NECDET BULUZ
Geçenlerde Bodrum merkeze indik. Yazın turist yoğunluğundan eser kalmamış. Bazı oteller ve işletmeler kış aylarında da kapıları açık tutuyor. Ancak esnaf “Ölü sezonda sadece ayakta kalma mücadelesi veriyoruz”diyor. Yıllardır yapılan çalışmalara rağmen Bodrum’da turizm sezonunun 10 aya yayılamaması düşündürüyor. Halbuki Bodrum Yarımadası Tanıtma Vakfı (BOYTAV)’ın bu konuda olumlu ve umut verici çalışmaları olmuştu.
Bodrum, tamimiyle turizm üzerine kurulu olduğu için, bu işe soyunanların da turizm ile yatıp, turizm ile kalkması gerekiyor. Görünen o ki, üç-beş aylık turizm sezonu artık Bodrum’u kaldırmıyor. Kış aylarında kapılarını açık tutan işletmecilerin de büyük fedakarlık yaptığını da düşünüyoruz.
Elimizde bazı veriler var. Bodrum’a gelen yabancı turist sayısının yılın ilk 10 ayında 962. 859 ‘e ulaştığı ve bu rakamın da geçen yılki rakamları yakaladığı belirtiliyor. Aslında geçen yıl daha fazla yabancı turist Bodrum’a gelmiş. Bu yetmez ve yetmemelidir Bodrum gibi, tanıtımı sürekli yapılan, dünya gözdesi bir turizm beldesinin sezon içinde en az 2-3 milyon yabancı turisti ağırlayıp hizmet vermesi gerekiyor. Demek ki burada bir eksiklik söz konusu ve bunun da enine boyuna değerlendirilmesi gerekiyor.
Biz, daha önce yazdığımız bazı yazılarda şu konuya özellikle ve de altını çizerek değinmiştik:
Kış aylarında Bodrum gerçekten bir başka güzel. Daha doğal, daha zengin, daha dinlendirici. Bunu keşfetmek, tanıtmak, sevdirmek ve kucaklandırmak gerekiyor. Eğlence mekanları bile bize göre daha çekici ve daha dinlendirici. Restoranlarında daha kaliteli yemek yiyerek, daha taze balıkla-rakı muhabbeti yapmak insana bir başka keyif veriyor.
Söz, kış aylarından açılmışken şunu da ekleyelim:
Bazı tanıdıklarımız var. Bunlar, yaz aylarında değil de sezon bitiminde Bodrum’a geliyorlar ve bütün kışı bu güzel yarımadada geçiriyorlar. Bodrum, artık kışın da yaşanabilecek bir konuma geldi. Her şeyden önce Bodrum’un havasının hastalıkları iyileştirdiği, bir terapi niteliği taşıdığının çokları belki farkında bile değiller. Bağla Bölgesi, bir zamanlar doktorların babası olarak nitelenen Hipokrat’ın hastalarını havası ile terapi ettiği bir bölgedir. Bunlardan da yararlanalım.
Turizmin tanıtılması için BOYTAV’ın yaptığı çalışmaları da küçümsememek gerekiyor. Ama bütün bunların yetersiz kaldığını da görelim. BOYTAV, önümüzdeki turizm sezonunun başına kadar 26 ulusal ve uluslar arası turizm fuarlarına katılacak. Çin’den Kanada’ya, Güney Afrika’dan Türk Cumhuriyetleri’ne kadar her ülkede Bodrum’un adı, güzellikleri ve değerleri tanıtılacak. Hemen her yıl da bu çalışmalar yaygınlaştırılarak sürdürülüyor. Üstelik adı geçen ülkelerde de Bodrum’a gazeteci ağırlıklı konuklar getiriliyor, tanıtıma destek sağlanıyor. Buradaki bütün hedef, Bodrum’a gelen turist sayısını 3 milyona çıkarmak ve yarımada da turizmi 10 aya yaymak olarak gösteriliyor.
Burada şu önemli konunun da altını çizelim:
Bodrum, artık güneş ve deniz olarak değerlendirilmemelidir. Golf ve spor sahaları ile Bodrum zenginleşmiştir. Kültürel değerler ön plana çıkarılmıştır. Doğa sporları, mavi yolculuk, dalış gibi alternatifler Bodrum’un zenginliklerine katkı sağlıyor. Yıl boyunca ard arda yapılan çeşitli etkinlikler, yeme-içme kültürü Bodrum’u kış aylarına da taşıyabilecek yapılaşmalardır.
Bizim inancımız ve görüşümüz şudur:
Bodrum, artık markalaşmıştır ve dünya kentidir. Bu markayı layık olduğu yere taşımak, turizm 10 aya yaymak yarımadanın zenginliğine zenginlik katacaktır. Bodrum’a sevenlerin ve Bodrum’da yaşayıp, yarımadaya gönül verenlerin bunu elbirliği ile başaracağına da inanıyoruz.