Türkler Arasında Batı Karşıtı Görüşler Hakim

ABD’li düşünce kuruluşu Alman Marshall Fonu’nun (The German Marshall Fund of the United States: GMF) 2-27 Haziran 2012 tarihleri arasında yapılan Transatlantik Eğilimler 2012 araştırması 12 Eylül 2012 tarihinde açıklanmıştır. )
Araştırma kapsamında 12 AB üyesi (Fransa, Almanya, İtalya, Hollanda Polonya, Birleşik Krallık, Portekiz, Slovakya, İspanya, Bulgaristan, Romanya, İsveç), Türkiye, ABD ve bu yıl ilk defa Rusya yer almıştır.
Alman Marshall Fonu, ) Batı Almanya Başbakanı Willy Brandt’ın 5 Haziran 1972 tarihinde Harvard Üniversitesi’nde yaptığı konuşmada belirttiği ve Marshall Planı’nın uygulanmasının 25’nci yılı sebebiyle Almanya tarafından bağışlanan 47 milyon dolar ile ABD’de kurulan bir düşünce kuruluşudur.
Merkezi Washington, D.C.’dedir.
Avrupa’da Ankara, Berlin, Warşova, Paris, Brüksel, Belgrad ve Bükreş’te büroları vardır. Bratislava, Turin ve Stokholm’de ise küçük temcilikleri bulunmaktadır.
18 Ekim’de yayınlanan Emiliano Alessandri ile Nora Fisher Onar’ın ortaklaşa kaleme aldıkları “Turkey’s Transformation and Its Future Influence: A Critical Link” yazısı çok ilginçtir.
Alman Marshall Fonu tarafından 2002 yılından bu yana yapılan araştırma, ABD ve Avrupa’nın politika, güvenlik ve ekonomi gündemi hakkındaki kamuoyu nabzını yansıtması bakımından güvenilir bir kaynaktır.
Princeton Survey Research Associates International ve TNS tarafından gerçekleştirilen araştırmanın liderler bölümü, ABD ve Avrupa’da toplam 519 kişiyle yüz yüze ya da telefonla görüşülerek yapılmıştır.

Araştırma’nın Türkiye ayağını TNS PİAR üstlenmiştir. 4 -21 Haziran 2012 tarihlerinde Türkiye’deki kısmı gerçekleştirilen araştırmaya Türkiye’den yaşı 18’den büyük 1009 kişi katılmıştır.

Bu yılki anketten çıkan en önemli sonuç şudur: Türklerin önemli bir kısmının ekonomik ve güvenlik çıkarları için AB’den çok Ortadoğu ülkeleriyle ilişkilerin gelişmesinden yana olmalarıdır. Bu durum, Türkiye’de eksen kaymasına yol açabilecek bir gelişmenin Türkler arasında giderek yaygınlaşmakta olduğunun bir göstergesidir.

Avrupa Birliği de ilişkilerin canlandırılmaması durumunda Türkiye’de bir eksen kayması olabileceği düşüncesindedir ki Komisyon Üyesi Füle, “ Amacımız, katılım sürecini canlı tutmak ve bir süredir devam eden ve her iki tarafta da hayal kırıklığına yol açan durgunluğun ardından bu süreci, yeniden rayına oturtabilmektir… Yeniden enerji kazanmış Avrupa-Türkiye dinamizmine giden yolu bulmak ve ilişkilerimize yeni bir ivme kazandırmak üzere, ortak başarılarımız ve ortak stratejik menfaatlerimizden yola çıkarak somut bir çalışma başlatıyoruz” demiştir. )
Başbakan Erdoğan 12 Ağustos 2010 tarihinde Ankara’daki büyükelçilere vermiş olduğu iftar yemeğinde “Türkiye’nin dış politika ekseni değişmemiştir” dese de ) önümüzdeki 50 yıl içinde dünyada, bölgemizde ve Avrupa’da büyük değişikler olacaktır.
Aslında eksen zaten Batı’dan Doğu’ya kaymaktadır. Bu gerçeği görerek Türkiye yeni bir strateji belirlemek zorundadır.
Transatlantik Eğilimler 2012 araştırması sonuçlarına göre Türklerin sadece yüzde 38’i “AB üyeliği iyidir” görüşündedir. Transatlantik Eğilimler’in 2004’te yaptığı benzer araştırmada Türk insanının AB üyeliğine verdiği destek yüzde 73 olmuştu.

Araştırmanın ortaya koyduğu bir başka ilginç sonuç ise, Avrupalı halkların da Türkiye’yi AB üyesi olarak görmek istememesidir. Avrupalıların sadece yüzde 22’si Türkiye’nin AB üyeliğini desteklemektedir.

Türklerin sabrı, Avrupalıların sürekli AB üyeliğine çıkardığı engeller ve Türkiye’ye karşı uyguladığı Bobon kriterleri (BO: Bizden olanlar, BON: Bizden Olmayanlar) sebebiyle taşmıştır. Çünkü Türklerin yüzde 62’si, Avrupa Birliği üyeliğinin artık iyi bir şey olduğuna artık inanmamaktadır.

Amerikalılar ise Türkiye’nin AB’ye üyeliğini Türklerden daha çok istemektedir. Araştırmada ABD vatandaşlarının yüzde 40’ı “Türkiye’nin AB’ye üye olması iyi bir şeydir” cevabını vermiştir. ABD’de liderler sınıfının yüzde 71’i Türkiye’nin AB üyeliğine destek verirken, Avrupa liderliğinde bu destek yüzde 51’dir.

Avrupa Birliği’nde Komisyon ve Konsey üyeleri Türkiye’ye daha sıcak bakarken (yüzde 64), Avrupa Parlamentosu üyelerinden sadece yüzde 48’i Türkiye’nin AB üyeliğinin “olumlu bir gelişme” olacağına inanmaktadır.

Transatlantik Eğilimler 2012 araştırmasının önemli bulguları aşağıda özetlenmiştir:

• AB vatandaşlarının yüzde 52’si ABD’nin uluslararası arenada lider konumda olmasını desteklemektedir.
• ABD vatandaşlarının yüzde 63’ü Avrupa Birliği’nin uluslararası platformda lider konumda olmasından yanadır.
• AB vatandaşlarının yüzde 74’ü ABD ile ilgili olumlu görüş bildirirken, ABD’nin popülaritesinin en düşük olduğu ülke Türkiye’dir.
• Türk vatandaşlarının yüzde 57’si ABD ile ilgili olumsuz görüşe sahip olduklarını belirtmişlerdir.
• AB vatandaşlarının yüzde 71’i ABD Başkanı Obama’nın uluslararası siyaseti ele alış biçimini desteklediklerini belirtirken, Türkler arasında bu oran yüzde 42’dir.
• 2009 yılında Obama’nın uluslararası siyaseti ele alış biçimini onaylayan AB vatandaşlarının oranı yüzde 83 idi.
• ABD seçimlerinde oy verme imkanları olsaydı, Türk vatandaşlarının yüzde 51’i oylarını Barack Obama lehinde kullanacaklarını belirtirken, katılımcıların sadece yüzde 5’i Cumhuriyetçi Parti adayı Mitt Romney lehinde oy kullanacaklarını açıklamışlardır.
• AB vatandaşlarının da yüzde 75’i ABD seçimlerinde oy kullanma imkanları olsaydı, Obama’ya oy vereceklerini söylemişlerdir. Romney’e oy verecek AB vatandaşlarının oranı ise yüzde 8’dir.
• Ekonomik krizin etkileri sorulduğunda, bir önceki yıla oranla Türkiye’de bireysel olarak ekonomik krizden etkilenenlerin oranında artış olmuştur. Türklerin yüzde 69’u ekonomik krizden etkilendiklerini belirtmişlerdir.
• Geçtiğimiz yıl ekonomik krizden etkilendiklerini belirtenlerin oranı yüzde 55 düzeyindeydi.
• AB-12’de krizden etkilenenlerin oranı bir önceki seneye göre yüzde 4’lük bir artışla yüzde 65’e ulaşmıştır.
• AB’nin ekonomik krizi ele alış biçimi, AB vatandaşlarının yüzde 48’i, Türk vatandaşlarının ise yüzde 27’si tarafından onaylanmıştır.
• Angela Merkel’in krizi yönetmesi AB vatandaşlarının yüzde 52’si tarafından kabul görürken, Merkel’in krize karşı tutumunun Türk vatandaşlarının yüzde 26’sı tarafından onaylanmıştır.

• Suriye’ye olası bir müdahale konusundaki soruya, Türk vatandaşlarının yüzde 57’si Türkiye’nin Suriye’ye müdahalede bulunmaması gerektiğini savunurken, müdahaleyi destekleyenlerin oranı yüzde 32 olmuştur.
• Ekonomik krizden etkilendiğini söyleyen Türklerin sayısı giderek artmaktadır. Bu yıl rakamlar yüzde 69’u gösterirken geçen yıl krizden etkilendiğini söyleyenlerin sayısı yüzde 21 daha azdı.
• Türklerin yüzde 46’sı ABD yerine Asya ile çalışmanın ülke çıkarları için daha önemli olduğunu düşünmektedir.
• Araştırmaya katılan her dört Türk’ten sadece biri (yüzde 26) ABD’nin uluslararası alanda lider olmasını istediğini söylerken, yüzde 29’luk bir kesim AB’nin liderliği için olumlu görüş bildirmiştir.
• Suriye’deki iç savaş Türkiye için birinci derece güvenlik riski oluşturmaktadır.
• Araştırmanın gerçekleştirildiği Haziran 2012’de üç Türk’ten sadece biri (yüzde 32) ülkelerinin Suriye’ye müdahale etmesi gerektiğini düşünürken, yüzde 57’si Türkiye’nin bu işin tamamen dışında kalması görüşündedir.
• Türklerin sadece yüzde 38’i NATO’nun gerekli olduğunu düşünmektedir.
• İran’ın nükleer silah sahibi olmasından en az rahatsızlık duyan ülke Türkiye’dir.
• Avrupa Birliği’nde pek çok ülke için ekonomik açıdan zorlu bir yıl olsa da Avrupalıların üçte ikisi AB’nin ekonomileri için yararlı olduğu görüşündedir.
***
Sevgili okurlar,
29 Ekim Cumhuriyet Bayram’ınız kutlu olsun,

Yazıları posta kutunda oku

Araştırma’nın Türkiye ayağını TNS PİAR üstlenmiştir. 4 -21 Haziran 2012 tarihlerinde Türkiye’deki kısmı gerçekleştirilen araştırmaya Türkiye’den yaşı 18’den büyük 1009 kişi katılmıştır. - TurkiyeHalki

Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir