Bir sabah da güzel bir haberle uyanmayacak mıyız, diyor telefondaki vatandaşımız…
Terör saldırısı, otobüs kazası, yangın, patlama, sel, deprem… Her gün ayrı felaket.
Hiçbir Batı ülkesinde böyle seri felaketlere raslanmıyor oysa… Neden?
* * *
Profesör Celal Şengör, hocası Doğan Kuban’ın “Ani Çöküş Kuramı”nı şöyle özetliyor:
“Cehaletin egemen olduğu toplumlarda, toplum mekanizmasının orasında burasında aksaklıklar baş gösterir ve sonunda tüm bu aksaklıklar biraraya gelerek toplumu birdenbire çökertir. Dışarıdan bakan bu çöküşün aniden ortaya çıkan sebeplerle olduğunu sanacaktır. Halbuki cehalet uzun zamandan beri toplumu içinden kemirerek dayandığı payandaları yok etmektedir. Bu süreç kritik bir noktaya ulaşınca toplum küt diye çöker…”
* * *
Peki bir toplumda cehalet nasıl egemen hale gelir? Bilime, çağdaşlığa sırtınızı dönerseniz… Devlet kadrolarına hakeden ve layık olanı değil eş dost akrabayı atarsanız… Üniversiteyi çökertirseniz… Demokrasiyi, tartışma kültürünü, eleştiriyi, özgür düşünceyi öldürürseniz… Parayı bütün değerlerin üzerine çıkartırsanız… Çalışmayı, emeği, bilgiyi, kültürü değer olmaktan çıkartırsanız… Çökertirsiniz.
* * *
Patlamanın ardından kimi “kaza” diyor kimi “bilinmeyen sebep”……
Oysa patlama çok iyi bilinen sebeplerden kaynaklanmıştır…
İhmal, beceriksizlik, tedbirsizlik, cehalet…
Hepsinin de temelinde Cumhuriyet’in yerini cehaletin alması vardır…
Melih Aşık, Milliyet