Prof. Dr. Oya Akgönenç
Suriyede gerçekleştirilen büyük intihar saldırısı ve Esada çok yakın 3 ismin ölmesi ile Suriyede ki gelişmeler değişik bir safhaya girmiş ve “Kaçınılmaz ve büyük bir iç hesaplaşma ve ölümüne mücadele”.nin artık çok yakın olduğunu da ortaya koymuş bulunmaktadır.
Fevkalade iyi korunan ve Suriye Milli Güvenlik kararlarının alınıp, yönetildiği bir merkeze yapılan bu büyük ve etkili saldırı ve onun sonuçları, Suriyede ki olayları birden çok kritik ve kaypak bir zemine oturtmuştur.. Bu yapılan olay, muhalifler açısından Esad güçlerine karşı en üst seviyeden bir meydan okumadır. Meydan okuma ve derin yara açma operasyonudur.
Buna karşılık ,Esad hükümetinin tutumu bundan daha sert bir cevap şeklinde olacaktır. Esasen, Esad hükümeti, böyle bir olayın, “mutlaka dış mihraklar tarafından düzenlenmiş ve onların ajanlarının da yardımı ile gerçekleştirilmiş bir olay olduğu” şeklinde bir açıklama yapmıştır. Bu olayın cevapsız bırakılmayacağı mesajı verilmiş ve beraberinde imalı bir “tehdit” de savurulmuştur. Hatta, Esad grubu, bu işte ABD, İngiltere, İsrail ve Türkiye’nin rolleri olduğunu ima eden ifadeler kullanmış, sözü ona getirmişlerdir. Bu ülkelerin istihbarat teşkilatlarının etkili olduğunu savunmuşlardır.
Suriye basınında ve internet ortamında, derhal Türkiye aleyhinde yazılar ve hikayeler üretilmeye başlanmıştır. Oysa ki Türk yetkililer ilk andan itibaren bu şekilde bir terör hareketinin kabul edilemez olduğunu belirtmiş, terörü bütün samimiyetleri ile defalarca lanetlemişlerdir. Ne var ki “kişi, kişiyi kendi gibi bilir” diye bir ata sözü vardır. Suriye askeri idaresi daha geçen gün Türk uçağını düşüren askere ,hem terfi hem de para ödülü vermiştir. ( daha bir hafta öncesinde, “Türk uçağı olduğunu bilmiyorduk, öğrenince üzüldük, keşke vurulmasaydı…!!!” diyen aynı ototriteler olduğu düşünülürse, durum hayli vahim bir görünüş arzetmektedir.
Suriyede, 18 Temmuz Çarşamba günü vukua gelen patlamalar sonrasında ABD, Ingiltere ve diğer Avrupa devletleri “yaptırım ve baskıların arttırılması gerektiğini” vurgulayan açıklamalar yapmıştır.
Rusya ise açıklamalarında, “Suriyede artık kaçınılmaz sona ve iç mücadeleye gidilmekte olduğunu ve Batının hala kararsız kaldığını” vurgulamıştır.
Türkiye ise, son sözün ve son kararın Suriye halkının olduğunu ve sonuca da halkın dirayet ve kararlılığı sonucunda ulaşılacağını ifade etmiştir.
ABD ile Avrupa devletlerinin Suriye’ye bakış ve yaklaşımları farklıdır.
A) Avrupa devletleri hala bir zamanlar Osmanlıdan koparıp, sömürge olarak kullandıkları Suriye topraklarına, yine yeni kazançlar elde edilebilecek imkanlar var mıdır düşüncesiyle yaklaşmaktadırlar. Özellikle Fransızlar burada büyük rol oynamaya çoktan hazır görünmekteydiler. Sarkozy imkan bulmuş olsaydı aynen Libya’da yaptığı gibi buraya da saldırmaya hazır görünmekteydi. Seçimlerin olması ve Hollande’ın başkanlığı alması ile Fransa biraz geri adım atmak durumuda kalmıştır. Ingilterenin yaklaşımı metodda farklı olmakla beraber öz’de bir benzerlik arzetmektedir. Diğer Avrupa devletleri de yaptırımlardan bahsetmekte ama müşterek bir karar ve strateji üstünde anlaşamamaktadırlar.
B) Buna karşılık ABD’nin bakışı farklıdır. Suriye için karar verirken en çok İsrail’in konumu ve ihtiyacını hesaba katmaktadır. İsrail, şu anda Esad idaresi ile tuturmuş olduğu dengeden memnundur. Bu rejim gidip, yerine “Müslüman Kardeşler” idaresi gelecek olursa, kendisi için daha rahatsız bir durum olacağını düşünmektedir. Dolayısı ile onların ABD’ye yaptığı telkin ve tavsiyeler de bu doğrultudadır. Sonuçta da ABD’nin politikası net olmayan bir görüntü çizmektedir.
C) Ruslar, eskiden beri Esad ailesini desteklemiş olup, tutumlarını değiştirmemişlerdir. Suriyede üsleri mevcuttur. Hem,muhaliflere de silah satmaktadırlar hem de Esad’a. Şimdi de “ son büyük mücadelenin gelmekte olduğu” kanaatini ifade etmişlerdir.
D) Türkiye ise kararın Suriye halkı tarafından verileceği ve bu işi sonuçta ancak onların çözebileceği kanaatını tekrarlamıştır.
Türk başbakanının dünkü Rusya ziyareti sırasında:
- Türkiye ve Rusya, her ikisi de Suriyede istikrarın biran önce ihdah edilmesinin elzem olduğunu belirtmiş
- ,Her ikisi de Suriyenin bölünmesine karşı olduklarını vurgulamışlardır.
- Düşürülen Türk uçağı konusunda Bilgi teattisinde bulunmuşlardır.
Bir bakıma Suriyede “kaçınılmaz son veya nihai meydan mücadelesi” artık kapıdadır. Suriyede adeta finali görmek üzereyiz.
Mühim olan Türkiye’nin her türlü baskı altında soğukkanlılığını koruması ve son kiyametin içine düşmemesi gerekliliğidir.
19/707/2012
Yazıları posta kutunda oku