NECDET BULUZ
Geçenlerde PKK’nın bağlantılı Suriye’nin kolu PYD’nin sınırdan çekilen fotoğrafları Türkiye’de fırtınalar koparmıştı. Yapılan açıklamalarda, Suriye’deki PYD’nin ordusunu kurduğu, yakında devlet kurarak bunu da açıklayacaklarını duyurmuştu. Konu ile ilgili olarak yazdığımız yazıda, PKK’nın da Türkiye’de eylemlerine ağırlık vermeye başladığını ve Kürt grupların bölgedeki karışıklıktan istifade ederek isteklerine ulaşmayı hedeflediklerine değinmiştik.
Biz, bugünkü AKP Hükümeti’nin, özellikle de Başbakan ve Dış İşleri Bakanı’nın, hain Barzani’ye verdiği değerin her zaman karşısında olduk. Sicili bozuk Barzani’nin, bölgede Irak, Suriye, İran ve Türkiye’deki Kürtleri kapsayan bir Bağımsız Kürt Devleti kurulması için dış güçlerin maşası haline geldiğini ve iyi bir satranç oyuncusu olduğunu da aynı yazımızda vurgulamıştık.
PKK’Y EN BÜYÜK DESTEK BARZANİ’DEN
Barzani’nin bir dediği, bir dediğini tutmuyor PKK ile mücadelede Türkiye’nin yanında olduğunu söylüyor, PKK’ya en büyük desteği kendisi sağlıyor. Bu adama güvenebiliyoruz. Törenlerle karşılıyor, ayaklarının altına kırmızı halılar seriyoruz. Çünkü bu hain Türk ve Türkiye düşmanıdır, sicilinde bunların hepsine rastlamak mümkündür.
Siz, bir yandan PKK ile mücadele edeceksiniz, öte yandan PKK’ya en büyük desteği veren bir haini kucaklayacaksınız. Böyle bir şeyi kabul etmemiz mümkün değildir. Adam,açık açık kimlerle çalıştığını,kimlere destek verdiğini itiraf ediyor,biz hala bu adamı baş tacı ediyoruz.
Başbakan Erdoğan, PKK’ya, Suriye’deki kolu PYD’ ye ateş püskürüyor. Tehdit üzerine tehdit yağdırıyor. Ama hem PKK’ya, hem PYD’ ye tam destek veren Barzani’yi de kucaklıyor. Hazır bindirilmiş kıtalara “Türkiye seninle gurur duyuyor” sloganlarına sesini çıkarmıyor.
Aslında Amerika, Batı böyle istiyor. Türkiye’nin muhatabı olarak Barzani’yi adres gösteriyor. Erdoğan ve takımı da bu nedenle Barzani’ye çok özel ilgi göstermek durumunda kalıyor. Bu anlayışla terörle mücadelede başarı elde edilir mi? Bu hainle yola çıkılır mı? Bugüne kadar çıkıldı da ne sonuç alındı buna bakmak gerekiyor.
AĞZINDAKİ BAKLAYI ÇIKARDI
Barzani ile ilgili yazdığımız son yazıda, Suriye’deki 15 bin PKK bağlantılı PYD’nin sözde ordusunun Barzani tarafından kurulup, eğitildiğini yazmış “Bunlara para ve silahlar da yine Türk ve Türkiye düşmanı Barzani tarafından temin edilmiştir” demiştik.
Geçenlerde Barzani, ağzındaki baklayı da çıkardı ve özetle şunları söyledi:
“ Suriye’deki sayıları 15 bini bulan PYD’nin ordusunu Kuzey Irak’ta biz eğittik. Şu anda Suriye’deki PYD ile birleşmeyi düşünmüyoruz. Ancak, zaman ne gösterir bilinmez, zamana ve gelişmelere göre hareket edeceğiz.”
İşte, alkışlanan, ayaklarının altına kırmızı halılar serilen, kucaklanan Barzani işte budur. Bu duruş, bu hainin ilk hareketi de değildir. Barzani’nin Kerkük’te, can kardeşlerimiz Türkmenler üzerinde oynadığı oyunları, cinayetleri unutmadık. Fırsatını bulduğunda her şeyi yapabilecek kapasiteye sahiptir. Eline fırsat geçtiğinde Türkiye’yi az mı tehdit etti, bunlar ne çabuk unutuldu? Erdoğan ve kadrosu bunları unutsa bile bizlerin unutması mümkün değildir. Bu adama çok dikkat edilmesi gerektiğini baştan bu yana söylüyoruz, bugün yine söyleyeceğiz, gelecekte yine söyleyeceğiz.
Barzani’nin son açıklamaları bu kadarla da sınırlı değil. Türkiye’nin PKK’ya karşı mücadelesinde bize bir de ders vermeye kalkıyor ve “Sorunlar demokratik kurallar içerinde çözülmelidir. Silahlı çözümün karşısındayız. Türkiye eğer barış istiyorsa, Kürtlerin isteklerine karşı çıkmamalıdır” diyor. Terörist Başı Öcalan’ın da muhatap alınması gerektiğini anımsatıyor.
İSRAİLLİ AJANLAR İŞ BAŞINDA
Barzani, İsrail ile de doğrudan çalışıyor. Kuzey Irak’ta çeşitli kurum ve kuruluşlar adı altında görev yapan İsrailli ajanların, PKK’ya da yardım ve lojistik destek sağladığı, bunun da yine Barzani tarafından organize edildiğine dair istihbarat birimlerinin raporları vardır. Saddam’ın devrilmesinden önce ve sonrasında İsrailliler Kuzey Irak’ı ikinci vatanları gibi görmeye başladılar.
Barzani’nin gücü ne, bilgisi, birikimi ne ki Suriye’deki PYD’nin militanlarını eğitsin. Bunların eğitimlerinin de İsrailliler tarafından yapıldığını söylemek yanlış olmayacaktır. Çünkü Kuzey Irak’taki peşmergeler de İsrailli ajanlarca eğitiliyorlar. İsrail, bölgeye hakim olma peşinde ve bunu da Kuzey Irak’a yerleşerek ve Barzani ile iyi ilişkiler kurarak gerçekleştirmeye çalışıyor. Biz, bütün bu gelişmeleri nasıl göz ardı edebiliriz? Biz, bunlar karşısında nasıl sesimizi çıkarmayız ve susarız?
e.mail: [email protected]
Bir yanıt yazın