Kıbrıs Rum tarafında hem ekonomik hem de siyasi durum berbat.
Biri iflas, diğeri erken seçim modunda.
Siyaset ve ekonomi Kıbrıs Rum tarafında aynen “Tavuk mu yumurtadan çıktı yoksa yumurta mı tavuktan çıktı” döngüsüne benzer bir süreç oluşturdu.
Ekonomi battığı için mi, Rum tarafında siyasi kriz yaşanıyor yoksa Rum Cumhurbaşkanı çok başarısız olduğu için mi ekonomi batağa saplanıyor, belli değil.
Geçmiş Rum Yönetimleri yıllardır AB’den aldıkları kredileri, kağıt üzerinde sayılarla oynayarak elde ettikleri yardım ve hibeleri sanki sonu gelmeyecekmiş gibi bol keseden tembel Rum halkına dağıtarak, dünyaya kişi başı geliri en yüksek devletlerden bir tanesi oldukları kandırmacasını allayıp pullayıp yutturdular.
Deniz eninde sonunda bitecekti, bitti.
Bir zamanların kişi başına en yüksek geliri olduğu iddia edilen Kıbrıs Rum tarafına artık kredi verende yok, güvende yok.
Batak bir ülkeye kim güvenir ki.
Avrupa Birliği, hem üyesi olması, hem AB’nin saygınlığını yerle bir etmemesi, hem de Euro bölgesinin dağılmasına yol açmaması için Rumlara mali yardım yapmayı göze aldı.
Ama Rum tarafı bildiğiniz bir fırıldak.
AB’den para isterken, AB’nin Orta Doğu ve Asya’daki ekonomik rakibi Rusya ve Çin’den de mali yardım istedi parayı kim verirse onun düdüğünü çalarım diyerek…
Rusya ve Çin Rumların kara kaşı kara gözüne kredi vermeyecegini gösterip, para karşılığında bir takım kazanımlar- buna ödün de diyebilirsiniz- isteyince, Rum Yönetimi gene yüzünü AB’ye döndü.
Kötü giden ekonomiyi kurtarmak için AB’den gelen Duyunu Umumiye heyeti, namı- diğer Troyka, (yani üçlü ekip) bir takım mali tedbirlerin alınmasını şart koştu.
Fazla fazla mesailerin kaldırılması, 13. Maaşların iptali, KDV vergilerinin arttırılması benzeri tedbirlerin alınması gibi.
Dünyanın herhalde yegâne Komünist partisi olan AKEL, -86 yıllık karizması çizilmesin diye- ruhani lideri Rum Cumhurbaşkanı Dimitris Hristofyas’ın bu tedbirleri almasına karşı.
2003 yılında Kıbrıs Rum Meclisinde çoğunluğu elde eden AKEL’in, Papadopulos’un kabinesinde de Bakanları vardı. 2008 yılında, kuruluşundan 82 yıl sonra ilk kez ciddi bir şekilde Cumhurbaşkanlığına talip olunca Genel sekreter Hristofyas seçimi kazandı.
AKEL’in Türkçe açılımı “Emekçi Halkın İlerici Partisi”, felsefesi de komünizm.
Şimdi AKEL’in kurmayları, ekonomiyi kurtarmak için Troyka’nın öngördüğü yaptırımları uygulamak ve de “Emekçi Rum Halkı”nın yıllardır grev yapa yapa elde ettiği kazanımlarını kesmek ve geri almak zorunluluğu ile karşı karşıya kaldı.
Çalışanların mesailerini, kıdem tazminatlarını, 13. Maaşlarını ve yüksek emekliliklerini kesmek AKEL’in felsefesine tamamen aykırı.
O yüzden bunu yapamayacakları kesin.
Yaparlarsa partilerinin ismi olan “Emekçi Halkın İlerici Partisi”ni değiştirmeleri ve “Emekçi Halkın Kazanılmış Haklarını Geri Alan Parti” koymaları gerekecek.
AKEL, sonuçları ile belki de siyasi yaşamını sonlandıracak bu karardan kaçmak için şimdi Cumhurbaşkanlığından ve dolayısı ile de Hükümetten istifa edip etmemeyi tartışıyor.
Son derece başarısız geçen dört buçuk yıldan sonra Hristofyas’ın atacağı en doğru adım, sağlık bahanesi ile Rum Cumhurbaşkanlığından istifa etmek olacak.
Bugüne değin hiçbir Rum Cumhurbaşkanı, zamanından önce görevden çekilmediği için Hristofyas bu konuda ilk ünvanını alacak tabi.
2012 başı-Temmuz sonu itibarı ile Rum tarafındaki 36 bin 452 işsize ödenen 75 milyon Euro maaş, zaten batmış olan maliyeyi iyice dibe çekti. Her gün iki şirketin iflasını ilan ettiği Güney’de 2012 yılının ilk yedi ayında iflasını açıklayan şirketlerin sayısı 429. Yıl sonu için beklenen sayı ise 1031.
Rumların hem ekonomileri, hem de siyasi hayatları iyice battı ve felakete doğru yol aldılar.
Kimileri bunları yazıyoruz diye kızsa da görünen köy kılavuz istemiyor.
Ata ATUN
20 Ağustos 2012
Bir yanıt yazın