İslam’a ve Hz. Muhammed’e hakaret içerdiği için dünyanın dört bir yanında şiddetli protestolara neden olan “Müslümanların Masumiyeti” adlı film, birçok Müslüman ülkenin ardından Türkiye’de de yasaklanıyor.
İslam karşıtı Mısırlı Kıpti bir Hristiyan’ın arkasında olduğu film, ilk başta Mısır ve Libya’da büyük protestolara neden olmuş, büyük şiddet olaylarının yaşandığı protestolar Afganistan’dan Malezya’ya kadar sıçramıştı.
Filmin neden olduğu en büyük tartışmalardan biri, Google’ın sahip olduğu YouTube’un, filme ait fragmanı kaldırmayı reddetmesi oldu. YouTube filmin kurallarıyla uyumlu olduğunu belirtmiş ancak protestoların can aldığı birçok Müslüman ülkede videoya erişimi bloke etmişti. Pakistan ve Sudan ise YouTube’u yasaklama kararı almıştı.
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Hz. Muhammed’e hakaret içeren filme ait sosyal paylaşım sitelerinde yer alan görüntülere erişimin engellenmesine yönelik mahkeme kararının bugün çıktığını söyledi.
SAVCILIKTAN AÇIKLAMA
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Bilişim Suçları Soruşturma Bürosu’nun talebiyle Ankara 13. Sulh Ceza Mahkemesi, Hz. Muhammed’e hakaret içeren filmin görüntülerinin yayından kaldırılması ve bahse konu yayınlara erişimin engellenmesine karar verdi.
Mahkemenin kararında filmin, ”toplumsal ve giderek dünya barışını bozabilecek niteliğe sahip olduğu, filmin yayınlanmasının sonrası gelişen olayların bunu doğruladığı” ifade edilerek, ”talebin haklı olduğu” belirtildi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Bilişim Suçları Soruşturma Bürosu’nun dün nöbetçi sulh ceza mahkemesine verdiği dilekçede, dini değer ve inançları tahkir eden ”Müslümanların Masumiyeti” isimli filmin, tamamı veya bir kısmının Youtube başta olmak üzere birçok internet sitesinde yayımlandığı belirtildi.
Filmin ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceği, dünya nüfusunun önemli bir çoğunluğunun inandığı İslam dininin Peygamberi Hz. Muhammed’i ve ona inananları tahkir edici unsurlar taşıdığı, filmin yapımcı ve oyuncularının medyaya yansıyan beyanlarından, videonun sosyal paylaşım sitelerine konulma amacının Müslümanları provoke etmek olduğunun anlaşıldığı kaydedilen dilekçede, bazı ülkelerde bu amaçlara kısmen de olsa ulaşıldığı ifade edildi.
Dilekçede, büyük çoğunluğu İslam dini mensubu olan Türkiye’de, filmin kışkırtıcı nitelikte olduğu, terör ve sonucu kestirilemeyecek yasal olmayan gösteri ve yürüyüşlere sebebiyet vererek, asayiş ve huzuru bozucu olayları tetikleyebileceği değerlendirilerek, herhangi bir dine, dini değerlere veya o din mensuplarınca kutsal sayılan şeylere hakaretin basın-yayın özgürlüğü kapsamında ele alınamayacağı vurgulandı.
Gelişmiş ülkelerde insanları vandalizme itecek veya kargaşaya neden olacak içeriklerin yasak kabul edilmediğine dikkat çekilen başvuruda, bunun, büyük sosyal paylaşım sitelerince de uygun bulunmadığı bildirildi.
Youtube’un şirket politikasında, ”Çizginin geçilmemesi gerektiği, nefret içeren konuşma ve paylaşımlar, din ve dini gruplara yapılan saldırılar ve küçük düşüren konuşmalara izin verilmediğinin” belirtildiğine işaret edilen başvuruda, filmin tamamının veya bir kısmının bulunduğu ya da aynı içerikteki görüntülerin yer aldığı videoların yayından çıkarılması ve bu yayınlara erişimin engellenmesine karar verilmesi talep edildi.
“DÜNYA BARIŞINI BOZABİLECEK NİTELİKTE”
Başvuru, Ankara 13. Sulh Ceza Mahkemesi’nce karara bağlandı. Hakim Mustafa Aydın, başvurunun haklı olduğuna hükmetti.
Kararda, şu değerlendirmelere yer verildi:
”Filmin içeriğinin dünyada yüz milyonlarca insanın inandığı bir dinin peygamberine hakaret içeren unsurlara sahip bulunduğu, hakarete maruz kalan kişinin peygamber sıfatını taşıdığı dikkate alındığında, cinsel içerik taşıyan sahnelerin müstehcenlik içerdiği, toplumumuzun büyük bir kesimi tarafından inanılan bir dinin peygamberine son derece galiz ifadelerle yapılan hakaretlerin düşünce özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceği ve suç unsuru taşıdığı, İslam dinine inanan her bireyin içinde üzüntü, kızgınlık meydana getirebileceği, bir katkı sağlamayacağı gibi tam tersine toplumsal ve giderek dünya barışını bozabilecek niteliğe sahip olduğu, filmin yayınlanması sonrası gelişen olayların bunu doğruladığı, dolayısıyla mahkememize başvuru şartlarının doğduğu ve talebin haklı olduğu anlaşıldığından, talep edenin internet içeriğe ulaşımının engellenmesi ve yayından kaldırılması yönündeki talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.”
Mahkeme, kararı, infazı için Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderdi. Bilişim Suçları Bürosu da kararı Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’na bilgi ve gereğinin yapılması için iletti.
Amerikali Türkler
Bir yanıt yazın