NECDET BULUZ
Biz, yıllardır yazdığımız yazılarda özellikle şu vurguyu yapıyoruz:
“Amerika, kendi çıkarları neyse o çıkarlar doğrultusunda hareket ediyor. Müttefiklik, dostluk bahaneleri ile kendi çıkarlarını koruyor. Bu nedenle Ortadoğu’da başlatılan “Arap Baharı” dikkat edilecek olursa, Müslümanları, Müslümanlara kırdırtmakla Amerika çıkarlarına hizmet eder hale geldi. Bugün, Suriye’de de aynı oyun oynanıyor. ABD, elini sürmeden Suriye konusunu da Müslümanları devreye sokarak çözme peşine düştü.
Bir dikkat edilmesi gereken konu da şudur:
ABD, aşırı dinci grupları hem düşman ilan ediyor, savaş açıyor. Hem de kendi çıkarları uğruna dost görünüp, onları destekleyerek kullanıyor. Bugün Suriye’ye böyle bir senaryo uygulanıyor. Aşırı dinci gruplar Esad’a karşı silahlandırılarak savaştırılıyor. İkiyüzlülüğün, sahtekârlığın ve Müslüman’ı Müslüman’a kırdırmanın bir gösteriye dönüştüğünü ne acıdır ki sadece izlemekle kalıyoruz.
BİZ DE TUZAKLARA DÜŞÜYORUZ
Yine bir başka ince ayrıntı:
ABD’nin kurduğu bu tuzağa biz de düşüyoruz ve alet oluyoruz. Türkiye’de kurulan kamplarda bu grupların eğitimine kucak açıyoruz, silahlandırılmasına, Suriye’ye gönderilmesine ve Müslüman kanı akıtılmasına yardımcı oluyoruz, destek veriyoruz.
ABD’nin uyduları haline gelen Suudi Arabistan, Katar gibi İslam ülkelerin de gazına gelip, aynı noktada buluşabiliyoruz. Amerikan kuklaları ile birlikte hareket ediyoruz. Birçok noktada Müslüman kanının akması, yine Müslüman gruplarca sağlanıyor. Buna da Amerika, Batı, zaman zaman biz de destek olarak ortak hale geliyoruz.
Özgürleştirme bahanesi ile Arap Baharı başlatan ABD, şımarttığı ve silahlandırdığı aşırı şeriat yanlısı grupların bugün hışmına uğramıştır. Yaktığı ateşin içine düşmüştür. Libya’da Amerikan Büyükelçisi ile bazı Amerikalı diplomatların öldürülmesi bu aşırı grupların düzenlediği saldırılar sonunda gerçekleşmiştir. Libya ve Mısır’dan sonra Yemen’de de Amerikan Büyükelçiliklerinin basılması ve İslam ülkelerinin Amerika’ya karşı ayaklanmaya başlaması küçümsenecek sıradan olaylar olarak da değerlendirilmemelidir. Ateş bacayı sarmış, Amerika Ortadoğu’da yaktığı ateşin tam ortasına düşmüştür.
ABD, İSLAMCILARI KULLANIYOR
Amerika, aşırı İslamcı gruplarla hem çalışıyor, hem de işine gelmediği zaman da bunları “Terörist gruplar” listesine alıp savaşıyor. Daha önce El Kaide ile işbirliği yaptığı iddiası ile Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin’i idama götüren Amerika, şimdi El Kaide’ye destek vererek Suriye’de Esad güçlerine karşı çarpıştırıyor. Bu gruplara silah ve para sağlıyor.
Şu noktaya da dikkatleriniz çekelim:
Irak Başbakan’ı Maliki’yi iş başına getiren ABD’dir. Bugün Maliki, ABD’nin koruyucu şemsiyesi altındadır. Ancak, Maliki ile Türkiye’nin arası açılmıştır ve iki düşman ülke haline geldik. Şimdi de Irak ile olan ticaret hacmimiz dibe vurmaya başladı. Suriye ile olan ticaretimiz zaten sıfırladı. Elimizdekileri de koruyamıyoruz. Amerika’nın bölgedeki çıkarı bunu böyle gerektiriyor. Biz ise bu kurulan tuzaklara birdenbire düşebiliyoruz. Maliki ile İran’ın arası çok iyi ve bu iki ülke Suriye’de Esad’ı destekliyor. Amerika’nın ne yaptığı belli değil. Zaten bunu kimse de çözemiyor. Ortadoğu’da çok büyük oyunlar oynanıyor.
AMERİKA KARŞITLARI ÇOĞALIYOR
Şimdi görünen tablo, İslam ülkelerinde bir uyanışın var olduğunu gösteriyor. Amerikan karşıtlığı giderek güç kazanıyor. Sömürü düzenine karşı ayaklanmaların başladığını da belirtelim. Eğer, Suudi Arabistan, Katar gibi ülkeler, bundan böyle halen ABD’nin uydusu gibi hareket etmeye devam ederlerse yakında bu ülkelerde de ayaklanmaların ve depremlerin olabileceğini biz şimdiden vurgulayalım ve uyarıyı da yapalım.
ABD’nin Ortadoğu Bölgesi’nde çıkarları çoktur ve önemlidir. Bu nedenle bu bölgede Türkiye’nin Bölgesel güç olmasını kesinlikle istemez. Bugün, Türkiye zaten giderek her alanda zayıflatılmaya sürükleniyor. Bunda ABD politikalarının ağırlığını görebiliyoruz. PKK ile mücadelede ABD ile istihbarat paylaşımının tam olarak sağlandığına inanabiliyor musunuz? Bizi PKK belasının içine atan ABD’nin ta kendisidir.
Birçok yere “Özgürlük getireceğiz” diyerek kan ve gözyaşı getiren Amerika’nın şimdi hedefinde İran bulunuyor. İran’ın nükleer tesislerinin vurulmasının hesapları yapılıyor. Böyle bir durumda Ortadoğu’da daha çok kan akacak, bölge iyice karışacak, bölgesel bir savaş yayılabilecektir.