NECDET BULUZ
Suriye sorunu çözülmeden, bölgemizdeki dengelerin yerine oturması mümkün değil. Hatta bu sorun Esad’lı veya Esad’sız çözülmüş olsa bile, sıkıntıların süreceği de bir gerçektir. Bir yandan Suriye sorunu giderek büyürken, diğer yandan bölgemizde gelecekte dengeleri alt-üst edebilecek bazı gelişmeler de oluyor. Bunların kesinlikle göz ardı edilmemesi gerektiği görüşündeyiz.
Her ne kadar Amerika, Ortadoğu’yu kapsama alanı içine almaya çalışıyorsa da Rusya’nın da eski gücüne yeniden kavuşmak için, bölgede boş durmadığını görüyoruz. Suriye’nin müttefiki ve tam destekçisi olan Rusya, Suriye ile olan askeri işbirliğini artırarak sürdürüyor. Bunun yanında Rusya-İran ilişkiler, tırmanan Suriye krizi ile daha da güçlendi.
BÖLGEDE DENGELER DEĞİŞEBİLİR
Irak Başbakanı Nuri el Maliki, son Moskova ziyaretinde, Rusya ile stratejik işbirliği anlaşmasını imzalaması ve 5 milyar dolar tutarında silah alımı için askeri işbirliği içine girmesi bir noktada sürpriz olarak karşılandı ama bu işbirliğinin gelecekte bölgede dengeleri değiştirebileceğini vurgulayalım.
Biz, her zaman şu noktalara dikkat çektik:
Suriye krizinin tırmanması, iç savaşı, bu savaş mezhep çatışmalarını körükleyecektir. Mezhep çatışmalarının Suriye ile sınırlı kalamayacağı da biliniyor. Bu işin içine İran girecek, Irak girecek, Lübnan girecek, hatta Türkiye bile bu ateş çemberinin içinde kalacaktır. Biz, bundan hep endişe ettik, bu endişelerimizi de sıkça vurgulamaya çalıştık.
Etrafımız çevriliyor, bunun farkında mıyız? Her ne kadar bizi yönetenler “Biz, hiçbir zaman mezhep ayrışmasını istemiyoruz” diyorlarsa da, yapılanlar bunun tam tersini gösteriyor. Türkiye’nin destek verdiği Hür Suriye Ordusu, Suriye’de özellikle Şii’lere karşı mücadele veriyor ve ele geçirdiklerini de diri diri mezara sokuyor, idam ediyor, işkenceden geçiriyor.
MEZHEP ÇATIŞMALARI KORKU VERİYOR
Suriye halkı, bundan son derece endişeli. Esad’ın devrilmesi ile birlikte, yönetimi ele geçirenlerin bir Şii katliamına başlayacağından söz ediyorlar. Bu nedenle bile Esad’a destek verenlerin, Esad’ın devrilmesini istemeyenlerin sayısının giderek arttığını da söyleyelim.
Bu gelişmeler karşımızda duran bir gerçektir. Hatay’daki Şii yerleşimcilerin de en fazla rahatsızlık duydukları konuların arasında bu yatıyor. Hatay’a giden bazı meslektaşlarımız, bu bölgenin de patlamaya hazır bir bomba haline geldiğini söylüyorlar. Uyarı üzerine uyarı yapıyorlar. Bütün bunları alt alta koyup değerlendirdiğimizde Suriye ile birlikte, Türkiye’de de bir mezhep çatışması kaçınılmaz olabilir, aman dikkat diyoruz.
Aslı dikkat edilmesi gereken bir başka önemli gelişmeye daha değinelim:
Suriye’de yönetim Şii’lerin elinde bulunuyor. Şimdi, Rusya ile askeri işbirliği anlaşması imzalayan ve milyarlarca dolarlık silah alımı yapacak olan Irak Başbakanı Maliki ve ekibi de Şii’lerden oluşuyor. İran’daki yönetim zaten tamamen Şii’lerden Kurulu ve bölgede etkinliğini sürdürüyor. Rusya ise, bu ülkelerle şimdi çok daha ağırlıklı olarak askeri ve stratejik işbirliği içinde bulunuyor. Böyle bir bloğun karşısında bizi yönetenler, işte bu bloğu bozmaya ve bölgedeki Şii ağırlığına son vermeyi düşünüyor. Bu gerçekleşebilir mi, oldukça zor görünüyor. Gerçekleşmesi de bölgedeki mezhep çatışmalarının başlaması ile olabilir, bunun bize faturasının ağırlığını düşünmek bile istemiyoruz.
GÜÇ DENGESİ DEĞİŞTİKÇE
Daha önce yazmıştık. Bölgedeki güç dengeleri giderek değişiyor. Rusya’nın destek verdiği ülkelerdeki yönetimlerin Şii oluşu, bizim de bu ülkelerle sorunlarımızın büyümesi en fazla bizi sıkıntıya sokacaktır. Buna, şimdi de Rusya ekleniyor. Bütün bunlar, dış politikayı iyi yönetemediğimizi de gösteriyor. Hiç değilse bugüne kadar yapılan hatalara bundan sonra yenilerinin eklenmemesi gerekiyor.
Gücü eline geçirenler, dikkat edilecek olursa Türkiye’ye kafa tutmaya başlıyor. Buna Irak Başbakanı El Maliki’yi örnek verebiliriz. Maliki, Rusya’dan alacakları silahlarla Türkiye’ye karşı güç dengesini de sağlayacaklarını söylüyor. Zaman zaman da Türkiye’yi Kuzey Irak’taki gelişmeler konusunda hem uyarıyor, hem de tehdide varan açıklamalarda bulunuyor.
Biz, bütün bu gelişmeler ışığı altında, Rusya ile olan ilişkilerimizin zarar görmemesi gerektiğini düşünüyoruz. Bütün sıkıntılarımıza, bir de Rusya’yı eklemeyelim. Suriye uçağı ile başlayan krizin daha da tırmandırılması eminiz ki Rusya’yı karşımıza almamız anlamına gelecektir. Bölgede önemli bir aktör haline gelen Rusya ile de diğer komşu ülkelerdeki gibi mutabakatsızlık içine girmemeliyiz. Çünkü bizim için önemli olan hayati ulusal çıkarlarımızdır ve biz bunları koruyup, kollamak zorundayız.
e.mail: necdetes@mynet.com
Bir yanıt yazın