Erivan’dan Halep’e giden kargo uçağı aranmak üzere Erzurum hava limanına indirildiğinde,Ermenistan uçağın zorla iniş yapmadığı ve bir mutabakat uyarınca indiğini
-halbuki,Türkiye’nin planlanan iniş konusunda şov yapmaya çalıştığını açıkladı.
Şov sürdü, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Zirvesi için Azerbaycan’da bulunan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, ne tür malzeme olduğu bilinmeyen uçuşlar konusunda her zaman aynı prensibin uygulanacağını,Ermenistan’ın attığı adımının iyi niyetli olmadığını açıkladı.
Barışın sağlanması için herkesin ülkelerin sınır bütünlüğüne saygı göstermesi gerekliliğine,Türkiye’nin Azerbaycan’ın işgal edilen toprakları konusunda çizgisinin belli olduğuna ve Azerbaycan toprak bütünlüğünün gözetildiği çözümden yana olunduğunu ifade etti.
Türkiye’nin bölge politikaları ile ilgili Suriye krizinden hareketle -şimdi de, Ermenistan üzerinden Rusya’ya siyasi mesaj verdiği yorumları yapıldı.
*
Kamuoyu ABD’nin bir yanda Büyük Ortadoğu Projesi ile Türkiye ve Osmanlı’nın ardından oluşan devletlerde İslam Birliğinin ekonomik güç olması vaadi ile sağlamaya çalıştığı değişimleri izlemektedir.
Tunus’ta,Libya’da,Mısır,Yemen’de İslami Cihad’ın temsilcisi İslami örgütlere iktidar yolu açılmıştır-ne ki,hem İslami örgütlerin iktidar sorumluluğu dolayısıyla İsrail’in İslamcı tehditlere karşı güvenliği sağlanmakta, hem de ülkeler değişim sürecinde ekonomik ve sosyo-politik değişkenlerinin etkileştirilmesiyle zayıflatılmakta ve maksimum kâr sağlanarak ABD önderliğinde Batı’ya ilişiklenmektedirler.
*
Öte yanda ABD Hazar Havzasının Enerji Kalkınması Projesi ile Rusya’dan geçen hatlara bağımlılıklarının kaldırılmasını teminen Balkan ve Kafkasya ülkelerinin bağımsızlığı, alternatif ihraç yollarının bulunması ve mevcut rejimiyle İran’ın Hazar enerjisinde rol almaması siyasetini de yürütüyor.
Bir kaç gün önce Kosova tek yanlı Sırbistan’dan bağımsızlığını ilan ettiği 2008’den sonra tam bağımsızlığını ilan etmiştir.
Sırbistan Kosova’yı kendi parçası sayıyor-elbette, Rusya; ABD’nin ilgili projesi çerçevesinde etnik ve dini kimlikleri kullanarak Doğu’ya doğru ilerlemesinden çok kaygılanıyor.
Nitekim 2008’de ABD yanlısı Mihail Saakaşvili yönetiminde NATO üyesi olmak isteyen Gürcistan’ın ayrılıkçı bölgeleri Güney Osetya ve Abhazya’nın bağımsızlık ilanları, ardından Güney Osetya’yı yeniden merkeze bağlamak için düzenlediği operasyona Rusya’nın müdahalesi ile NATO’nun doğu yönünde genişlemesi engellenmiştir.
Ama bir kaç gün önce, Güney Kafkasya’da Güvenlik ve İstikrarın Sağlanması amacı ile Cenevre’de 21.turda toplanan taraflar Gürcistan’ın Abhazya ve Güney Osetya ile karşılıklı kuvvet kullanılmaması anlaşmasının ikili taraflarca imzalanmaması sorunun hâlâ sürdüğünü gösteriyor.
Çeşitli provokatif eylemler bölgede kalıcı barış ve güvenliğin yaratılmasını engelliyor,BM Genel Kurulunun Gürcistan’ı destekleyen mülteci ve yerlerinden edilmiş kişiler hakkında aldığı karar Cenevre görüşmelerinde bu konuyu kilitliyor.
Milliyetçi tavrı yüksek Ermenistan,Türkiye ve Azerbaycan ile sorunlarından dolayı bölgesinde izole olmuştur,diasporası ABD’ye Kafkasya’da etnik olguyu öğretiyor ve politika kurmasına neden oluyor.
Karabağ sorununun çözümü için Minsk Grubuna dahil olmasıyla başlayan süreçte ABD giderek Azerbaycan’ı ve Ermenistan’ı biçimlemeye çalışıyor.
*
ABD’nin oyunları bitmiyor -bir yandan da, İran’ın nükleer programına dair uluslararası kamuoyuyla tam işbirliği içinde olmaması bahanesiyle Polonya,Romanya,Türkiye, Körfez ülkeleri ve Baltık Denizi’nde konuşlandırdığı Füze Savunma Sistemleriyle Rusya’yı kuşatıyor.
*
Rusya ABD’nin Füze Savunma Sisteminin nükleer altyapısına karşı olmayacağına dair doğru stratejik bir seviyede,eşit şartlarda,içişlerine karışmadan ve karşılıklı çıkarlara saygı çerçevesinde garanti istiyor.
Yetmez!Rusya ABD’nin hedefleri doğrultusunda Kafkasya’dan Doğu’ya doğru genişleme isteğinden, yalnızlaştırmak ve ekonomik yenilgiye uğratarak rejimlerini devirmek üzere Suriye ve İran’a tek taraflı ve giderek ağırlaşan ekonomik yaptırımlar uygulaması halinden zarara uğradığından da müştekidir.
Sıkıntısını çözüme ulaştırmada Suriye’den gelişen İsrail’i merkezde tutan Sünni-Şii ekseninde giderek yükselen karmaşayı, İsrail’in bölgedeki geleneksel güvenlik ortaklarından izolasyonunun büyümesini ve kapsamlı bir Ortadoğu barışınin fiilen beklemeye kalmasını ABD’ye karşı koz kullanıyor.
*
Oluk gibi kanın aktığı Suriye:ABD’nin ileri sürdüğü Başbakan Erdoğan liderliğinde Türkiye’nin ve Rusya’nın ileri sürdüğü Cumhurbaşkanı Esad’ın güç mücadelesi yaptığı bir alan haline gelmiştir.
Bu alan üzerinden yılların birikimi,güçlükleri,deneyimiyle sağlanmış saldırı ve savunma silahları küresel dengesinin bozulacağını öngörüsüyle bir dünya savaşından dahi bahis ediliyor.
Çünkü her biri güvenlik alanında en büyük oyuncular olan ABD,Rusya ve -Çin’ de unutmamak gerekiyor, tüm fikir ayrılıklarına rağmen aralarından birinin küresel lidere dönüşmemesi için birbirleriyle kıyasıya rekabet halinde birbirlerini dengeleyen güçler olmak zorunluluğunu sürdürüyor…
*
Suriye’yi bir tarafta ABD;30 Haziran’da tüm taraflarca desteklenen Cenevre görüşmesinde Suriye hükümetinin ve silahlı muhalefetin ağır silahları kullanmaktan vazgeçmesi,tarafların katılımıyla geçiş hükümeti kurulması ve barışçıl müzakereleri öngören planına işlerlik kazandırılması planını Cumhurbaşkanı Beşar Esad’ın istifa etmesi şartına bağlamıştır.
Esad istifa etmeyince de kanlı rejiminden kurtulmak isteyen ABD;Esad’ı BM anlaşmalarına ve terörle mücadele yasaları hilafına silahlı müdahale ile düşürmeye sarılmış bulunuyor.
Öte yanda Rusya ise Suriye’de şiddetin toptan durdurulmasını teminen Beşar Esad takıntısından önce çatışan tüm taraflara baskı uygulanmasını istemektedir- bu, baskının Esad ve Başbakan Erdoğan nezdinden hayata geçirilmesi anlamına geliyor.
*
Rusya Suriye’nin dünyaya ihraç ettiği gerilimi düşürmenin biricik yolunun oradaki insanların yaşamlarına saygı göstermek ve korumaktan geçtiğini ileri sürmektedir.
Teminen Cenevre’de sağlanan anlaşmaya uyulması,herkesin silah bırakması ve müzakere için masaya oturması gerekiyor.
Bu esasa uyulmadığı taktirde kardeş kavgasının,yüz binlerce yaşamın söneceği vurgulanıyor.
Keşif uçağının düşürülmesi,Akçakale’ye top mermisinin atılması,terörün artması olaylarının -belki de, Rusya’nın Türkiye ve arkasında ABD’yi bu esasta düşünmeye yöneltmek
-belki de,giderek ısınan Suriye vesilesiyle ABD ile rekabetin diyalogla çözülmesini temine yönelik hamlesi olarak anlamak gerekiyor.
*
Nitekim Suriye gerilimi ortadan kaldırmak için Rusya’nın Türkiye ve Suriye arasında güvenlik konularında doğrudan iletişim sağlayacak bir mekanizma kurulmasıyla ilgili önerisine sıcak baktığı,teminen doğrudan diyalog kurmaya hazır olduğu teklifini, Türkiye,”Bizim onlarla dost olmamızın bir anlamı yok” ifadesiyle reddediyor.
Ya da İran uranyum zenginleştirilmesiyle ilgili görüşmeler yapmaya hazır olduğunu açıklıyor.
Nükleer probleminin dünya toplumunda uyandırdığı tedirginliğin düzeyini düşürmek üzere barışçı nükleer programı için yüzde 20 oranında zenginleştirilmiş uranyum sevkinin yapılması halinde esnek bir tutum alacağını bildiriyor.
Karşılığında güveni sağlamlaştırmak amacı ile gerçekleştireceği her tedbire karşılık olarak kendisine uygulanmakta olan yaptırımlardan birinin kaldırılmasını öngörüyor.
Rağmen Avrupa Birliği şüphe uyandıran nükleer programıyla ilgili uluslararası yükümlülüklerini yerine getirmemekle suçladığı İran’dan doğalgaz ithalini yasaklıyor!
*
Suriye merkezinden dünyaya bir kanatta barış ötekisinde savaşın şavkı vuruyor.
Kargosunda bulunan radar sistemi elektronik aksamının mühimmat olup-olmadığı tartışılırken,Rusya gerilimi düşürmek amacındadır,”Rus-Türk ilişkileri istikrarlı ve sağlam bir temelde gelişmektedir,kimsenin endişelenmesine gerek yoktur”diyor.
Başbakan Erdoğan,”Şu an bizim elimize geçmiş bulunan donanımın kesinlikle askeri donanım olarak görülmesi gerekir. Bunların radar parçaları veya benzeri bir şey olduğunu ifade ederek kıvırtmamak gerekir” diye yanıtlıyor.
Aklımdan kini gözünü döndürmüş İslamcının domuz bağları ve yaklaşan Kurban Bayramında Suriye’de süren katliamlar, dökülen kanlar,yiten canlar geçiyor.
17.10.2012
Bir yanıt yazın