NECDET BULUZ
Bizim yıllardır yazıp, uyardığımız ve sürekli olarak da gündemde tuttuğumuz terörle mücadelede bugünkü AKP’nin başarılı olamadığıdır. Hiç kimse alınıp gücenmesin, Başbakan Erdoğan, PKK karşısında “pes” etmek durumunda kalmıştır. Son günlerde dillendirilen “Oslo ile de İmralı ile de gerekirse yeniden görüşülebilir” açıklamaları bunun bir göstergesidir.
Daha önceki yıllara dönelim. Başbakan ne diyordu: “Biz, teröre ödün vermeyeceğiz. Teröristlerle de masaya oturmamızı kimse beklemesin. Terör örgütü silah bırakmadığı sürece son terörist ortadan kaldırılıncaya kadar mücadeleye kararlılıkla devam edeceğiz.”
ÖCALAN İLE GÖRÜŞÜLÜYOR MU?
Şimdi gelinen noktaya baktığımızda, Başbakan’ın tam bir çelişkiler yumağı içinde olduğunu görüyoruz.
PKK’yı kim temsil ediyor? Oslo’daki PKK finansörleri, ağa babaları, İmralı’daki onbinlerin katili değil mi? Bu terör örgütünü temsil edenlerle pazarlık masasına oturuluyorsa, bu teröristlerle pazarlık anlamına gelmiyor mu? Kaldı ki, neyin pazarlığı yapılıyor buna bakmak gerekir? Bu pazarlıklarda ne tavizler verilecek? Terör örgütünün istekleri belliyken, böyle bir pazarlıkla ne çözülmüş olacak?
BDP milletvekillerinin iddiaları şu;
“Bugünkü hükümet yetkilileri İmralı ile görüşüyor. Zaten İmralı muhatap alınmadan bu işin çözümü mümkün değildir.”
Dikkat edilecek olursa, bu iddialar yalanlanmıyor. BDP’liler, İmralı canisinin ev hapsine alınması gerektiğini, bunun önemli bir adım olacağını da belirtiyorlar. Hatta yazılan çizilen ve bazı iddialara bakılacak olursa, İmralı’da Öcalan için bir villanın yapımına başlanmış. Yakında onbinlerin katili bu villaya konulursa şaşırmayalım ve bizim için bu sürpriz olmamalıdır.
GÜL VE ERDOĞAN AYRIŞTILAR
Başbakan Erdoğan, bir yandan “PKK’lılarla kucaklaşanlarla bizim işimiz yok” diyor. BDP’lileri de hiçbir zaman muhatap almayacaklarının altını çiziyor. Öte yandan, PKK’nın başı ile İmralı’da görüşmeler yapılabiliyor. Bu, tam bir çelişki değil mi? Bunu anlamakta gerçekten zorluk çektiğimizi vurgulamak istiyoruz.
Yazımızın başlığını “Erdoğan hem çelişiyor, hem çatışıyor” diye attık. Çelişkilerine değindik, şimdi de çatışmasına değinelim:
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, terörle mücadele konusunda geçtiğimiz günlerde Çankaya Köşkü’nde BDP’lilerden bir grubu kabul ederek görüşmelerde bulundu. Başbakan, işte bu noktada Çankaya ile bir çatışma ortamına girmiş oluyor. Çünkü son açıklamalarında “Biz, terör örgütü militanları ile kucaklaşanlarla masaya oturmayız ve onları muhatap kabul etmeyiz” diyerek bir noktada Cumhurbaşkanı Gül’e de atıfta bulunmaktadır.
Bu, resmen bir çatışmadır. Devletin tepesinde çelişikler yaşandığının bir belgesidir. Başbakanın terörle mücadelede yalpaladığını göstermesi açısından da dikkat çekicidir. Özetleyecek olursak, BDP’liler konusunda Gül ve Erdoğan ayrışmışlardır.
BAŞTAN BU YANA FİYASKO YAŞANDI
Geçmişe bir göz atacak olursak, Başbakanın “açılım” politikaları ile teröre ve teröristlere kucak açtığını zaten biliyoruz. Bunun kamuoyundaki tepkileri ve PKK’lıların daha da şımarması ile tam bir fiyasko ile sonuçlandığını da gördük. Kaldı ki, Oslo ve İmralı ile görüşmeler ve pazarlıkların da yine Başbakan’ın talimatı ile yapıldığı da ortaya çıktı.
AKP, iktidara geldiğinde, iktidarı sıfır terörle devraldılar. Bugün gelinen noktaya baktığımızda ülkenin tam anlamı ile bir terör batağında olduğunu görüyoruz. Şehit haberinin gelmediği gün yaşanmıyor. Ülkenin her tarafında kan akıyor. Hiç kimse yarınına güvenemiyor. Sürekli çatışma, sürekli korku ve endişe içinde yaşam sürüyor. Böyle bir ortamda huzur, bir ortamda yarına güven olur mu?
Ülkenin birçok sorunu var. Bu sorunlar, gündem değiştirilerek unutturulmaya çalışılıyor. Pahalılık, yanı başımızdaki Suriye, komşularımızla olan sıkıntılar bu sorunların başında geliyor. Bu anlayış ile de terörün çözülmesi mümkün olmadığına göre, bugünkü hükümetin attığı adımları “başarı” olarak görebilir miyiz? Hiç kuşkunuz olmasın, Başbakan’ın hedefinde “Nasıl Cumhurbaşkanlığı makamına otururum” hesabı var ve bütün çabalar da sanıyoruz bu hesaba kilitlenmiş görünüyor.
e.mail: necdetes@mynet.com