NECDET BULUZ
Şu gerçeğin altını kalınca çizelim:
Türkiye’nin Suriye politikaları çökmüştür. Suudi Arabistan ve Katar’ın kışkırtmaları, Amerika ve Batı’nın sırtımızı sıvazlaması ile öne çıktığımız Suriye konusunda her attığımız adımın ters döndüğünü gördük. Bundan sonra da neler olacak bunun hesabını yapamıyoruz. İlk başlarda dikkat edilecek olursa Başbakan Erdoğan ile Dışişleri Bakanı Davutoğlu her konuşmalarında Suriye’yi gündeme getirirlerdi. Şimdi ise bu konuda suskunları oynuyorlar.
İlk hesabımız şuydu:
Suriye Devlet Başkanı Esat, birkaç ayda gider. Suriye’den de Türkiye’ye en fazla 50 bin sığınmacı gelir. Bunları karşılayabilecek gücümüz var. Suudi Arabistan ve Katar, ilk günlerde bu sığınmacılar için katkıda bulundu, daha sonra da arazi oldular. Esat Şii mezhebinden olduğu için, iktidarın Sünni’lere geçmesi de bizimkilerce hesap ediliyordu. Bunun için de dışarıdan militan toplandı, Türkiye topraklarından bu militanların Esat’a karşı savaşmak için Suriye’ye girdikları söyleniyor.
TÜRKİYE ZOR GÜNLER YAŞIYOR
Amerika, Kasım’da yapılacak seçimlere kilitlendi, şimdilik buralarla uğraşmıyor. Türkiye’yi öne sürüp zaman kazanıyor. Zaten süper güç, şu hali ile de Suriye’de hiçbir şey yapmayacağını söylüyor. Avrupa ise kendi derdinde, ekonomileri ile başı dertte. Suriye’de fazla çıkarları olmadığı için de hep geri planda kalıyorlar.
Bu konuda bir başka endişe de, Esat sonrası Suriye’nin aşırı dinciler tarafından yönetilmesi konusudur. Amerika da, Batı da bu konuda son derece endişeliler. Hatta Suriye’de yaşayan Hıristiyanların da bu konuda büyük bir endişe taşıdığını belirtelim. Esat’ın kimyasal silahlarının aşırı dinci grupların eline geçeceğinden en çok endişelenen ülke ise İsrail’dir. Aslına bakılacak olursa İsrail, Esat’ın gitmesine sıcak bakmıyor.
Şimdiki duruma bir bakalım:
Esat gitmedi, daha ne kadar kalacak bu da belli değil. Çünkü Rusya ve Çin’in bu konuda ağırlığı var. Belki de seçimler sonrası Amerika ile Esat için pazarlık yapılacak. Hiç kuşkunuz olmasın, böyle pazarlıkların ve operasyonların içinde Türkiye olmayacak. 50 bin olarak hesaplanan sığınmacı sayısı 100 bini buldu. Halen de akın akın gelenler var. Artık bunlar bizim için sorun olmaya başladı. Daha önce Türkiye’ye destek veren, Suriye üzerine salmaya çalışan Arap ülkelerinden de ses çıkmıyor. Para yardımı hiç gelmiyor. Açıkçası iyice köşeye sıkıştık, planlarımız da alt üst oldu. Bütçe açığımız büyüyor, zamlar ard arda geliyor. Suriyeli mültecilere para yetiştirilemiyor. Bu da milletin sırtına yükleniyor.
Bu arada İran’ın da hem askeri, hem ekonomik açıdan Suriye’nin yanında yer aldığını da unutmamak gerekiyor. Hatta İran, Devrim Muhafızları’nın Esat’ın ordusuna destek için Suriye’de muhaliflere karşı savaştıkları haberleri de geliyor. Özetleyecek olursak, Suriye konusunda ortalık oldukça karışık görünüyor. Türkiye, bu işin içinden nasıl çıkacak bu da belli değil.
Suriye, İran için de son derece önemli bir ülke konumunda. Suriye’de Esat rejiminin çökmesi, İran’ın bölgede yalnız kalmasına neden olacak. Bunun için Mollalar, Suriye konusunda Türkiye dahil, bütün ülkeleri tehdit ediyor. Hatta “Bize bir saldırı, üçüncü dünya savaşının çıkmasına neden olur” diyorlar. Bölgede çıkabilecek bir kargaşada ya da müdahalede ilk hedef olarak da Türkiye’deki füze kalkanlarını hedef alacaklarını belirtiyorlar.
MEZHEP ÇATIŞMALARI DA ÇIKABİLİR
Bölgede en çok da bir mezhep çatışmasının meydana gelebileceği kuşkusu var. Bunun için, yabancı ajan kaynayan Hatay’da, kışkırtmaların olduğunu da görüyoruz. Bugüne kadar yapılan kışkırtma ve provokasyonlar tutmadı ama buralarda her an her şey olabilir, dikkatli olmak ve önlem almak durumundayız.
Suriye’de Esat rejiminin çökmesi, zaten şu anda 3’e bölünmüş olan ülkede ister istemez mezhep çatışmalarının başlamasına da neden olacak. Esat karşıtlarının Şii’lere karşı başlattıkları katliamlar bunun açık bir göstergesi olarak karşımızda duruyor. Bu işe İran seyirci kalmayacak, bu ateş Türkiye’yi de saracaktır. Daha da açıkçası şu anda Suriye’de bir Sünni-Şii iç çatışmaları yaşanmaktadır.
Sonuç olarak şunun söyleyebiliriz:
Türkiye, geç de olsa, Suriye politikalarında uyguladığı yanlışları görmüş, bu konuda geri adım atmak zorunda kalmıştır. Artık ne Erdoğan, ne Davutoğlu, ne de başkaları Suriye konusunda pek fazla konuşmuyorlar. Son derece sıkıntılı bir durumdan nasıl sıyrılacaklarının hesaplarını yapıyorlar. Bir de şunu unutmayalım: Esat muhalifleri, hiç de beklendiği gibi başarılı olamadılar.
e.mail: necdetes@mynet.com
Bir yanıt yazın