Almanya’daki İslamî örgütler değişim sürecinde

Uzmanlara göre, Almanya’da Türklerin kurduğu İslamî örgütler, yıllar içinde değişim geçirdi. Yeni kuşak ise Türkiye bağlantılı örgütler yerine kendi organizasyonlarını oluşturmak istiyor.

Uzmanlara göre, Almanya'da Türklerin kurduğu İslamî örgütler, yıllar içinde değişim geçirdi. Yeni kuşak ise Türkiye bağlantılı örgütler yerine kendi organizasyonlarını oluşturmak istiyor. - 015958722 40100

dw.de

Karikatür krizi Almanya yolunda

Müslümanların Masumiyeti adlı film ve Fransa’da karikatür krizinin ardından Almanya’nın belli başlı hiciv dergilerinden Titanic, İslam konulu bir baskının hazırlığı içinde. (20.09.2012)

‘Hukukî inceleme şart’

Almanya’da ‘film’ tartışması

Almanya’da yaşayan yaklaşık 4 milyon Müslüman arasında en büyük grubu Türkler oluşturuyor. Alman İslam Konferansı’nın verilerine göre, Almanya’daki Müslümanlar arasında Türklerin oranı yüzde 63 civarında. Yine Almanya’daki en büyük Müslüman örgütleri de Türklere ait bulunuyor. Berlin merkezli Network Turkey’nin (Türkiye Akademisyenler Ağı) çarşamba akşamı Berlin’de düzenlediği panelde, Almanya’daki Türklerin oluşturduğu İslamî hareketlerin gelişimi ele alındı.

Milli Görüş’ün değişimi

 

Prof. Dr. Werner Schiffauer

1960’larda Almanya’ya gelen Türklerin 1973’de kurduğu ilk dinî örgüt İslam Kültür Merkezleri Birliği (VIKZ) oldu. 1975’de ise günümüzde İslam Toplumu Milli Görüş (IGMG) adıyla faaliyet gösteren derneğin temelleri atıldı. Bu iki örgütün ortak yanı Türkiye bağlantılı olmasıydı. Yıllar içinde gelişen İslam Toplumu Milli Görüş, Almanya’da Müslüman Türklerin kurduğu ikinci büyük organizasyon konumuna geldi. İnternet sayfasında yer alan bilgilere göre, Kerpen merkezli örgütün yaklaşık 87 bin üyesi ve 323 camisi bulunuyor. Milli Görüş hareketinin Almanya’daki gelişimi üzerine araştırmalar yapan Viadrina Avrupa Üniversitesi’nden Prof. Dr. Werner Schiffauer, bu hareketin yıllar içinde değişim gösterdiğini vurguladı:

“Temel noktalardan biri 1999 yılından sonra Milli Görüş hareketi içindeki kuşak değişimi oldu. Bu şu anlama geliyor; Milli Görüş’ün merkezinde yönetimi ikinci kuşak devraldı. Yeni kuşak, Türkiye’deki Milli Görüş’ten ve özellikle de Saadet Partisi’nden bağımsız bir çizgi izlemeye başlayarak, kendine ait bir Avrupa programı yarattı.”

Schiffauer, Almanya’daki Milli Görüş hareketinin, Türkiye’den farklı olarak örneğin Avrupa’ya karşı çıkmadığını ifade etti. Değişim gösteren Milli Görüş’ün İslamcı olmadığını dile getiren Schiffauer, bu hareketin Anayasayı Koruma Teşkilatı tarafından izlenmesini de eleştirdi.

Çatı örgütü DİTİB

 

Dr. Kerem Öktem

Öte yandan, Schiffauer, Almanya’daki Müslüman örgütlerin dinî hizmetler vermelerinin yanı sıra, sosyal hayata ilişkin çalışmalar yaptıklarına, göçmenlerin uyumu konusundaki projelerde yer aldıklarına dikkat çekti.

1984 yılında kurulan ve Almanya’da Türklere ait en büyük dinî örgüt olan Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) de bu yönde çalışmalar yapıyor. Köln merkezli Diyanet İşleri Türk İslam Birliği, Almanya çapındaki 900 camide verdiği dinî hizmetlerin yanı sıra uyum ve dinler arası diyalog konusunda faaliyetlerde bulunuyor.

Oxford Üniversitesi’ne bağlı Avrupa Çalışmaları Merkezi’nden Dr. Kerem Öktem, aslında Almanya’nın Türkiye bağlantılı örgütleri tercih etmediğini belirtti: “Alman devleti Diyanet’in yani DİTİB’in varlığından bir anlamda rahatsız. Çünkü DİTİB, Türkiye’deki Başbakanlığa bağlı bir devlet kurumunun temsilcisi. Ama aynı zamanda en örgütlü ve devletle en rahat ilişki kurabilen bir örgüt. Dolayısıyla Alman devleti açısından ortada zor bir durum var. Yani en az istedikleri temsilci DİTİB, ama bir yandan da en rahat iletişim kurabildikleri örgüt.”

Gülen hareketinin gelişimi

 

Tuba Işık (solda), Federal Aile Bakanı Kristina Schröder ile birlikte

Almanya’da son yıllarda adını duyurmaya başlayan Türkiye bağlantılı bir diğer hareket ise Gülen hareketi. Kerem Öktem, eğitim hizmetleri ile ön plana çıkan hareketin Almanya’daki gelişimini şu sözlerle dile getirdi: “Başka Müslüman gruplarıyla karşılaştırıldığı zaman Gülen hareketinin Almanya’ya gelişi nispeten daha yeni. Yani son 10 yılda varlık göstermeye başladılar. Şu anda 12 kadar okul olarak varlık gösteriyorlar, ancak bunun dışında özellikle dershaneler şeklinde yani öğrencilerin normal okullardaki devamını kolaylaştırmak için dershane hizmetleri veriliyor. Yani aslında her Alman kentinde, Türklerin olduğu her yerde Gülen hareketi bir şekilde mevcut.”

Gençlerin farklı tercihi

Paderborn Üniversitesi’nden Tuba Işık ise Almanya’daki genç Müslümanların artık Türkiye bağlantılı örgütlerde yer almak yerine, kendi ihtiyaçlarına uygun sosyal ağlar kurmayı tercih ettiklerini söyledi. Işık, 2009 yılında kurulan Müslüman Kadınlar Eylem Birliği’ni buna örnek gösterdi: “Eylem, çünkü bir gelişme karşısında, Almanya’da Müslüman kadınları doğrudan ilgilendirecek siyasi bir durumda, kadınların kendini ifade etmesi öngörülüyor. Kadınlar burada Müslüman örgütlerin, özellikle de erkeklerin kendileri adına konuşmasını istemiyor. Kadınlar kendi adlarına konuşmak istiyor.” İnternet üzerinde ağ kuran Müslüman Kadınlar Eylem Birliği, dinî hizmetler vermiyor, ancak iş hayatındaki sorunların çözümünden, kadın-erkek eşitliğine kadar farklı konularda Müslüman kadınların birbirine destek olmasını ve seslerini duyurmalarını sağlıyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Haber: Jülide Danışman / Berlin

Editör: Nihat Halıcı


Yazıları posta kutunda oku


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir