NECDET BULUZ
Hükümetin, Suriye konusunda izlediği politikanın kamuoyu tarafından desteklenmediği görülüyor. Konu ile ilgili yapılan kamuoyu araştırmalarında ortak noktada, kamuoyunun yüzde 73’ünün “Biz, Suriye konusunda bir savaşa girilmesinden yana değiliz” görüşü ortaya çıkıyor. Aynı grup, “Öylesine çelişkili haberler geliyor ki, ne oluyor, ne bitiyor bilemiyoruz ve kafamız karışık”yanıtını veriyor.
Yapılan kamuoyu araştırmalarında Suriye ile savaş isteyenlerin sayısı yüzde 11’de kalıyor.
Suriye ile “Savaş istemiyoruz” mitingleri düzenleniyor. “Çocuklarımız ölmesin” pankartları açılıyor. PKK ile mücadelede bir sonuç alınamadı, şimdi de Suriye batağına girmemizden endişe ediliyor. Bunlar da yapılan toplantılarda ve mitinglerde dile getiriliyor.
SURİYE KRİZİ İYİ YÖNETİLEMEDİ
Hükümet, Suriye konusunda tek cümle ile “sınıfta kalmıştır.” Baştan bu yana uygulanan yanlış politikalar, bugüne neredeyse bizi komşumuz ile savaşacak konuma getirmiştir. Böyle bir savaşın yıkım, gözyaşı, yoksulluk ve yokluk olacağını iyi hesap edenler “Biz savaş istemiyoruz” noktasında geldiler.
Hükümet olanlar, Hatay konusunda da kamuoyunu aydınlatamadı. Hatay’da ne oluyor, ne bitiyor bütün bunlar hükümet kanadından değil, iç ve dış basından yansıtıldığı kadarı ile sınırlı kaldı. Her kafadan bir ses çıktı, kimin doğru bilgi verip vermediği bile kamuoyunda hep tartışıldı.
AKP Hükümeti, Suriye krizini iyi yönetemedi. Esad’ın kısa sürede gideceği hesaplandı, hesaplar tutmadı. Bir de Suriye’den ülkemize gelen 100 binin üzerinde sığınmacı ile baş başa kaldık. Hatay’dan çok çelişkili haberler geldi. Kimse ne olup bittiğini pek anlayamadı. Bugün de durumun bundan farksız olduğunu görüyoruz. Suriye’den gelen sığınmacıların yanı sıra, birçok ülkeden gelen eli silahlı kişilerin de Türkiye’de eğitildiği, sınırdan Suriye’ye savaşmak için gönderildiği haberleri kamuoyunda da tepkilere neden olmaya başladı.
SURİYE BATAĞINA GİRDİK
Biz, “Suriye batağına girmeyelim” diyoruz ama dış basında yapılan analizlerde “Türkiye boğazına kadar Suriye batağına girdi”deniliyor. Bu konuda haber ve yorumlar birbirini izliyor. Aslına bakılacak olursa durum hiç de söylendiği gibi değil. Bir felakete doğru sürüklenmek üzere olduğumuzu görüyoruz ve endişe duyuyoruz. Hiç lafı uzatmayalım, biz çoktan Suriye batağına girdik, nasıl çıkacağız bunun hesabını yapıyoruz. Ancak, bundan sonra bu bataklıktan çıkmanın da kolay olmayacağını vurgulayalım.
Müttefikimiz Amerika’dan yapılan açıklamalarda da bölgede kritik günlerin yaşandığı, Suriye’deki krizin bölgeye yayılma eğilimi gösterdiği açıklamaları da yapılmaya başlandı. Bundan da en büyük zararı Türkiye’nin göreceği de aynı açıklamalarda yer buluyor. Biz,hala bu gerçekleri bile görmemekte ısrar ediyoruz.
Dikkat ediniz, bizi bu batağa sürükleyenler şimdi Suriye ile ilgilenmiyorlar bile. Sığınmacılarla da sıkıntılar yaşamaya başladık. Bu iş uzadıkça, hem siyasi, hem ekonomik açıdan çıkmaza sürükleniyoruz. Bütün bunları kamuoyu yakından izliyor. Böyle bir batağa saplanmamız konusunda da duyarlı hareket ediyor. Bu nedenle Suriye konusunda Hükümete olan desteği de vermiyor.
Diğer bir önemli konu ise, Suriye olayında bir iç savaşın çıkacağı endişedir. Böyle bir durumda hem Suriye’de, hem çevremizde, hem de içimizde mezhep çatışmaların başlayacağı düşünülüyor.
MALİ AÇIĞIMIZ DA ARTIYOR
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Suriye konusu patlak verdiğinde “Bölgede oyun kurucu olacağız” demişti. Nerede kaldı şimdi bu oyun kuruculuk? Türkiye, Suriye krizi nedeni ile müttefiklerini bile harekete geçiremedi. Demek ki, bölgesel güç iddiaları boşunaydı ve Türkiye’nin de siyasi bir gücünün olmadığı ortaya çıkmış oldu. Şimdi, Başbakan Erdoğan da, Dışişleri Bakanı Davutoğlu da Suriye konusunda geri adım atmaya başladılar. Bunu sessiz ve derinden yapıyorlar.
“Özgür Suriye Ordusu” Suriye’de tutunamadı. Birçok yerde de yenilgiye uğradı. Şimdi, bu karargâhın Türkiye’ye taşınması gündemde bulunuyor. Bir yandan mülteciler, diğer yandan eli silahlılar, öte yanda PKK bağlantılı Suriye Kürt grupları arasında sıkışıp kaldık. Bir de bunlara harcanan paralar var ki, artık ipin ucu iyice kaçmış bulunuyor.
Maliye kurmayları açıkladılar: Suriyeli sığınmacılara bugüne kadar harcanan paralar 2,5 milyar lirayı bulmuş. Bu rakam giderek yükseliyor. Bunu, Türkiye tek başına karşılıyor. Bu da hiç kuşkusuz mali açığımızın giderek büyümesine neden oluyor. Maliye Bakanlığı’nın ard arda yaptığı zamların ana nedenlerinden birinin de Suriyeli sığınmacılara harcanmakta olan paralar olduğunu görüyoruz. Kamuoyu bunun da karşısında yer alıyor.