bir sevgisi olduğu biliniyor.
2. Danışman: Cüneyt Zapsu Bu danışman Güneydoğu’nun en büyük Kürt aşiretinin üyesi. Dedesi ilk Kürtçe tiyatro eseri yazan bir edebiyatçı. Ehl-i Sünnet dergisinin sahibi. Türkçe-Kürtçe yayınlanan “Jin” dergisinin önde gelen isimlerinden. Danışmanın halası, faili meçhul bir cinayete kurban giden Kürt hareketinin önde gelen isimlerinden Musa Anter’in eşi. Danışmanın eniştesi Musa Anter öldürüldüğünde Abdullah Öcalan başsağlığı mesajı yayınlamıştı. Öldürülen Musa Anter’in bir yeğeni milletvekili de yine faili meçhul bir cinayete kurban gitmişti. Danışman yakın akrabaları gibi Doğu ve Güneydoğu’da gezmiyor. O’nun bir ayağı hep Amerika’da TÜSİAD üyesi bu danışman, Başbakan Erdoğan’ ın özellikle yurt dışındaki bütün resmi-özel görüşmelerinde bulunuyor. Bu danışmanın Erdoğan’ın “aklının yarısı” olduğu iddia ediliyor.
3. Danışman: Bu danışman aslen Diyarbakırlı. Kürt olduğunu Açıkça vurguluyor. Bir dönem radikal İslamcıydı. Yoksuldu; üniversitede yurtta kalıyordu; şimdi lüks otellerden çıkmıyor, 100 bin dolarlık jeeplere biniyor.
4. Danışman: Babası Güneydoğu’da bir şehrin Belediye Başkanıydı. O ise Beyaz Saray’ın yeminli müşaviriydi. Arap kökenli. Nerden nereye… ABD vatandaşı olduğu biliniyor. Ama şimdi o hem danışman hem milletvekili.
Barzani 2 sene önce Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kendisine bağlı 75 milletvekili olduğunu açıklamıştı. Kimse bu milletvekilleri kimlerdir, diye araştırmadı. Kaynadı gitti bu açıklama.
Namık Tan Dışişleri bakanlığı sözcüsü Dışişleri Bakanlığındaki Kürtçü gurubun başı, Mardin doğumlu, Dışişleri Bakanlığında hizmete Özel yazdığı bir Kürt raporunda Kürtlere daha fazla kültürel haklar verilmesini talep etti. AKPi içindeki Kurt gurubun en yakin ismi. Dışişleri Bakanlığındaki Kurt guruplar ile Meclisteki Kürtçü milletvekilleri arasındaki ilişkiyi koordine ediyor. 30 Ağustos onların (askerleri kastederek) 29 Ekim bizim bayramımız diyerek askerlere olan nefretini belirtiyor. PKK’nın finanse ettiği lokantalarda ödediği hesabin Türk askerine ve Türk milletine kursun olarak geri donduğu kişi.
Baki İlkin, Arap Kökenli, Dışişleri bakanlığında Kıbrıs masası başkanıydı simdi Türkiye’nin Birleşmiş Milletler Temsilcisi, Denktaş’ın tasfiye edilmesi operasyonunun bas aktörü, 12 Eylül Kenan Evren Diktatörlüğü döneminde sağcı veya solcu idam edilen gençleri Güvenlik Konseyine sunan kişi. Türklüğü ve Milliyetçiliği zararlı, hastalıklı ve kontrol altında tutulması gereken bir akIm olarak tarif ediyor. Dev sol mensubu 12 Eylül’de yası büyütülerek asılan 16 yasındaki sol görüşlü Erdal Eren’in yasini büyütme işlemlerinde rol alan kişi.
Uğur Ziyal, Dışişleri bakanlığı eski müsteşarı, Dışişleri içinde AKP’ye en yakin isim, Kürt kökenli, Dışişlerindeki Kürtçü kadrolaşmanın planlamacılarından, Talabani ve Barzani’nin aşiret lideri olduğu dönemlerde onlara Dışişleri bakanlığı makam aracı tahsis eden kişi. PKK’ya yakin olmasa da modern Kürt Miliyetciligini destekliyor. Cüneyt Zapsu ve Dengir Fırat’a en yakin isimlerden.
Türk milleti içindeki düşmanını yanlış yerlerde arıyor; biraz Kafasını kaldırıp yukarıya bakması gerekiyor…
Atatürk;
“Muhterem milletime şunu tavsiye ederim ki sinesinde yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanındaki, vicdanındaki asli cevheri çok iyi tahlil etmek dikkatinden bir an geri kalınmasın.”
“Türklük, benim en derin güven kaynağım, en engin övünç dayanağımdır. Doğuşumdaki tek olağanüstülük, Türk olarak dünyaya gelmemdir”
“Biz doğrudan doğruya milliyetperveriz ve Türk milliyetçisiyiz. Cumhuriyetimizin dayanağı Türk topluluğudur.” demişti ATAMIZ.
“Biz Bu Vatan Için Şehadete Yürüyen Gönüllü Erleriz”
ve