“Bizim için öldürme” kampanyası başlatan Kürt aydınlar şimdi “bizi de öldürüyorsan sen kimsin?” diye sordukları bir kampanya başlatmalılar.
Kürt halkının terörle mücadelede Türkiye’nin yanında yer alması, ülkemizin bütünlüğü, ölümlerin durması, ekonomik kalkınma ve tabii hepimizin özlemi olan, her etnik kökenden vatandaşı kucaklayacak bir anayasa adına çok çok önemli. PKK’nın deli danalar gibi her yana saldırması, yoldan kim geçerse geçsin gözünü kırpmadan, sadece şiddet adına öldürmesi çok yakında ‘boomerang’ etkisi yapacak umarım.
Patlayan her bombanın yanında Türkler kadar Kürt vatandaşlar da ölüyor artık. Derin yapılanmaları temizlemeye başlamış, özgürlüklerin önünü açmaya çalışan yeni nesil Türk gençliğine güvenen, sağduyulu, aklı başında, vicdanlı Kürt vatandaşların, dökülen kanların yarısının kendi evlatlarına ait olduğunu gördükçe teröristin yanında değil karşısında duracağı bir döneme giriyoruz.
Bizim için öldürme diye kampanya başlatmıştı Kürt aydınlar, ben de yazmıştım ‘iyi de, senin için öldürmüyor ki’ diye… Bırakın onlar için öldürmeyi, adamlar, sözde hakları için savaştıkları insanları öldürüyorlar sokak ortalarında. Hala nesini göremiyorlar, nasıl anlamıyorlar bu adamların Kürt halkıyla da haklarıyla da hiçbir dertleri olmadığını… diyordum ki, sanırım artık görüyorlar.
Leyla Zana ile Başbakan görüştü, görüştü de ne oldu anlamadık… İki üç gün önce patlayan bomba ile hayatını kaybeden genç Kürt kadının bedeni tam sayfa manşetteydi. Geride yaralı bir koca ve yetim çocuklar bırakıp gitmesinin nedeni anadilde eğitim, içine w harfi konamayan park adı ve Öcalan’a ev hapsi isteği mi yani? Binlerce masum insan, o küçücük bebekler, çocuklar okullarda Kürtçe ders olsun diye mi öldüler?..Yarın okullarda Kürtçe dersler olacak tabii ki de terör bitecek mi? Tabii ki hayır.
“3000 sivil öldürün, ortalığı kana bulayın, girin şehirlere” buyurmuştu barış güvercini PKK. 3000 sivil Marslılar değil, Türk, Kürt, Ermeni, Yahudi, çocuk, yaşlı, bebek, hamile insanlar… Ama bunlar bilmez insan ne demek. Öğrenmemişlerdir. Can nedir bilmezler. Bilseler kendi adamlarını yaralı yaralı bırakmazlar dağların arasında. Yaralılarını kendileri vurmazlar. Yaralılarını vuran örgüt yarın ülke yönetmek istiyor, halk da çocuklarını, kadınlarını, gençlerini vuran bir devlet mi istiyor yani?.. Cinayetler ve uyuşturucu parasıyla kurulmuş bir devlet.
Bilgesam’ın araştırması çok önemli
Hala Türkiye’nin bazı köşe yazarları, siyasileri PKK terör örgütünü Kürt halkının sorunlarını önemseyen, var oluş amacı bu halkın sorunları olan “başkaldırmış bir grup” gibi göstermeye çalışıyor, binlerce cinayeti gerilla hareketi olarak tercüme ediyorlar. Hala “PKK sorunu siyasidir, KCK davaları haksızdır” diye yazabiliyorlar. Trajikomik bir durum. Bölünmeyi bilinçli şekilde destekleyenler dışında, hem Türk hem Kürt halkının içinde bu inancın bölünmeye kadar gitmeyeceğini, sadece hak aramakta kullanıldığını “safça” düşünenler de var maalesef. Bu noktada bu naïf cehaletin bir nebze silinmesi adına Bilgesam’ın araştırması çok önemli bir çalışma olmuş. Bu çalışma sürekli gündemde tutulmalı ve devam etmeli.
Ne Türk ne Kürt halkının birbiriyle sıkıntısı olmadığı gibi Kürt halkında Türkiye’den kopmak gibi bir istek olmadığı da görülüyor araştırmada. Bu topraklarda yaşayan azınlıkların her daim sıkıntı çektiği anti demokratik yaşam şeklinin uzantısı ciddi sorunlar var tabii ki. Tüm Türkiye yeni bir anayasa ve Güneydoğu’ya yapılan yeni yatırımlar ile bu sorunu tarihe gömme çabasında. Bunu biliyoruz. Sokaktan geçen çocukları Kürt halkı adına öldürmenin bu konuyla hiçbir ilgisi olmadığının bilinmesi ve her söyleme, her manşete, her bildiriye tekrar tekrar yerleştirilmesi lazım. PKK’nın gerçekte kimlerin maşası olduğu, Kürdistan’ı hangi hayallerle kurmak istedikleri, böyle bir amaç için nasıl olup da kendi insanlarını öldürdükleri aralıksız sorgulanmalı. Ta ki bunların amacının ne olduğunu, kimler tarafından beslendiklerini bilmeyen tek bir Kürt vatandaş kalmayıncaya kadar.
Kürt halkı sırtını PKK’ya tam anlamıyla dönmedikçe kendi çocuklarını daha da çok gömecek yakında. Kürt halkının asıl Kurtuluş Savaşını PKK’ya karşı vermesinin zamanı çoktan geldi. Zor mu? Evet zor. Bölgenin durumunu, yaşam şartlarını hepimiz biliyoruz. Ama imkansız değil. Bu vatan en büyük Kurtuluş Savaşını akla gelebilecek her tür imkansızlık içinde Kürt Türk Ermeni vs herkes elele vererek kazandı. Yine yapabiliriz. İnanmak başarmaktır.(Esra UÇAR/Bugün)
Bir yanıt yazın