DUVARIN HANGİ TARAFINDASIN EY MİLLET?
Hüseyin MÜMTAZ
Bir duvarın, kaçınılmaz olarak bir tarafındaysan ve her gün, her saat çekilen taşlar yüzünden duvar yıkılma tehlikesindeyse o duvarın hangi tarafında olduğun son derece önemlidir ey okuyucu..
Çünkü duvar ya senin üzerine yıkılacaktır yahut duvarı sen bilerek öteki tarafa itmektesindir.
2012’nin 26 Ağustos’unda, yâni “Büyük Taarruz”un 90’ıncı (Yazıyla Doksan) yıldönümünde Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisindeki Omurlu Taburu aynı gün içinde üçüncü defa saldırıya uğruyor ve “ânında cevap veriyorsa”, yâni “tabur” mevzii savunması yapıyorsa, yapmak zorunda kalıyorsa, yapmak zorunda bırakılıyorsa duvardan bir taş çekilmiş demektir ey okuyucu..
Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisindeki Şemdinli’ye aynı gün yaklaşık 30 kişilik bir PKK’lı grubu minibüslerle geliyor, araçların arkasından silah ve teçhizatlarını indirdiklerinin görüntülenmesinin ardından akşam saat 20.30’da, ilçe merkezinde aynı binada bulunan Kaymakamlık ve Emniyet Müdürlüğü ile 100 metre yakınındaki Jandarma Komutanlığı ve ilçe dışındaki Tugay Komutanlığı’na eş zamanlı saldırı düzenleyebiliyor, “ilçe merkezi”ndeki saldırı iki saati aşkın, 22.40’a kadar sürüyor ve yine aynı anda Bağlar, Zorgeçit ve Derecik köyleri civarındaki çatışmalarda “birkaç Mehmet” şehit oluyorsa bir değil, birden çok daha fazla taş çekilmiş durumdadır ey okuyucu..
Atatürk’ün “Ne Mutlu Türk’üm Diyene” sözü vekil Lök tarafından eleştiriliyor ve kaldırılması yahut “Türkiyeliyim”olarak değiştirilmesi istenirken; “Başkumandan”ın 90 yıl önce denize döktüğü Yunanlıların en çok satan gazetesi TaNea’nın, her hafta gazetenin yanında vereceği ‘dünyayı değiştiren konuşmalar’ serisine, “aynı Zafer Haftası” içinde Mustafa Kemal Atatürk’ün Nutuk’u ile başlaması bırakın duvardaki taşların tümünün oynaması, fakat dünyanın tersine döndüğünün de göstergesidir ey okuyucu..
Dünya tersine dönmekle kalmamakta, şaşırtacak şekilde yörünge de değiştirmektedir..
Orhun Abideleri’ne “daha yakın” Türkiye’nin, doğusundaki Türkleri ve “simgesel” Turan’ı bir yana bırakıp güneyindeki bambaşka bir coğrafyada yine “simgesel” bir Osmanlı rüyasının peşine düşmesi ama….
….ama Orhun Abideleri’ne “daha uzak” Macaristan’ın, Macar ovasında “Turan Şöleni” düzenlenmesi “duvar-taş-yörünge” ile filan açıklanamayacak bir “yer çekimsiz ortam” yorumudur ey okuyucu..
Durun burası keyifli, arkama yaslanıp etraflıca anlatmalıyım…
Macaristan’da düzenlenen Turan Kurultayı’na Türkiye dahil 21 ülke katılmış. 250 binden fazla kişinin katıldığı etkinlikte, kıyafetlerle, oyunlarla tarih yeniden canlanmış. Kurultayın amacı, eski Macar ve Hun Türk kavimlerinin kaynaşması imiş.
Eski Macar ve Hun Türk kavimlerini birbirlerine yakınlaştırmak amacıyla 2007’den bu yana düzenlenen Turan Kurultayı’nın bu yılki ayağı birbirinden renkli görüntülere sahne olmuş. İlki Kazakistan’da yapılan daha sonra 2008’den itibaren Macaristan’da düzenlenmeye başlanan etkinliğe, Türkiye dahil 21 ülkeden gelen misafirler katılmış. Macaristan’ın Bugac kentinde 10-12 Ağustos’ta düzenlenen kurultay, bu yıl ilk kez olarak da resmiyet kazanmış. Açılışı Macaristan’ın hem de Parlamento Başkan Vekili Sandor Lezsak yapmış. Etkinlik öncesinde Macaristan Başbakanı Viktor Orban da kurultayı düzenleyen Macar Turan Vakfı’na 251 bin euroluk yardımda bulunmuş. 250 binden fazla ziyaretçinin katıldığı etkinlikte kardeş halklar, kurulan panayır alanında otantik dans ve müzik gösterileri sunmuş.
Göçebe savaş oyunları, atlı gösteriler, tazı-şahin yarışları, okçuluk gibi gelenekler yeniden canlandırılmış. Demir zırh, deri kıyafetler ve kürk kalpaklar giyen katılımcılar izleyenleri adeta zamanda yolculuğa çıkarmış. Orta Asya Türk kökenli 200 otağ kurulmuş. 350 süvari de savaş sanatlarını sergileyerek Türk kavimlerinin geleneksel özelliklerini tanıtmış. Başkent Budapeşte’nin 170 kilometre güneydoğusundaki bölgeye gelen bazı gruplar ise ‘Yurt’ kurup kurultayı yakından takip edebilme şansı yakalamış. Kurultayda her sabah katılımcıları gün ağarırken uyandıran davul, dünyanın en büyük şaman davulu olma özelliğine sahipmiş. Çapı 188 santimetre olan davulun çerçevesi için Sibirya kavak ağacı, derisi için de bir bütün sığır derisi kullanılmış. Kurultay sırasında düzenlenen okçuluk yarışmalarında 1226’da Doğu Tacikistan’da Cengiz Kağan’ın bir zaferi onuruna düzenlenmiş yarışmada Esunkhei (Yesukey?) adında bir okçu tarafından kırılan en uzağa atma rekoru ise sembolik de olsa (502.5 metre) kırılmış. Macar okçu 603 metrelik uzaklığı vurarak rekorun yeni sahibi olmuş. Kurultay hakkında görüşlerine başvurulan Macar Turan Vakfı yetkilileri ise amaçlarının soydaşları ile birleşmeyi gerçekleştirmek olduğunu söylemiş. Turan Vakfı Medya Başkanı Szakacs da ‘Bu boy toplantısında eski atalarımızı anıyoruz. Kurultay, Macarların binlerce yıllık geleneksel efsaneleri, mitolojisi ve kendi millî şuuruna uyan gerçek Macar tarihini gösteriyor. Macar, Hun ve Türk şuuruna sahip olan halkların kaynaşmasını sağlıyoruz. Macar milletinin isteği ile hak iddiasından ortaya çıktığından dolayı Turan Kurultayı Macarların en büyük bayramı oldu’ diye konuşmuş.
Szakacs şöyle devam etmiş: ‘Macar geleneklerine büyük önem veren ve Macarların doğudaki menşeine saygı gösteren milliyetçi bir hükümetimiz var. Hükümetin başlattığı doğu açılımı ise ekonomik bir adım. Bu çerçevede hükümetimiz Turan Kurultayı’nın önemini anladı. Bize maddi ve manevi destek oldular’. Szakacs, Macarlar ile eski Türk boyları arasında kesinlikle akrabalık olduğunu uzun uzun anlatarak, ‘Türk kardeşlerimizin Hun Hanı Atilla’ya olan saygısını da biliyoruz. Bu yüzden Macar Turan Vakfı, Türkiye’yi stratejik bir ortak olarak görüyor’ demiş. Bir sonraki Turan kurultayı, 2014’te yine Macaristan’da gerçekleştirilecekmiş..
Kurultay 2008’den beri her iki yılda bir düzenlenmeye başlanmış. Gelinen noktada ise dünyanın en büyük gelenek yaşatıcı kutlaması olarak kabul ediliyormuş. Kurultayın ilk filizleri 2006’da, Macar Antropolog Andras Zsolt Biro tarafından atılmış. Biro, Kazakistan’dayken genetik örnekler toplayarak analiz edip Kazakistan sınırları içinde varlığını devam ettiren Madjar kabilesi ve Karpat Havzası Macarları arasında genetik bağ olduğunu kanıtlayınca kurultay etkinlikleri doğmuş. Macar Turan Vakfı yetkilileri, ‘Artık birçok araştırmacı, Macarların antropolojik niteliklerinin ve kültürlerinin de daha çok İran ve İskit geleneklerini yaşatan Orta Asyalı ‘Türk’ nüfuslarıyla benzerlik gösterdiğini kabul etmektedir’ diyormuş. Turan Kurultayı’na katılan milletler ile boylar ise şöyleymiş: Azeri, Avar (Dağıstan), Başkurt, Bulgar, Buriat, Japon, Karakalpak, Kazak, Kazakistan Madyar boyu, Kırgız, Moğol, Özbek, Özbekistan Madyar boyu, Tatar, Türkiye Türkleri, Türkmen, Uygur, Yakut (Saha), Macar.
Türkiye’de kamuoyu her vesileyle ve yoğun bir şekilde, “Libya-Suriye-Filistin dostları” toplantıları-konferansları ile meşgul edilirken Turan Kurultayı’ndan bizi tek başına haberdar eden Sabah’a teşekkür ediyoruz..
Macar Ovası’nda Macarlar TURAN KURULTAYI düzenlerken, Uygur Türklerinin lideri Rabia Kadir’e vize vermeyen Türkiye’nin; dünyanın çeşitli ülkelerinden Ankara’ya gelen Uygur Kadınları’nın katılacağı ve Uluslararası “Uygur İnsan Hakları ve Demokrasi Vakfı”nın organize edeceği “5.Uygur Kadınları İnsan Hakları ve Demokrasi Semineri”ne izin vermemiş olmasını ise hayretle buraya not etmekten başka bir şey yapamıyoruz.
Duvardan dökülen taşlar çoğalmaktadır kıymetli okur.
Böyle bir ortamda eski sıkı solcu, hâttâ CHP’nin eski genel sekreteri ama yeni Kültür Bakanı’nın, Antalya’daki şehit cenazesinde “Bandoyu kesin tekbir çekilecek!” gösterisi, duvardaki taş maş değil, gülünüp geçilecek bir kum tanesidir.
Tekbir getirildiğini bilirdim de çekileceğini yeni öğrendim.
Durum böyle, böyledir muhterem okuyucu..
Ama artık “okumak”tan başka meselâ “düşünme”ye de başlamanın zamanıdır gibime geliyor.
Bitaraf olamazsın. Çünkü duvarın ya bu tarafındasındır yahut öteki tarafında…..
Ya senin üzerine yıkılacaktır duvar ve bertaraf olacaksın yahut sen öteki tarafa yıkacak ve kurtulacaksın.
Neresindesin duvarın? Hangi tarafındasın?
Son kararın mı? 27 Ağustos 2012
57′NCİ ALAY HER YERDE
HEPİMİZ 57′İNCİ ALAY’IN NEFERLERİYİZ