Patlama…

Patlama…

Genelkurmay Başkanı dün Afyon’a gitti…

Baktı; nasıl patlamış?..

*

Normalde istifa etmesi lazım…

“O mu patlattı?” diyeceksiniz…

Önceki Genelkurmay Başkanı, kuvvet komutanları, ordu komutanları, generaller, amiraller, bilmem nerede bulunmuş iki tane patlamamış el bombası ile başlayan bir sürecin sonucunda hapisteler ya…

“Ya patlatsalardı” diye…

*

Bu; 25 can…

Çoğu daha üç günlük asker…

Postalı bile ona yabancı…

Acemi askerliğimden hatırlıyorum; arada bir eğilip eğilip belime bağlı su matarama bakardım, bir şey olmasın sonra…

*

Bunlar acemilere bomba “tasnifi” yaptırmışlar…

Gerçi acemilere yaptırırlar bu işi:

Getirip dökerler önlerine, ne de olsa görevdir…

Genelde acemiler daire şeklinde oturtulur, başlarında bir çavuş ya da astsubay bulunur…

Vatani vazifedir bu…

Ama bu dediğim; patates…

Bunlar patates soyma değil de bomba sayma işini yaptırmışlar acemi askerlere…

O kadar yeni askere patates de soydurmazlar ya, kabuğu kalır diye…

*

Nitekim askeri mühimmat deposundaki patlamayla ilgili ilk açıklamayı Genelkurmay değil de Orman Bakanı yapınca…

İlk anda “Bunlar patatesleri patlattılar” dedim…

*

25 civan…

O genç çocukların durmadan kurdukları hayalleri düşündüm dün gece…

Eve dönüşte anneye sarılışın mı, babanın gururlu sözleri mi, sevgiliye söylenecek ve her gece bin defa tekrarlanan o aşk sözcüğünün mü?..

Hepsi işte o bombalarla havaya uçtu…

Hayaller imha edildi…

Daha dün yazmıştım; tek gözümle ağladım…

*

Bu toprakların çocukları kara yazgılıdır…

Terör öldürmese, biz öldürürüz…

*

İşte, sen de istifa et birader…

Patlamamış bombaların komutanlara bedeli varsa, kendi çocuklarının kucağında patlamış bombaların da bedeli olsun…

*

İstifa işe yarayacağından değil…

Böyle cılkı çıkmış bir memlekette, nasıl olsa çocuklarına kıyan çoktur ve aranır bulunur, oraya getirilir…

Bir evrensel etik olduğu için istifa et…

Dünkü medya, başka ülkelerdeki bu tür olaylardan sonra istifa etmiş genelkurmay başkanlarının listeleri ile doluydu…

Vicdani sorumluluktur çünkü…

*

“Çek git” diyeceğim de…

Daha nasıl desem?..

Bekir Coşkun

8 Eylül 2012 – Cumhuriyet


Yazıları posta kutunda oku


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir