“Burnu büyük” olmak veya da atalarımızın söylediği gibi “burnundan kıl aldırmamak” genelde pek işe yaramıyor. Zamanı gelince fazlası ile ödüyor, burnunun doğrultusunda giden.
Bizim adadaşlarımız Rumlar da aynen öyle oldular.
2004 yılında yapılan Referandum da “Bıyığımızı balta kesmez” diyorlardı, 2013’e girerken ne bıyıkları kaldı ne de sakalları.
“Biz zenginiz, Türkler fakir, niye referandum da EVET diyelim de onları sırtlanalım” diyorlardı, şimdi de “Türkler adaya su getirdi, bizi satın alacaklar” korkusuna kapıldılar.
“Düşmez Kalkmaz Bir Allah’tır” sözünü boşuna söylememiş atalarımız.
Kıbrıs Rum tarafının batış tarihi belli oldu. Büyük bir olasılıkla 2012 sonu veya da 2013 başında ekonomik olarak batağa saplanacaklar. Kaçarları da yok.
Avrupa Birliği’nin ekonomiyi iyileştirmesi ve tekrar hayata geçirmesi için Kıbrıs Rum Yönetimine gönderdiği eski ismiyle Duyun-i Umumi veya da bugünkü ismiyle Troyka, Rum lider Hristofyas’ın önüne yenmesi, yutulması zor bir reçete koydu.
KİT’ler özelleşecek, 13. maaş kalkacak, adına eşelmobil denen her ay enflasyondaki artış kadar maaşlara artış verilmesi sonlandırılacak, memur veya geçici statüde işçi alınmayacak, ücretlere zam yapılmayacak.
Hristofyas ilk günden büyük bir kahramanlık yaptı ve Rusya’nın vereceği krediye güvenerek bu önerilere geleneksel bir şekilde “OXİ” çekti, yani “HAYIR” dedi. Demeye dedi ama bu büyük lokmayı da yutamadı.
Rusya, AB’den yediği zılgıtla, kredi vermek işini AB’nin kredi vermesine bağladı ve Rumlara “AB size krediyi versin arkasından bizde vereceğiz” içerikli yan çizici diplomatik bir yanıt verdi. İşin doğrusu kibarca Ruslar da Rumlara “OXİ” dedi.
Hristofyas, Troyka’nın önerilerine ‘Hayır’ deyince, paranın akışı ve içerdeki para dolaşımı aniden durdu. Şimdi Rum tarafında çok ciddi bir şekilde nakit para sıkıntısı baş gösterdi. Devletin gelirleri durdu, kasası kurudu.
Kasa kuruyunca, özel sektörden hizmet alımları da durdu. Rum Yönetimi bütçesine koyduğu devlet ve yarı devlet kurumlarının ödenekleri ödenemiyor. Bu Kurumlar da parasal yükümlülüklerini yerine getiremedikleri için özel sektöre ödeme yapamıyorlar. Bu nedenle de piyasaya devletten para akışı bıçakla kesilmiş gibi oldu.
Rum Maliyesi maaşları ödemek için bir türlü para bulamıyor. Kasa tamtakır, içi boş. Kasadan para çıkmayınca da dolaylı ve dolaysız vergiler de toplanamıyor, geri dönmüyor.
Larnaka, Limasol ve Baf sahil şehirleri oldukları için turizmden olsun gelir ve sıcak nakit para elde edebiliyorlar ama Başkent Lefkoşa’nın Rum tarafında kalan kısmı parasızlıktan kıvranıyor. Lefkoşa’nın Rum tarafında ayda ortalama 120’ye yakın dükkan ve işyeri kapanıyor. İşsizlik yüzde 30’ları çoktan aştı.
Kurtuluşun bir tek çaresi var. Troyka’nın masaya koyduğu önlem ve kalkınma paketini harfine dokunmadan kabul etmek. Bu konuda AB içinde karar alıcı mekanizma olan Eurogroup’un bu yılın sondan bir evvelki toplantısı 12 Kasım’da. Bu toplantıda İspanya’nın destek programı görüşülecek. İspanya kendisine gönderilen Troyka’nın tüm önerilerini kabul etti ve uygulamaya koydu. Kredinin çıkması için 12 Kasım’da yapılacak toplantıda alınacak onayı bekliyor.
Kıbrıs Rum tarafının son şansı 12 Kasım toplantısı. Eğer bu toplantıya kadar Troyka’nın önerilerini onaylamaz ve Aralık ayında yapılacak 2012’nin son toplantısına bırakırsa, işi hikaye olacak, batışı kesinleşecek. Aralık ayı Hristiyan dünyasında, tatillerle dolu. Noel kutlamaları ayın yarısını götürüyor. Bu son toplantının diğerleri gibi bir ciddiyet içinde gerçekleşmesi biraz zor gibi gözüküyor.
Gerçekleşmesi zor olan bir başka gerçek de Rum tarafındaki Sendikaların ve İşçi Federasyonları Yönetimlerinin, Troyka’nın önerilerine sıcak bakmaları. Daha şimdiden ağız birliği etmişçesine “OXİ” diyorlar.
Özetle; Rum tarafının da işi zor, Hristofyas’ın da… Hükümet batış sürecine girerse, Hristofyas Elen tarihinde lanetlenmemek için istifa etmek zorunda kalacak. Adadaşlarımız Rumları bugünkü durumlarından daha da kötü günler bekliyor.
Ata ATUN
e-mail: [email protected]
17 Ekim 2012
Bir yanıt yazın