Hristofyas’ın dün Avrupa Parlamentosu’nda yaptığı sunumda “Türk ya da Rum olmaları fark etmez. Kıbrıs, Kıbrıslılarındır. Kıbrıs’ta İngiltere ve Türkiye’ye yer yoktur” ifadelerini kullanması çok dikkatimi çektiği gibi garibime gitti.
Anlaşılan Rumlar adada Türklerin de var olduğunu, Türklerin de ada üzerine ve adanın yönetimi üzerinde hakları olduğunu daha yeni yeni anlamaya, görmeye başlamışlar.
Gözlerini açan, akıllarının başlarına gelmesini sağlayan (başlarına düşen saksı da diyebiliriz) 20 Temmuz 1974 Mutlu Barış Harekatı ve adadaki güçlü Türk Ordusu herhalde.
Barış Harekatında Türk Ordusundan ağızlarının payını alınca anladılar ki Türk ordusu adadan gitmeden asla bu adaya hakim olamazlar ve Türkleri de hükümete ortak etmeden, azınlık hakları ile yetindirip 2’inci sınıf vatandaş konumuna sokamazlar.
Kötü bir tecrübeyle bunun farkına varmış olan Rumlar 1974 öncesi hiç akıllarına gelmemiş olan “Kıbrıs Kıbrıslılarındır” diye de uyduruk bir görüş attılar ortaya.
20 Temmuz 1974 Mutlu Barış Harekatından evvel adanın Rumların olduğu iddiasındaydılar ve Kıbrıslı Türkleri adadan kaçırmak için ellerinden geleni arkalarına koymadılar.
Katliamlar yaptılar, yüzlerce masum Türk’ü acımasızca öldürüp, naaşları bulunmasın diye kör kuyulara attılar.
Türk köylerine saldırıp, yakıp yıkarak yerle bir ettiler ve haritalardan sildiler.
Öldürme tehdidi ile köylerini, evlerini ve yüzyıllık yurtlarını terk etmeye zorladıkları Türklerin arkada bıraktıkları, mallarını, mülklerini, hayvanlarını, tarlalarını, zirai ürünlerini, dükkanlarını, araçlarını, traktörlerini ve benzeri taşınmazların tümünü yağmalayıp gasp ettiler.
O insanlığın ve Kıbrıs tarihinin yüz karası “Türklerin Soykırıma uğratıldığı” yıllarda “Kıbrıs Kıbrıslıların” değildi, Kıbrıs sadece Rumlarındı.
Kıbrıslı Türkler, “Kıbrıslı” kavramının içinde yer almıyordu ve 1974 Mutlu Barış Harekatına kadar da asla yer almadı.
Rumlar arasında ve Rumcada, Kıbrıslı Türklerin tanımı “Bello Turko” yani “Deli Türk” idi. Rum restoranları ile dükkanlarının çoğunun kapısında “Buraya Türkler ve Köpekler giremez” yazıyordu.
Ne oldu da Rumlar şimdi aniden “Kıbrıs Kıbrıslılarındır” demeye başladı pek te anlamış değilim.
Çok değil daha yarım asır evvel kapılarına “Buraya Türkler ve Köpekler giremez” diye yazanlar bizi Kıbrıslı olarak kabul ettiler ya, biz şimdi o dükkanlara “Kıbrıslı” olarak mı gireceğiz?
İkiyüzlülüğün, sahtekarlığın, takiyyenin bu kadarına da pes doğrusu.
Rum Yönetimi başkanı Hristofyas konuşmasında “Kıbrıs’ta İngiltere ve Türkiye’ye yer yoktur” derken neyi kastetti, onu da pek anlamadım doğrusu.
Türkleri adadan temizlemek için 1963 yılının Mart ayında Makarios’un kurduğu Rum Milli Muhafız ordusunun gücünün bu temizliğe yetmeyeceği anlaşılınca Yunanistan’dan ithal edilen askerler, subaylar ve 20 bin kişilik Yunan Komando Tümeni adada konuşlandığında dönemin Rum yöneticileri veya Hristofyas ne diye çıkıp ta “Kıbrıs’ta Yunanistan’a yer yoktur” dememişlerdi.
Yani Yunanistan, kara ve deniz ordusundan 20 bin kişiyi Kıbrıs adasına gönderince Yunanistan’a adada yer var da, Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasasının Ek.1 madde 4’üne göre adada bulunan ve Kıbrıslı Türklerin 15 Temmuz 1974 darbesinden sonra ilan “Kıbrıs Helen Cumhuriyeti” tarafından katledilmesini önlemiş olan Türk ordusuna niye yer yok, bunu da pek anlamış değilim.
Hristofyas kendi fikirlerini kendine saklasın.
Kıbrıslı Türkler ne zaman neyin yapılacağına kendileri karar verebilecek güçte ve yetenektedirler.
Ata ATUN
ata.atun@atun.com
6 Temmuz 2012