NECDET BULUZ
Terörle mücadelede AKP Hükümeti’nin başarı sağlayamadığını yıllardır yazıyoruz. 10 yıllık iktidarları döneminde sıfır terörle hükümeti devralanların, bugün ülkeyi nasıl kan gölüne döndürdüklerini görüyoruz. Ülkenin hemen her tarafında huzursuzluk var. Olaysız gün geçmiyor. Şehit sayısı her geçen gün daha da artıyor. PKK terör örgütüne karşı verilen mücadelede de hala bir sonuç alınamadı. Sonucun ne olacağı da bilinmiyor.
PKK’nın sivil yapılanması KCK tarafından başlatılan açlık grevlerinin, İmralı canisi Öcalan’ın talimatı ile sona erdirilmiş olması bizce son derece düşündürücüdür. Bu, Öcalan’ın hükümet tarafından muhatap alındığının da bir göstergesidir. Çünkü bu talimattan sonra KCK tarafından bir açıklama yapılmış “Bu direniş amacına ulaşmış ve yerini bulmuştur. Sorumluluk, bundan sonra hükümette ve devlettedir” denilmiştir.
Ne olmuştur? İmralı canisi birden bire böyle bir talimatı neden göndermiştir? Hükümet olanlar “Gerekirse Öcalan ile de görüşülür” demişlerdi. Biz, merak ediyoruz, ne görüşülmüş, neler vaat edilmiş, terör örgütünün isteklerine boyun eğilinmiştir?
Bütün bu olup bitenlerden sonra KCK’ dan yapılan açıklama, gerçekleri gözler önüne sermektedir. Bundan sonra sorumluluğun hükümette ve devlette olduğunun vurgulanması, ortada terör örgütü ile bizi yönetenler arasında bir anlaşmanın sağlandığı izlenimini yaratmaktadır. Eğer, durum gerçekten böyle ise, AKP Hükümeti’nin teröre teslim olduğunu söyleyebiliriz.
Ana dilde savunma isteği PKK’nın bir dayatmasıydı, Hükümet bu konuda adım atarak, bu isteği yerine getirdi. PKK’nın istekleri bununla da sınırlı kalmadı. Terörist başı Öcalan’a ev hapsi isteği de gündeme düştü. Başlatılan ölüm oruçları ve açlık grevlerinin altında yatan gerçeğin bu olduğunu hepimiz biliyoruz.
Şimdi sıkı durun:
Bu açlık grevlerinin Öcalan’ın talimatı ile sona erdirilmiş olması, ortada terör örgütü ile Hükümet arasında bir anlaşmanın var olduğu izleniminin ortaya koymuyor mu? Kaldı ki, bu açlık grevlerinin hedefine ulaşılmış olduğunun açıklanması ve yerini bulduğunun vurgulanması da bu görüşü doğrulamıyor mu?
Açlık grevlerinin yurdun hemen her yerinde destek bulması, üniversitelere kadar sıçraması ve olaysız günün geçmemesi zaten başlı başına bir sıkıntıydı. Öcalan’ın talimatı ile bu açlık grevlerinin sona erdirilmesi, örgütü hala terörist başının yönettiğini de bir kez daha göstermiş oldu.
Bunun anlamı da şudur:
PKK terörü ile ilgili çözüm aranıyorsa, muhatap İmralı canisi Öcalan’dır. Öcalan’sız bir çözüm de mümkün değildir. Bugün, cezaevinde olmasına, müebbet hapis cezası almasına karşın, bu cani halen talimat verebiliyor, yüzlerce insanın ölümüne sebep olabiliyorsa, bunun sorumlusu da bugünkü hükümetin kendisidir. Bu Hükümet de eninde sonunda Öcalan’ı muhatap almak zorunda kalacaktır.
Bunları, PKK’nın Meclis’teki uzantıları BDP’liler de sürekli telaffuz ediyor. PKK ile çözüm görüşmelerinde adres olarak İmralı’yı gösteriyorlar. Bugün söylenenler ve yaşadıklarımız sürpriz değildir. Hükümet, teröre teslim olmuştur. Bakalım bundan sonra daha ne tavizler verilecek, bekleyip hep birlikte göreceğiz.
KCK’nın açıklamasında şu vurguya da dikkat:
“ Hükümete, istemedikleri halde bazı adımları attırmak zorunda bıraktık. Birçok ulusal ve uluslar arası kurum ve kuruluş açlık grevindeki eylemcilerin eylemlerini çözülebilir makul talepler olarak görmüş ve desteklerini sunmuşlardır.”
Kısacası “Hükümete diz çöktürdük” deniliyor. “İsteklerimizi kabul ettirdik” deniliyor. “Her taraftan desteğimizi sağladık” deniliyor. Daha da açıkçası “Hükümete pes dedirttik” vurgusu yapılıyor.
Açlık grevleri için amaca ulaşıldığı ifade edildiğine göre, ortada bir tavizin var olduğunu görmemek mümkün müdür? Kısa zamanda mutlaka bunun kokusu da çıkacaktır. Bakalım, Hükümet bundan sonra hangi adımı atacaktır?
e.mail: necdetes@mynet.com
Bir yanıt yazın