Dünkü Rumca gazetelerin neredeyse tümünde Kıbrıslı Türklerle ilgili farklı farklı haberler vardı. Gerekçesi de dün bizlerin büyük bir coşkuyla KKTC’nin 29. Kuruluş Yıldönümü kutluyor olmamızdı.
Anlaşılan Rumca gazeteler, Rum halkının Kıbrıslı Türklere nasıl baktıklarını ve geleceğin nasıl olabileceğini merak etmişler ve araştırmalarını yapmışlar. Gerçekte asıl tablo, farklı gazetelerde çıkan bu haberleri alt alta koyunca ortaya çıkıyor. Tek tek okununca sıradanmış gibi görünen haberler bir araya toplandığı vakit Rumların Kıbrıslı Türklere ve KKTC’ye hangi gözle baktıklarını görüyor, anlıyorsunuz.
KKTC’nin adını bile duymak istemiyorlar ama 2012 yılının ilk 10 ayında Ercan Havaalanından İstanbul’a giden Rumların sayısı tamı tamına 9 bin 643. Ortalama her ay bin Kıbrıslı Rum Ercan’dan İstanbul’a uçmuş. Bilinçli bir şekilde alış veriş yapmak için gitmişler İstanbul’a ve İstanbul’da ortalama kalış süreleri 2 buçuk-3 gün. Yaptıkları hesaba göre alışveriş sonunda, uçak bileti ve otel ücretini de eşit şekilde aldıkları ürünlere paylaştırdıkları vakit, İstanbul’daki fiyatlar hala daha Rum tarafındaki fiyatlardan daha düşüğe gelmekte.
İleriki aylarda, hele de AB’nin Duyuni Umumisi Troyka Rumların boğazını sıktıkça, İstanbul’dan ve KKTC’den alışverişler artmaya başlayacak.
Troyka Pazartesiden beri Rum tarafında ve Maliye Bakanlığı ile Merkez Bankasında yaptıkları incelemeden sonra dün Rum halkına ve Rum Yönetimine bir dizi tavsiyelerde bulundu.
Rum Yönetimine “Acilen özelleştirmeye başlayın ve devletin elinde ne varsa, satabildiğinizi satın. Öncelikle CYTA (K. Rum Telekomünikasyon Dairesi), EAC (K. Rum Elektrik Kurumu), Larnaka ve Limasol deniz Limanları ile Larnaka ve Baf Havaalanlarını…” dedi Troyka.
Sonra da masaya çok sert ekonomik tedbirler paketi koydu. 13. maaş kalkacak, çalışma saatleri ve günleri uzatılacak, maaşların tümü aşağıya çekilecek, emekli maaşlarından kesinti yapılacak, ikramiyeler azaltılacak ve benzeri acımasız mali kesintiler.
Rum Yönetiminin bunları yapmaktan başka hiçbir seçeneği yok. Aynen Yunanistan gibi. Yunanistan Troyka’nın bu isteklerini kabul etti ve yasalaştırdı. Ama hala para yok çünkü Troyka’nın Yunanlı politikacılara güveni yok. Uygulamanın başlatıldığını ve tasarrufların kasaya geri döndüğünü görmeden zırnık vermemek niyetinde Troyka, Yunanlılara. Dolayısıyla Yunanistan’da şimdi Kasım maaşları da tehlikede.
Aynı akıbet Rumları da bekliyor. Ocak maaşlarını alıp alamayacakları belli değil Kıbrıslı Rum bürokratların. 26 Kasıma kadar Troyka ile imzalaşamazlarsa, Ocak ve sonrasında maaş ödeyecek para olmayacak kasada.
Troyka’nın yaptırımları sonrasında Güney Kıbrıs’ta oluşacak yeni koşullar doğal olarak Kıbrıslı Rumların, KKTC’nin resmi bir kurumu olan Taşınmaz Mal Komisyonu’na KKTC’de bıraktıkları taşınmaz mallarını satmak için başvurularını arttıracak.
Kıbrıs Rum Yönetimi ise Rumların Türk tarafına mal satmak için başvuru yapmasını istemiyor ama egemenliğini de Brüksel’e kaptırdığı için yasaklamak gibi bir yetkisi yok. Emir Brüksel’den ve itaat etmekten başka seçeneği de yok.
Rum tarafında Lefkoşa Üniversitesinin yaptığı anketin sonucu ise çok çarpıcı ve belli bir süre sonra müzakerelerin gidişatını değiştirebilecek güç ve içerikte.
Anket sonucuna göre Rumlar Kıbrıslı Türklere güven duymuyorlar ve artık iç içe yaşamak istemiyorlar. KKTC’nin varlığını artık kabul etmek zorunda olduklarının bilincindeler. Bu nedenle de özetle adanın Güneyinde Rumlar, Kuzeyinde Türkler yaşasın, isteyen diğer tarafa geçsin ama gece kendi evinde uyusun, her kes kendi tarafından sorumlu olsun düşüncesindeler.
Barış içinde yaşayabileceğimize ise Rumların sadece yüzde 25’i inanıyor. Dostluk ve arkadaşlık kurulmasını normal karşılıyorlar ama flört, sözlenme, nişanlanma ve evliliğe ise katı bir şekilde ve de yüzde 100 oranında karşılar.
Artık aramızdaki Rum hayranlarının da bu gerçekleri görmesinin zamanı geldi, stratejimizi de bu bilgiler üzerine yeniden saptamamızın da. Rum adadaşlarımızın bize bakışları, bazılarının bize satmak istediği gibi değil.
Zaten hiçbir zaman bize sempatik bakmamışlardı, bundan sonra da bakmayacaklarını anketin kendisi zaten açık ve net olarak söylemekte.
Ata ATUN
e-mail: [email protected]
16 Kasım 2012
Bir yanıt yazın