Tanık PKK,sanıklar ise komutanlar…

NECDET BULUZ

 

                                                            Ergenekon Davası’nda ortaya çıkan “Deniz” kod adlı gizli tanığın, kanlı katil, PKK’lı Şemdin Sakık olduğu ortaya çıktı. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada dinlenen gizli tanık, açık kimliği ile ifade vermek istediğinde, bu gerçek de görülmüş oldu. Ancak, gizli tanık Şemdin Sakık’a Türkiye’nin her köşesinden büyük çapta tepki yağmaya başladığını da belirtelim.

                                                             Genelkurmay Eski Başkanı İlker Başbuğ, CHP milletvekilleri Mustafa Balbay, Mehmet Haberal, gazeteci Tuncay Özkan, emekli Tuğgeneral Veli Küçük’ün de aralarında bulunduğu 33 tutuklu sanığın yargılandığı Ergenekon Davası’nın son duruşmasında Şemdin Sakık’ın ortaya çıkması komutanların PKK tarafından yargılandığı izlenimini de ortaya koymuştur.

                                                             ŞEMDİN SAKIK’IN İHANETLERİ

                                                              Şemdin Sakık denilen katilin söyledikleriyle yapılan yargılama bir noktada şu olguyu ortaya koyuyor: Komutanları PKK yargılıyor.

                                                              Geçmişi ihanetlerle, yalan, dolan ve talanla dolu olan Şemdin Sakık, halkına, örgütüne ve ailesine de ihanet eden biri olarak biliniyor. Bu hain, 1980 yılında PKK örgütüne girmiş, o dönem ateş-kesin ilan edilmesinden sonra katliam yapmış, örgütün lideri Öcalan tarafından sorgulanmış, azledilmiş ve bütün yetkileri elinden alınmıştı.

                                                              Sakık’ın geçmişine baktığımızda “Bu işten nasıl sıyırır, kurtulurum. Cezaevinden nasıl çabuk tahliye edilirim” görüşü içinde olduğunu görürüz. Zaten örgütten kaçıp, teslim olduğunda da bu görüş içinde olduğunu söylemişti.

                                                              Tabloya bu açıdan baktığımızda Şemdin Sakık’ın gizli tanık olmasını biz sürpriz olarak görmüyoruz. Bunlar, cezaevlerinden nasıl çabuk tahliye edilmenin peşinde olduklarından, tanık olarak iftira bile atmaktan kaçınmazlar. Bu tanıkların ifadeleri ile yola çıkmak ve yargılamak yanlıştır. Daha sıkı ve inanılır belgelerle bu tanıkların ifadelerinin güçlendirilmesi ile alınacak kararlar doğru kararlar olacaktır.

                                                                HUKUK SİSTEMİ TARTIŞILIR

                                                                 Vatanına, geçmişine, halkına, örgütüne ve ailesine ihanet eden birinin açıklamaları ne kadar doğrudur, bunun da ayrıca tartışılması gerekiyor.

                                                                 Gizli tanık adı altında ifade verenlerin bu ifadeleri çerçevesinde bugün onlarda sanık, cezaevlerinde tutuklu bulunuyor. Bunlar içinde en mağdur olanlar da komutanlardır. PKK’lılar, hainler ifade versin, komutanlar ve diğer sanıklar yargılansın bu doğru olabilir mi? Bu, aynı zamanda hukuk sistemimizi, yargı sistemimiz de tartışılır hale getirmez mi? Zaten, kamuoyunda inandırıcılığını yitiren Ergenekon Davası, bu gizli tanıkların ifadeleri ile bugüne kadar sarkmış, kuruların yanı sıra yaşlar da ateşe atılmışlardır.

                                                                   İdam cezası almış, bugüne kadar askere karşı düşmanlık yapmış Şemdin Sakık gibi bir hainin gizli tanık olarak ifade vermesi kadar doğal bir şey olabilir mi? İşte, bu noktada savcıların ve hakimlerin daha dikkatli ve duyarlı hareket ederek, sağlıklı kararlar vermesi gerekiyor.

                                                                   GİZLİ TANIK TERÖRÜ VAR

                                                                   Şu konuyu altını çizerek vurgulayalım:

                                                                   Türkiye’de bir gizli tanık terörü vardır. Özellikle tek başına yapılan açıklamaların maksadını aşabileceği hiçbir zaman gözlerden uzak tutulmamalıdır. AKP iktidarı ile başlayan tutuklamaların büyük bir bölümünün gizli tanıkların ifadelerine dayandırılarak yapılmış olması bu endişelerimizi daha da artırmaktadır. İfade önemlidir,ancak yüzde yüz doğru olması için de bazı verilerle güçlenmesi gerekir.

                                                                   Nitekim “Deniz” kod adlı gizli tanığın Şemdin Sakık çıkması, hem yargılananlar, hem de kamuoyunda çok büyük tepkilere neden olmuştur. Bize de bu konuda gelen maillerden Ergenekon yargılamalarının giderek daha da sulanmakta olduğunu göstermektedir. Yargılamalara olan inandırıcılığın da giderek azaldığını söyleyebiliriz. Gizli tanık furyası zaten baştan bu yana herkesin kafasını karıştırıyordu, şimdi daha da karıştıracaktır.

                                                                  Ortada gerçek suç varsa, yargılamalara bir şey diyemeyiz. Biz hukukun üstünlüğüne inanan, bu ülkede bağımsız yargı mensuplarının da var olduğunu bilenlerdeniz. Ancak, bu ülkenin yurtseverlerinin, komutanlarının, gazetecilerinin, milletvekillerinin PKK’lıların gizli tanık olarak ifadeleri ile tutuklanıp yargılanmalarının da doğru olmadığı görüşündeyiz. Bu, hem tartışılacak, hem de yargıya leke düşürecektir.

e.mail: [email protected]

 

 

NECDET BULUZ - mor sanat

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir