Fransa bugün, Müslüman nüfusuyla, Birleşik Arap Emirlikleri, Kuveyt, Katar ve Bahreyn’i geride bıraktı. İslamiyetin ikinci din olduğu ülkede boş binalar camiye çevriliyor.
Müslüman ülkelerden aldığı göç ve mültecilerin yanı sıra din değiştiren Fransızlar’ın da eklenmesiyle İslamiyet, ülkenin ikinci dini hâline geldi. İslam dini üzerine ülkede her yıl binlerce kitap
basılıyor. Camiler inşa ediliyor ya da kiliseler Müslümanlar tarafından satın alınarak camiye çevriliyor. Bugün itibariyle Fransa’da 7 milyon Müslüman yaşıyor. Yoğunluk sırasına göre, Cezayir, Fas ve Tunuslular, Müslüman azınlığın neredeyse dörtte üçünü oluşturuyor. Daha sonra sırasıyla Orta Afrikalılar, Müslüman Fransızlar, Senegal ve Malililer ile Türkler ve Orta Doğulular geliyor…
Fransa’daki Türklerin resmî sayısı ise 600 bini geçiyor. Şu anda sayıları 570 bin olan ve yılda yüzbin civarında artan Fransız vatandaşı Müslümanları da saymak gerekiyor. Göçmen ailelerinin Fransa’da doğan çocukları da 18 yaşından itibaren Fransız vatandaşı oluyor. Ülkedeki Müslümanların sayısı Protestanları aşarak, ikinci büyük dini grubu oluşturuyor. Fransa’nın tamamında 5000 civarında cami ve mescit var. Bunların da yaklaşık 460’ı Paris’te bulunuyor.
Müslüman kültürü aynı zamanda Fransa’ya huzur da getirdi. Bugün Fransa’da yaklaşık 700 Müslüman derneği var. Kısa bir süre önce yapılan bir araştırmaya göre, vatandaşlık kanunu sebebiyle Almanya’da yaşayan göçmenlerin büyük bir bölümü toplumda yabancı olarak görülür.
Fransa’da ise Müslüman göçmenlerin çoğu daha ülkeye ayak basar basmaz Fransız ailesinin bir ferdi olarak kabul edilmiş. Müslüman mülteciler özellikle Kuzey Afrika kökenli. Şarkiyatçı Gilles Kepel gibi araştırmacıların raporlarına göre, Fransa’ya başka ülkelerden gelen göçmenler çocuklarına kendi inancını öğretmek istiyor. Fransa’da yaşayan Müslümanlar bu maksatla 1973 yılında dernek kurmaya başladı. Bu kültür merkezleri hem sosyal barışı sağlamaya katkıda bulundu hem de göçmen gençlerin toplumla bütünleşmesine yardımcı oldu. Gençler; kültürlerini yaşamaya başlayınca toplumda kendileri için özel bir yer bulmuş oldu.
Fransa’da doğmuş veya en azından bu ülkede eğitim görmüş Fransızca konuşan ve çoğunluğu Fransız vatandaşı Müslüman kökenli birçok genç için önce İslami dernekler kuruldu, cami ve mescitler açılmaya başlandı. Fransa’nın en iyi taraflarından birisi Müslüman ve Fransa Müslümanları Ulusal Federasyonu’nun önemli üyelerinden birisi olan Daniel Yusuf Leclerq, Fransa’da yaşayan Müslümanlar’a İslam’ın ilkelerini öğretmek için özel bir ilahiyat fakültesi kurulmasında ön ayak oldu. 1990 yılının son aylarında Nievre’de eski bir şato satın alınarak ilahiyat fakültesi kuruldu. Müslüman olan Prof. Bruno Etienne ve Muhammed Arkun gibi bilim adamları, Fransız gerçeklerini iyi biliyorlardı. İlahiyat fakültesi daha sonra Avrupa İslam Araştırmaları Fakültesi oldu.
CEMAAT SOKAKTA SAF TUTUYOR
Avrupa’da hızla artan Müslüman nüfusu için ibadethaneler yetersiz kalıyor. Özellikle Cuma namazı için camilerde yer bulamayan cemaat, Müslüman ülkelerde olduğu gibi sokaklarda saf tutuyor. Bir taraftan da Müslümanlar, satın aldıkları bina ve fabrikaları camiye çeviriyorlar.
Hayrettin TURAN