İsrail,tek başına İran’ı vuramaz…

NECDET BULUZ

 

                                                         İran’ın uranyum zenginleştirme sürecine girdiği ve kısa zaman sonra da atom bombasına sahip olabileceği düşünülüyor. Bunun hesaplarını yapan İsrail, İran’ın nükleer güce sahip olmasının önlenmesi için sürekli olarak Amerika’yı sıkıştırıyor. Ancak, ABD Başkanı Obama, şu an için İran’ın nükleer güç üretim tesislerinin bombalanmasına karşı çıkıyor, frene basıyor. Obama yönetimi “Halen bu konuyu siyasi süreç içinde çözebiliriz” görüşünde.

                                                          İran, en geç önümüzdeki bahara kadar atom bombası yapma aşamasına gelebilecek. Tahmin edilen süreden daha hızlı bir gelişmenin olması da İsrail’i iyiden iyiye endişelendiriyor. İsrail Başbakanı Netanyahu, şu aşama hiç değilse İran için “kırmızı çizgi” uygulamasına geçilmesi için harekete geçti, ancak bundan da bir sonuç çıkmaz ise, tek başına İran’ın nükleer silah üretin tesislerine saldıracaklarını açıkladı.

                                                           PENTAGON RAPOR HAZIRLADI

                                                           İsrail böyle bir harekete geçebilir mi?

                                                           Bize göre geçemez. ABD’nin onayı olamadan İsrail’in adım atması mümkün görülmüyor. Bu konuda ABD’nin hazırladığı raporlar, bu görüşümüzü de doğruluyor. Pentagon uzmanları bu konuda bir değil, birkaç kez rapor hazırladı. BU raporların bir kısma Beyaz Saray’a yakın olan bazı medya yayın organlarında da yayınlandı.

                                                            Pentagon uzmanlarınca hazırlanan İran raporunda özetle şu noktalara değiniliyor:

                                                            “ İsrail, elindeki teknolojik silahlara rağmen İran’ın nükleer üretim tesislerini vurmada yetersiz kalacaktır. ABD’nin hava gücü ve ileri teknolojik silahlarının devreye girmemesi halinde, İsrail’in saldırısı sonuç almaya yetmeyecektir. Kaldı ki, ABD’nin üstün gücü devreye girse bile, iki üç ay gibi bir süreçte sonuç alınması mümkün değildir. Bunun da hem riski hem de maliyeti vardır. Bunun yanı sıra, İran’dan gelebilecek saldırıların da önlenmesi için de önlemler gerekecek ve özellikle müttefiklere yönelik saldırılar artacaktır. Çoğu yer altında yer alan ve dağınık olan tesisiler ve üretim merkezlerinin vurulması aynı zamanda sivillere zarar vermesi açısından da önem kazanmaktadır. “

                                                            “KIRMIZI ÇİZGİ” ÖNERİSİ

                                                             Konu ile ilgili olarak hazırlanan rapor oldukça fazla ve detaylara yer veriliyor. Enine boyuna araştırılarak ve en ince noktalara varıncaya kadar hesaplanan raporda İran’ın siyasi baskı ile geri adım atmasına çalışılmasının daha doğru bir hareket olacağına da dikkat çekiliyor. Ancak, görebildiğimiz kadarı ile bu süreç İsrail’i tatmin etmiyor. “Kırmızı çizgi” konusunu bu nedenle gündeme taşımaya çalışıyor.

                                                              Kırmızı çizgi konusunu da açalım:

                                                              Böyle bir konu gündeme gelirse, Uluslar arası topluluk İran’ın nükleer silah yapımına yönelik uranyum zenginleştirme çabalarının durdurulması için bir ültimatom verecek. Baskıyı da artıracak. Eğer, gerekirse de güç kullanacak. Böylece İran’ın geri adım atmasını sağlanacak.

                                                               İran, israrla nükleer çalışmalarda geri adım atmayacağını her fırsatta dile getiriyor. Hiç kuşkusuz bunun nedenleri de. Tahran yönetimi, kendilerine karşı uluslar arası bir cephenin oluşmayacağı görüşü içinde bulunuyor. Rusya’nın doğrudan desteğini unutmayalım. Türkiye bile, Başbakan Erdoğan aracılığı ile İran’ın nükleer çalışmaları karşısında “Niye hep İran gündeme getiriliyor, İsrail bu konuda niye sorgulanmıyor?” demedi mi?

                                                                İSRAİL’İN SALDIRMASI ZOR

                                                                 Şimdi bütün bu gerçekler ortadayken, İsrail’in tek başına İran’a saldırması düşünülebilir mi? Bizce “hayır”. Risk dolu böyle bir saldırıdan sonuç alınmadıktan sonra yapılacak bir hareket neye yarayacak?

                                                                 İsrail Başbakanı Netanyahu, bütün bunlara karşın susmuyor ve sürekli olarak İran’ı vuracaklarını söylüyor. Blöf yapıyor ve bu açıklamaları ile de İran’ı baskı altında tutmaya çalışıyor. ABD’nin tutumu, hazırlanan raporlar, İsrail’in İran’a bir saldırısının şu aşamada mümkün olmadığı gerçeğini de ortaya koyuyor.    

                                                                  Tahran da İsrail’in nükleer tesislerine İsrail’in tek başına saldıramayacağını hesap ediyor. Bu nedenle de Netanyahu’nun blöfleri karşısında geri adım atmıyor.  Üstelik tehdit üzerine de tehdit savuruyor ve “İsrail’in saldırısı, bu küçük ülkenin haritadan silinmesi ile sonuçlanır” diyor. Karşı tehditte bulunuyor.  Dikkat edilecek olursa son günlerde her iki tarafın tehditleri havalarda uçuşuyor.

                                                                   Yine de İsrail’in boş durmayacağı, huzursuzluğunun aratacağı ve bir çılgınlık yapabileceğini de düşünmek gerekiyor.  Hiç kuşkusuz böyle bir çılgınlığı ne getirip, ne götüreceğini ise şimdiden hesap etmek mümkün değildir.                               

                                                                

 

 

 

 

israilturkiye

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir