Uygarlık evren bilgisi karşısında bilge,sonsuz,yaratıcı Tanrı tasavvurunda insanın yetkinliğini ve enginliğini savunmaktır.
Çağdaş ülkeler bu yüzden girdisi-çıktısı bilgi olan ve her an değişen dünyada daha çok bilgi üretmek ve kullandırmak üzere şeffaflık,verimlilik ve kaliteyi hedefliyor.
Büyük Atatürk’ün bu hedefte şeriatın karanlığından ve din adamının tasalludundan kurtarıp aklın rehberliğinde aydınlıklara çıkardığı Türkiye,mazlum İslam ülkelerine de örnektir.
*
Rağmen Siyonist Amerikan emperyalizmi çıkarları,İsrail’in güvenliği ve itikadî hedeflerini teminen Ortadoğu ülkelerini,anarşist Mihail Aleksandroviç Bakunin’in,”Hiç kimsenin bir başkasını baskı altına almasını imkansız hale mi getirmek istiyorsun?Öyleyse hiç kimsenin güce sahip olmamasını sağlaman gerekir” ilkesinden hareketle yeniden biçimlemek üzere;
ÖnceTürkiye’de din’i toplumsal davranışları ve sosyal düzeni belirleyen bir sistematik olarak algılayan Fethullah Gülen’in cemaatini-şimdi ki,Hizmet Hareketini kılavuz almıştır.
Hizmet Hareketini Anayasa’da Cumhuriyetin niteliğini belirleyen 2.maddesi,”insan haklarına saygılı,Atatürk milliyetçiliğine ve temel ilkelerine dayanan,demokratik,lâik ve sosyal hukuk devleti” ve din’in sosyal yapıyı belirleyen bir sistematik olmasına izin vermeyen Anayasa’nın 24.maddesine rağmen -bugün,tüm bileşenleriyle yeni Türkiye’yi belirleyen özerk bir karaktere yükseltmiş bulunuyor.
*
Emperyalizm aynı şekilde köhne yargıları ve iktidar olmak hırslarından yakaladığı Tunus’ta İslami Yöneliş Hareketi- Nahda,Libya’da Senusi tarikatı,Hizb’ut Tahrir,Mısır’da Müslüman Kardeşler Örgütü,Sudan’da İslami Milli Cephe,Suriye’de Müslüman Kardeşler Örgütü gibi cemaatler,siyasi uzantı ve türevlerinin oluşturacağı islamcı burjuvazi ile dünyadaki malın, hizmetin ve sermayenin önündeki İslami engeli kaldırmayı,sermaye birikimi oluşturmayı ve bunları küresel ekonomiye entegre etmeyi -o arada,İsrail’inde İslami Cihad’a karşı güvenliğini sağlamanın gayretindedir.
*
AKP’nin 4.Olağan Kongresinden verilen mesajların,ardından TBMM Genel Kurulunun Yeni Yasama Yılı Açılış Oturumunda Cumhurbaşkanının konuşmasının bu çerçevede düşünülmesi gerekiyor.
Kongre’nin ulusalcı medya organlarına getirdiği yasak o kitlenin düşüncesinin veto edilmesidir,Mesud Barzani’ye ve idam mahkumu Irak Sünni lider Haşimi’ye gösterilen tevehcüh yeni Türkiye’nin -mesela,Irak’ın egemenliğine,rejimine saldırısıdır,Arap-İslam dünyasının liderlerine verilen değer İslam Birliği ideolojisine ortaklaşmadır,yıllardır üye olmak hedefine rağmen Avrupa’nın adını dahi anmama YeniTürkiye’nin köhne İslamcı siyasetiyle yükselme hevâsıdır,Suriye kriziyle ilgili Rusya’ya ve İran’a yüklenme Siyonist ABD emperyalizmine yılışmadır- bunlara rağmen,İsrail ile ilişkilerde Gazze ablukasının kaldırılması dahil,üç şartın yerine getirilmemesi halinde ikili ilişkilerin normalleşmeyeceği açıklaması siyasi ikiyüzlülüktür.
*
Ne ki Türk Halkı lâik demokrasi deneyimi,seçim hukuku, temel hak ve özgürlüklerden yararlanmada,kanun önünde eşitlik,düşünce özgürlüğü,kültürel çoğulculuk ve kültürel hakların güvence altına alınması gibi birçok konuda yetişmiştir ve yüksek talepleri bulunuyor.
O nedenle Hizmet Hareketi hem Türk halkının İslamın siyasallaşması korkusunun kabusundadır, hem de Türkiye’nin Doğu ile Batı medeniyetleri arasındaki jeopolitiği doğrultusunda Batı’yı ekonomik,siyasi,sosyal,hukuki alanda ihmal etmemesi gerekiyor.
*
TBMM Genel Kurul Açılış Oturumunda Cumhurbaşkanı konuşmasında;siyasette üslubun ılımlılaştırılması dileği yeniTürkiye’nin benimsenmesi isteğidir,seçilmiş milletvekillerinin temsil hakkının engellenmemesi ile hukukun ayrı bir erk olduğuna, dokunulmazlıkların kaldırılmasına karşı duruşu ile seçim hukukuna işaret ediyor,siyasi partilerin sorunların çözümünde TBMM’i esas almaları gereği ile egemenliğe,basın ve ifade özgürlüğü ve Türkiye ekonomisini ve demokrasiyi güçlendiren,halkın yaşam standardını yükselten Avrupa Birliği perspektifine yaptığı vurgu ile laik demokrasi deneyimine saygıyı ifadelendiriyor.
Bu suretle AKP kongresinde söylenmeyenleri tamamlıyor ve yeni Türkiye’nin belirleyeni Hizmet Hareketinin ileri demokrasi vizyonunu gösteriyor!
Cumhurbaşkanı AKP’nin siyasal İslamla yöneldiği İslam Birliğine,Avrupa’nın demokratik ve ekonomik kriterlerini de -elbette,yeniCHP ile ilişiklendirerek yeni Türkiye’yi belirliyor…
*
Ancak Suriye’den gelişen İsrail’i merkezde tutan Sünni-Şii ekseninde yükselen gerilim,bir kıvılcımla Ortadoğu’dan dünyaya dehşetin potansiyelini taşırken bilhassa İsrail bu dehşetin tüm sıcaklığını hissetmektedir.
Nitekim New York’ta BM 67.Genel Kurul Açılış Oturumunda İsrail Başbakanı Netenyahu konuşuyor,”Dün İran Cumhurbaşkanı bu kürsüde antisemit iddialarını kustu. Bu konuşmayı dinlemeyi reddedenlere ve protesto için toplantıyı terk edenlere övgülerimi sunuyorum.
Ancak buraya gelip bu Soykırım inkârcısını dinleyenlere, Yahudi halkı, kendi halkım adına soruyorum.Utanmadınız mı? Hiç mi edebiniz yok?
Belki bazılarınız bu adamın ve iğrenç rejiminin sadece Yahudileri tehdit ettiğini düşünüyorsunuz. Haksızsınız. Tarih boyunca defalarca Yahudilere karşı başlayan saldırılar eninde sonunda diğer bir çoklarını da içine çeker.
İran rejimi yüzyıllarca uykudan sonra, otuz sene önce tekrar başkaldıran aşırı fanatizm ve tutuculukla ateşleniyor-bu nedenle, bugün dünyayı tehdit eden en ciddi tehlike dini fanatiklerin kitle imha silahlarını ellerine geçirmeleridir.
BM’nin öncelikle ve en acil yapması gereken, nükleer silahların Tahran’daki despotların eline geçmesini önlemektir.BM delegeleri bu maskaralığı kabul edecek misiniz?”diyor.
Elinde İran’ın nükleer ilerlemesini gösteren bir bomba resmi,İran’ın kırmızı çizgiye yaklaştığını ve bir kaç aya kadar bomba üreteceğini ileri sürüyor!
*
ABD başkanlık seçimlerinden 6 hafta önce Başkan Obama’nın BM Genel Kurulundaki konuşması yanıt niteliğindedir,”ABD İran’ın nükleer silaha sahip olmasını engellemek için yapması zorunlu olanı yapacaktır.Diplomasi için hala süre vardır ama bu süre de sınırsız değildir”diyor.
Bu ifade hem ABD’nin “Nerede ve ne zaman olursa olsun küresel olaylara karşılık verme yeteneği düşmanlarla savaşıp savaşmamaya değil,bunun nasıl yapılacağı ile ilgilidir” özetinde askeri stratejisinin,hem de ABD’nin Askeri Stratejisini makul savunma sistemine,güne özgün niteliklere, esnekliğe ve etkili partnerliğe uygun olduğu felsefesinde NATO Stratejik Konseptinin usul usul sürdürüldüğüne işaret ediyor.
*
Bu Sünni-Şii ekseninde yükselen gerilimin Sünni kanadını belirleyen Hizmet Hareketinin;AKP Kongresindeki siyasi vizyonu ile Cumhurbaşkanının “Devlet ve millet olarak Silahlı Kuvvetler ve güvenlik güçlerimize güvenimiz tamdır”dediği ulusal niteliklerinin ağırlıklarından sıyrılmış,vasfını NATO üyesi olmakla sınırlamış TSK’nın ABD’nin askeri stratejisi yönünde faaliyette olduğu anlamına geliyor.
*
Nitekim yeniTürkiye ABD’nin hem İsrail’in güvenliği için hem de Ortadoğu Projesinde Sünni İslam Birliği hedefinden geriye düşmemek için İsrail’i merkezde tutan Sünni-Şii ekseninde dengeyi sağlamak üzere Basra’dan Akdeniz’e bir Kürt Koridorunun tesisi ve o koridorda Özerk Kürdistan’ın kurulması yönünde elinden geleni esirgemiyor.
AKP Kongresini Irak’ın kuzeyde Kürtler,güneyde Şiiler ve merkezde Sünniler olarak üçe bölünmesi senaryolarının konuşulduğu şu süreçte müsait ilk anda bağımsız devlet ilan edeceğini vurgulayan Irak Kürt Yönetimi lideri Mesud Barzani ve Özgür Irak Ordusunu kurmaya çalışan Sünni lider Haşimi şereflendirirken,Irak Federe Devleti birliğini bozan bu kışkırtmalara da diş bilemektedir.
AKP Kongresinde Kürtler için Milli Birlik ve Kardeşlik Projesine devam edileceğini ve diplomasi olacağı açıklamaları Kürtlerin demokratik Özerkliğine bir işaret ise hem Suriye hem İran Türkiye’ye-bu yüzden de, hınçlanıyor demektir.
Zaten Türkiye’nin Suriye egemenliğine sürgit müdahalesi Şii cephesini teyakkuzda tutmaktadır;Türkiye,Suriye,Irak ve İran arasında çatışma riski mütemadiyen yükseliyor.
*
Siyonist ABD Emperyalizmi İsrail’in itikadi gelişimi ve güvenliği için İran’ın nükleer gelişimini önlemek üzere Hizmet Hareketi vasıtasıyla Mihail Aleksandroviç Bakunin’in,“Hiç kimsenin bir başkasını baskı altına almasını imkansız hale mi getirmek istiyorsun?Öyleyse hiç kimsenin güce sahip olmamasını sağlaman gerekir” ilkesi doğrultusunda yeniTürkiye’yi yönlendiriyor.
AKP Kongresinde 2014 cumhurbaşkanı seçimi, cumhuriyetin 2023’te 100.yılı,Malazgirt’in 1000.yılına atıf yapılıyor-ama, Basra’dan Akdeniz’e bir Kürt Koridorunun tesisi derken, sonunda İsrail’in tek fiskesinin zaferine yeteceğini planladığı, yeniTürkiye-Suriye-Irak ve İran arasında Kıyamet Savaşına-Armageddon- dolu dizgin gidiliyor…
3.10.2012
Bir yanıt yazın