PES YAHUT DÖRDÜNCÜ VAY
Hüseyin MÜMTAZ
“Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler…
Kahraman orduyu seyret ki bu tehdide güler!”
Bilindiği gibi yukarıdaki iki satır, “İstiklâl Marşı” şairi Mehmet Akif’in Çanakkale Şehitleri’ne adadığı inanılmaz, unutulmaz şiirinin muhteşem bir parçasıdır.
Bir kenara not edin…
Ve yine bilindiği gibi miladi 2012 yılının Eylül Ayı’nın 2’inci günü gece saat 22.00’de ayrılıkçı eşkıya, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içindeki Şırnak İli’nin Beytüşşebap İlçe merkezinde uzun namlulu silahlar ve roketatarlarla dört ayrı noktadan kaymakamlık, Tümen Komutanlığı, askeri lojmanlar ve polis noktalarına eş zamanlı saldırı düzenlemişlerdi.
“Saldırı üzerine çıkan çatışmada” 10 şehit vermiştik.
Bunu da bir kenara yazın..
Yazın ama ondan “daha elim ve daha vahim” olan asıl olay “ertesi gün” cereyan etmişti.
1.Eşkiya cesetlerini sabah olunca ilçe dışına çıkaran askeri araca militanlarca örgüt bayrağı asılmıştı ve 2. O aracın önünden geçtiği askeri lojmanlarda asılı Türk bayrağı askerlerce indirilmişti.
“Ertesi gün” yâni, 3 Eylül 2012…
Bu tarih, Türk vatanında Türk bayrağının, Türk askerlerince indirildiği tarihtir ve her ikisi de fotoğrafla sabittir.
Aynı 4 Temmuz 2003 Chuwall olayında olduğu gibi, ilkinden 9 yıl sonra cereyan eden bu olay da unutulmayacak şekilde tarihin hafızasına kaydedilmiştir.
Milletin vicdanında derin yaralar açmıştır.
Derken efendim, 6 Eylül itibariyle “bir rivayet”….
“Beytüşşebap’ta 10 askerin şehit olduğu saldırı sonrasında kameralara yansıyan ve büyük tepki çeken görüntünün sırrı ortaya çıktı. Görüntülerde Türk askeri Türk bayrağını indirirken görülüyordu. Meğer askerler bayrağı, binaya taş atıldığı için zarar görmesin diye indirmişler”.
Devam ediyor haber;
“Terörist saldırıda ölü ele geçirilen terörist cenazelerini güvenlik güçlerine vermek istemeyen, içinde Belediye Başkanının da bulunduğu bir grup tarafından, ilçe merkezindeki Jandarma personelinin lojman olarak kullandığı binaya taş atıldığı ve binanın camlarının kırıldığı bilgisini veren askeri yetkililer, olayın devamı sırasında, Türk bayrağına herhangi bir zarar verilmemesi için, binada bulunan nöbetçi erler tarafından balkona asılan bayrağın içeri alındığını belirtti. Askeri yetkililer, şu görüşleri dile getirdi: Bir-iki erimizin ‘Bayrağımıza zarar vermesinler’ diyerek yaptıkları iyi niyetli girişimin bazı basın-yayın organları tarafından çarpıtılarak kamuoyuna sunuluşu üzücü ve düşündürücüdür. Hiç kimse bayrağımıza dil ve el uzatamaz. Türk Silahlı Kuvvetleri buna asla müsaade etmez ve gerekli olan tepkiyi anında gösterir. Bu durum herkes tarafından çok iyi bilinmelidir.”
“Askeri yetkililer” tanımı müphem bir tanım ve kimliktir. Rütbe, isim ve taşınılan makam ve memuriyet unvanı ile yapılmaya cesaret edilmeyen, hiçbir resmi internet sitesinde yer almayan dolayısı ile havada kalan bir açıklamadır. Belki haberi aktaran muhabirin endişeli/sınırlı algılayabilme yeteneğini aksettirmektedir.
Onun için biz de yorumumuzu “havaya” yapacağız..
“Eşkıya her şeye muktedir” algılamasının oluşmasına yardımcı olacak bu tür yorumları engellemek için yapacağız.
Meydanın o kadar da boş olmadığını, vatanın ve bayrağın sahipsiz olmadığını göstermek için yapacağız.
Milletin ayakta olduğunu göstermek için yapacağız..
Saçmalamayın efendiler…
ASKERİN GÖREVİ TAŞ ATILAN BAYRAĞI İNDİRMEK MİDİR, BAYRAĞA TAŞ ATILMASINI ENGELLEMEK, BAYRAĞA UZANAN ELLERİ KIRMAK MIDIR?
Türk askeri, Türk vatanında bunu yapamayacaksa hangi coğrafyada, nasıl yapacaktır?
Demek asker 2012 Türkiye’sinde “taş atıldığı” için ve “zarar görmesin” diye üç buçuk çapulcudan çekindiği için bayrağı indirmiş…
Hâlbuki 1915 Türkiye’sinde “akvamı beşer”den, “en kesif orduların dördü, beşi”nden ve “Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler”den korkmuyor, “bu tehdide gülüyordu”…
Demek onlar “Namusunu çiğnetmeyen…. bir nesil”di…
Geçen 97 yılda şiir mi eskidi?
Yoksa biz mi bu kadar bozulduk?
DESEM VAY, DEMESEM VAY!…7 Eylül 2012
57′NCİ ALAY HER YERDE
HEPİMİZ 57′İNCİ ALAY’IN NEFERLERİYİZ
Bir yanıt yazın